BİLİM 14 Şubat 2018
223b OKUNMA     1252 PAYLAŞIM

Çoğu Kişi Tarafından Sadece Bekaretle Bağdaştırılan Kızlık Zarı Tam Olarak Nedir?

Özellikle ülkemizce çok eksik anlaşılan bir kavram olan kızlık zarı aslında bilinen halinden çok daha kapsamlı bir şeymiş.
iStock


bekaret penisin vajinaya girmesiyle bozulan bir şey değil. o şekilde de bekaretten kurtulabilisiniz ama bekaret aslında bir anda bozulan bir şey değil, azalarak yavaş yavaş biten bir şey.

öncelikle kızlık zarı denilen hymen nasıl bir şey ona bakalım: hymen


bu grafikteki bütün resimler, yırtılmamış bir kızlık zarını gösteriyor. en yaygın biçimi de ilk grafikte gördüğünüz. yani kızlık zarı vajina ağzını kapatan bir zar değil, daha çok çevreleyen bir doku. kapatsa zaten kadınlar bakireyken adet göremezler. böyle bir şey yok, bakire olsan da olmasan da adet görüyorsun, atık kan bu kanaldan vücudu terk ediyor.

bazı insanlarda bu doku çok esnek oluyor, bazı insanlarda ise çocukken ayağı kayıp düştü diye yırtılabiliyor.

bir kadının ilk cinsel deneyimi sırasında eğer yeterli kayganlık ve özen gösterilirse de bu doku zarar görmeyebiliyor. yani gerdek gecesi kadın tahrik olduysa, adam da öküz gibi abanmazsa, çok büyük ihtimalle hiç bir dokunun yırtılmasına, yaralanmaya, kanamaya, acı çekmeye filan gerek yok. o "çok acır" lafı, bana biraz kocalarına "az yavaş başla" diyemeyecek kadar utandırılmış kadınların hayat deneyimiyle öğrendikleri ve çocuklarına öğrettikleri.

gerdek gecesi çıkıp da kanlı çarşaf gösteremeyen çift belki de sadece birbirlerini seviyorlardı ve adamın saldırıp kadını aşağı yatırması şeklinde seks yapmak yerine belki de severek isteyerek seviştiler, o yüzden de kadın hırpalanmış olmadı, kanamadı, bu doku hala sağlam. ya da kız çocuk küçükken ağaçtan düşmüştü, o arada yırtılmıştı zaten doku, gerdek gecesi kanama olmadı. ama gel gör ki bütün köylü vır vır konuştu, kanlı çarşaf çıkmadı da kız bakire değil miydi de bilmem ne diye. belki adam dellendi, sen bakire değil misin diye. belki kadın dayak yedi, belki baba evine geri yollandı, belki öldürüldü?

neyse kızlık zarını anlattık zaten ama kızlık zarı bekaret belirleyen bir şey değil haliyle. erkeklerde yok ama erkeklere de bakir ya da değil deniliyor. peki bu mevzu nasıl belirleniyor? çoğu erkek de "ya valla eline aldı, boşaldım ama milli oldum sayılır mı?" gibi kuşkulardan geçiyor hayatının bir noktasında. kadınlar için de aynı şey geçerli.

sırf bu bile bekaretin bir anda bozulan bir şey değil, azalarak biten bir şey olduğunu ispatlamaya yeter. bekaret bizim toplumsal kültürel olarak "şimdi var", "şimdi yok" diye karar verdiğimiz bir kavram. biyolojik hiçbir ölçeği yok, kızlık zarı denilen hymen dahil. bir insan penetrasyon olmadan bir ton şey yapabilir, bir sürü insanla seks yapmış olabilir, kadın ya da erkek. seks illa penetrasyon demek değil. penetrasyon olmadıysa o insan hala bakir ya da bakire demek değil. bunları zaten kabul ediyoruz. ama niyeyse, mantıksızlığını bile bile hala bekareti penetrasyona bağlamaya çalışıyoruz, bir türlü olmasa da ısrar ediyoruz. onun yerine bir penetrasyonla bozulan bir şey gibi ölçmeye çalışmak ve bir türlü ölçememek yerine, azalarak biten bir şey olduğunu kabul etsek daha kolay olmaz mı?

bu durumda bakire kıza bozmam diye söz veren erkek neyi bozmayacağına söz veriyor? varsayıyorum ki burada kastedilen şey hymen. ama hymen'in nasıl bir şey olduğunu artık bildiğimize göre, yırtılması ya da kanamasının bekaretle alakasız olduğunu da anlamış olmamız gerekiyor.

peki o zaman bekareti bozmayacağına dair söz veren erkekler neye söz veriyor olabilir? bekaretini azaltmayacağına mı? ne kadar azaltıp azaltmayacağına söz veriyor? mesela memeleri ellese ok mi? biraz azalır bence bekaret. oradan başla gerisini hesapla işte ne yaparsa ne kadar azalır diye.

yani saçma bir söz veren erkektir.

her şeyden öte, zaten de anlaşılıyor ki aslında bekaret diye bir şey yok. olay kafada. "aa ilk kez meme elliyorum" ya da "aa ilk kez memem elleniyo" diye bi an düşünmekten öte bir olayı da yok. ilkleri çok büyütmenin de anlamı yok, ilkler genelde bi deneme, yoklama, öğrenmeye çalışma round'udur. ilk defa bisiklete bindiğiniz gün "aa ilk defa bisiklete biniyorum" diye bir anınız olabilir ama bisikletin tepesine atlayıp kusursuz sürmeyi beklemezsiniz, bisikletten gerçekten keyif almanın bindikçe ve rahatça sürmeyi öğrendikçe olacağını bilirsiniz. aynı şey burada da geçerli.

Bu içerik de ilginizi çekebilir