EDEBİYAT 16 Ağustos 2019
22,2b OKUNMA     610 PAYLAŞIM

Çok Önemli Eserler Çıkaran İngiliz ve Fransız Edebiyatının Karşılaştırması

Bir yanda Shakespeare, öbür yanda Rimbaud... İki ülke de edebiyat için çok önemli eserler çıkarmış durumda ve bu nedenle özellikle dikkat çekiyorlar.

şiir

şiirde daha romantik ve epik şiirler/şairler (byron, shelly, milton vb) üreten ingilizlere kıyasla, fransızlar daha yenilikçi ve dolayısıyla daha etkili şairler yetiştirmiştir. örneğin, şiirde devrim yapan rimbaud'nun şiirinden kimsenin keyif alabileceğini sanmıyorum, ama shakespeare hariç hiçbir ingiliz şair onun kadar tanınmış/önemsenmiş/değer verilmiş değildir. çünkü rimbaud yenilikçi bir şairdir. klasik şiirin biçimini ve biçemini bozmuştur. dolayısıyla da rimbaud bende hep "okunabilir olmaktan ziyade öğrenilmesinde fayda var" tarzı bir şair olarak yer etti. oysa ona nazaran daha az tanınan ingiliz şair william blake bazı şiirleriyle bildiğin orgazm yaşatır insana.

William Blake

roman

roman söz konusu olduğunda sanırım hiçbir ülke fransa kadar çok sayıda büyük romancı yetiştirememiştir: dumas, stedhal, balzac, zola, proust, gide, camus, celine gibi daha onlarca dahi bu onuru fransaya yaşatmıştır. ama bence hiçbiri irlandalı olmasına rağmen ingiliz edebiyatına dahil olan james joyce kadar sarsamamıştır edebiyatı. üstelik joyce yalnız da değildir yenilik peşinden koşarken. joyce, romanı biçimsel olarak parçalarken aynı tarihlerde yaşayan (1882-1941) dişi versiyonu virginia woolf ise dostoyevski ve henry james'i harmanlayarak bilinçakışında devrim yapmakla meşguldu. öte yandan d.h. lawrence ise içerik yönünden döneminin en cesur romanlarına imzasını atıyor, bir başka irlanda asıllı ingiliz samuel becket ise, yeni roman denen türün öncüsü oluyordu. dolayısıyla fransızların şiirde yaptığı devrimi ingilizler romanda gerçekleştirdi. 19. yüzyıl roman açısından fransızlar ile ruslar (gogol, gonçarov, turgenyev, tolstoy, dostoyevski) açısından rekabet halinde geçerken, 20. yüzyılda ise ingilizler ile almanlar (thomas mann, franz kafka, günther grass, robert musil, herman broch, hermann hesse, henrich böll, anna seghers vb) yarışmıştır.

Balzac


Genel bir yorum

öncelikle, shakespeare bütün edebiyat tarihinde tektir. türkçe olarak peter brook'un "shakespeare'i anımsamak ve unutmak" diye bir metni var, o iyi bir başlangıç olabilir sanırım. onun dışında yine peter brook, tom stoppard ve thomas ostermeier'in hamlet'e bakışının çok doğru olduğunu düşünüyorum, özellikle ostermeier'in hamlet'i internetten falan bulunuyorsa, izlenmesi yerinde olur... bu kısmı sadece ekşi sözlük'te birisi "andromaque hamlet'i döver" dediği için yazdım aslında, hamlet edebiyat tarihinin en güçlü metinlerinden biridir çünkü. bu yüzden shakespeare'i pek katmadan devam edeceğim:

20. yy öncesinde fransız edebiyatının herhangi başka bir ülkeden çok daha büyük ve önemli bir birikim yarattığını düşünüyorum. gerçekten çok güçlü entelektüel çevrelerin birbirini takip ettiği ve birbirinin üstüne inşa ettiği bir kültür yaratılıyor çünkü. corneille, racine, moliere, hugo, balzac vs...

ingilizlerin de eli armut toplamamış. milton, dickens, austen, keats falan gibi nefis bir külliyat yaratmışlar. onlara da aferin.

20. yy ise gerçekten iki ülke edebiyatının da bi rahatladığı bir dönem. fransa breton'la falan iyice bir ayaklanıp ordan artık allah ne verdiyse genet'siyle sartre'ıyla vian'ıyla perec'iyle güçlü bir 11 yakalamış. ingiltere'de de bu dönemde woolf, orwell, stoppard ve -benim gözümde 20. yüzyılın en önemli yazarlarından- douglas adams nefis şeyler yazmış. ayrıca sarah kane'i de ekliyim dedim çünkü çok seviyorum.

böyleyken böyle. fransızlar mı ingilizler mi döver konusunda çok bir şey söyleyemeyeceğim: fransız edebiyatının daha istikrarlı ve verimli olduğunu düşünüyorum fakat ingiliz edebiyatında da gerçekten eşi benzeri olmayan eserler mevcut...

Türk Edebiyatının Son Dönemdeki Durgunluğuna İsyan Eden Bir Yazar Eleştirisi