Çok Tanrıcılıkta Önemli Bir Yeri Olan Babil Tanrısı: Marduk
marduk, babil’in en büyük tanrısıdır. çok tanrıcılıkta marduk’un özel bir yeri vardır. marduk ilkin tarım tanrısıdır. bu yüzden bel küreği ile temsil edilir. kral hammurabi tarafından en yüce tanrı derecesine yükseltilir. daha sonra mö 16. yy’da kral nabukadnazar tarafından tek tanrı sayılır. bu açıdan bakınca marduk tek tanrıların ilkidir. mısırlı amenotep iv. tanrısı aton (mö. 14.yy) ve musa’nın tek tanrısı yehova (mö. 12.yy) tarihsel süreçte onu izlemişlerdir.
marduk’un büyük önemi bugün dünya uluslarını etkileyen üç büyük dine kaynaklık etmiş olmasındandır. inançsal tarihi mö 5000 yılına kadar gider. eski mezopotamya inançlarında o, maddeye biçim veren ve detayı yaratan tanrı sayılmaktadır. balçıktan insanı yaratan da o’dur.
jüpiter gezegeni ile simgelenmektedir. sümerler, amoritlere yenilince marduk tanrı enlil’in de yerini almış ve bütün tanrıların en büyüğü sayılmıştır. sümerlerin enuma eliş sözcükleri ile başlayan ve bundan dolayı da bu adla anılan uzun yaratılış şiiri marduk’un baş tanrılığını şöyle anlatır:
“evrensel boşlukta ilkin erkek dev apsu ile dişi dev tiamat varmış. bunların birleşmesinden erkek yılan lakmu ile dişi yılan lokamu oluşmuş. yılanların birleşmesinden de gökyüzü tanrısı anşar’la yeryüzü tanrısı kişnar doğmuş. yeryüzü ile gökyüzü birleşerek anum, enlil ve ea’yı doğurmuşlar. böylelikle sessizlik bozulmuş ve evrende gürültü başlamış. sessizliğe alışık olan apsu ile tiamat bu gürültüden tedirgin olmuşlar. apsu, bütün yarattıklarını yok etmeye karar vermiş. çocuklarının yok olmasını istemeyen tiamat her ne kadar ona karşı koymuşsa da dinletememiş. ne var ki, büyük babasının bu kararını sezinleyen ea bir büyü ile onu yok etmiş.
kocasının yok oluşuna çok üzülen ve o oranda da çok kızan tiamat, bir canavarlar ordusu kurarak öç almak ve bütün tanrıları (yani yunan mitolojisinde olduğu gibi çocuklarını ve torunlarını) yok etmek istemiş. canavarlar ordusunun başına komutan olarak korkunç dev kingu’yu getirmiş ve kader iplerini de onun eline vermiş. tanrılar önce korkudan titremişler, sonra çaresizlik içinde kendilerini savunmaya karar vermişler. önce anum, sonra ea savaşı yönetmeyi denemişlerse de başaramamışlar ve korkup kaçmışlar. tiamat ile başa çıkamayacaklarını anlayan tanrılar, sonunda marduk’a başvurmak zorunda kalmışlar. marduk kendini bütün tanrıların başkanı yapmaları ve kaderin iplerini de kendisine vermeleri şartıyla başkomutanlığı kabul etmiş. tiamat’ın ordusunu perişan eden marduk, sonunda onun vücudunu ikiye bölerek yarısını gökyüzü, öteki yarısını yeryüzü yapmış. yeryüzünde de kingu’nun kanıyla yoğurup elde ettiği balçıktan ilk insanı meydana getirmiş.”
tanrı marduk’un elli (50) tane isminin olduğu belirtilir. bu isimlerin her biri onun bir niteliğine denk düşer. esasında da her bir niteliği, bir tanrıya denk düşer. zira yukarıda da belirtildiği gibi, o diğer tanrıların güçlerini kendinde birleştiren bir tanrıdır. iktidar savaşında diğer tanrılar, onun büyüklüğünü kabul ederek, kendi tanrısal güçlerini ona devrederek düşmanları –tiamat- karşısında güç olabilmişlerdir. o, diğer tanrıları kendisi için bir niteliğe dönüştürmüştür. devletleşmedeki imparatorlaşma süreci kendisini düşüncede böyle yansıtmaktadır. çok tanrılıktan gittikçe daha az sayıdaki tanrılara doğru bir geçiş yaşanmaktadır. bunun temel nedeni de tabandaki yani devletteki tekleşmenin, merkezileşmenin gittikçe artmasıdır. devletteki merkezileşme, düşüncede de devleti yöneteni daha donanımlı olmak zorunda bırakıyor. eskinin her kent devletinin koruyucu tanrısı, artık yerini imparatoru temsilen baştanrının bir niteliği olmaya bırakır. zaten dönem de tanrı krallar dönemi olduğundan devlet yöneticisi ile tanrı arasında bir ayrım yoktur esas olarak. firavun ve nemrut geleneği, bize tanrı krallar dönemini tüm yalınlığıyla verir.
babil kralı hammurabi ünlü yasalarını kendisine dikte ettirenin marduk olduğunu söyler. marduk burada adalet tanrısı şamaş kişiliğindedir. incelemeci samuel reinach hammurabi yasalarıyla yahudi yasaları arasındaki benzerliğe işaret ederek marduk’u yehova ile aynılaştırır. diğer tüm yaratılış efsaneleri ve tanrılar alemi aslında bu destanın yeni döneme ve kendi koşullarına uyarlanmasıdır.