Çıkardıkları Seslerle Bazı Bilim Adamları Tarafından Müzik Yapıyor Olarak Kabul Edilen Hayvanlar
yazının başlangıcında görmenizi istediğim birkaç görüş var, konunun kabul edilebilirliği ile ilgili.. sonrasında ise müziğe yakın sesler çıkaran ya da kimileri tarafından müzik yapıyor olarak kabul edilen yedi hayvanı derledim..
ilk olarak,
hayvanların doğal bir müzik duygusu var mı?
insan ve hayvan sesleri arasındaki benzerlikler ve benzerliklerin öne sürdüğü müzik yaratma isteği, gün geçtikçe değişen biyomüzikoloji alanında araştırılan bir konu olmaya devam ediyor.
bir şarkıyı dinlediğinizde tekrar dinlersiniz ve bu insan müziğinde bulunan ritimleri ve kalıpları çarpıcı bir şekilde duyabilirsiniz. bu kalıpları inceleyen bilim adamları ise, müziğin doğasının önceden düşünülenden daha derin olabileceğini savunuyor.
insanlar dahil olmak üzere kuşlar ve balinalarda da birçok hayvan tarafından paylaşılan doğal bir müzik bilgisi olabilir.
jen mapes, nationalgeographic.com
5 ocak 2001
bununla birlikte, cornell üniversitesi'ndeki nevrobiyoloji ve davranış profesörü olan ron hoy'a göre dikkat çeken "müzik" tanımı, belirli sesleri tanımlamadan önce iyice incelenmelidir.
her ne kadar "müzik" terimi, besteci john cage'in "4'33",- adlı parçasında 4 dakika, 33 saniyelik sessizlik olsa da - her şeye rağmen, tüm konseptlere ve insanların görüşlerine göre "müzikal" bir anlamı yok.
hoy'a göre müzik, kesinlikle antropolojik bir kavram.. ve insanlar bazı seslerde güzelliği buluyor ve onları müzikle etiketliyor.
ancak hayvanlar kasıtlı olarak estetik açıdan hoşa giden sesler yaratıyor mu?
boston üniversitesi'nden biyoloji profesörü olan ve tarih öncesi flüt eğitimi alan jelle atema bu olasılığa ciddi önem verilmesi gerektiğini savunuyor. atalarımızın kendi müzik aletlerinin üzerinde çalıştığı gibi, hayvanlar kendi müzikal eserlerinde çalışıyor..
ancak ron hoy'un da şöyle bir görüşü var,
bazı bilim insanlarına göre hayvanlar tarafından yaratılan sözde müzikal seslerin yalnızca biyolojik bir işlevi yerine getirdiğini ve "hayvanların müziği bizim yaptığımız şekilde tecrübe edip etmediği konusu tamamen açık."
hayvanların bilişsel yetenekleri tam olarak anlaşılamadığından ancak insan kulağıve duygularıyla filtrelenebilir şeklinde bir tanımlaması var.
araştırmamda ilk rastladığım hayvan çalıkuşu oldu,
müzisyen çalıkuşlarının şarkıları ile insan kompozisyonları çarpıcı bir şekilde birbirine benziyor.
ilk görselde, 1 numara kuş melodilerinin zamana bağlı frekans değişimini göstermektedir. 2 numara, kuşun melodilerinin notaya dökülmüş halidir. 3 numara haydn'ın 103 numaralı senfonisinin açılış melodisinin ikinci bölümüdür. 4 numara ise bach'ın a minör'de fugue xx'in açılışıdır.
diğerleri ise şöyle;
bas ya da trompet: fil
filler, gürültülü trompetleri ile biliniyorlar ve "infrasound" ile zemini titreştirip, insan kulağı için çok düşük sesler çıkarıyorlar. bu ses , altı kilometre kadar uzaklığa ulaşabiliyor. fillerin bu derin seslerle tam olarak ne ilettiği bilinmiyor ancak dişi filler, çiftleşmeye hazır olduklarında sıklıkla kızılötesi sallama yaparak bu çağrılar ile sevimli erkek fillerin dikkatini çekiyor.
filler infrasound'ı iki şekilde algılayabiliyor: titremelerini iç kulaklara ileten bacaklarındaki kemikler veya ayaklarının içindeki padlerin sinirleri yoluyla. filler infrasoundu dinlerken, gövdesini zemine bastırıp, sesi daha net bir şekilde duyabilmek için bir bacağını ayak parmaklarına kaldırıyor.
soprano yarasalar
uzun bir süre, yarasaların sadece yönlerini bulmak için ya da çocuklarını kolonilerde tanımak için bu sesleri çıkardığı sanıldı. bununla birlikte, yarasaların toplumsal yaşamları çok daha fazla etkilediği ve bazı türlerin toprakları ve kadınlarını almaması için çok yüksek sesli şarkılarla koruduğu biliniyor.
1.200 türün tamamında maalesef çalışmalar yapılamamış ancak beyaz süslü yarasa, kanatlı yarasa ve özgür kuyruklu yarasa'nın sesleri arkadaşlarına şarkı söylerken ve diğer erkeklerle atışırken kaydedildi. yarasa şarkıları, insanların duyabileceğinden iki kat ila dört kat daha yüksektir, ancak yavaşladığında kuşların sesine benzer cıvıl, cıvıl sesleri çıkarır.
düet - sivrisinek
bir dakika? şu sinir bozucu hayvanlar müzik yapıyor demeyin bana.. sivrisinek kanatlarının vızlaması insanlar için oldukça rahatsız edicidir. erkek aedes aegypti sivrisinekleri 400 hertz sızlarken bazı erkekler 600 hertz sızlar. ve bu karşılaşmada, her iki sivrisinek de kendi kanat atışlarını değiştirerek kendi harmoniklerinin uyuşmasını sağlar. bu buz gibi kan emicilerinin bu aralıklarda kulağı olduğunu kim bilebilirdi ki? oldukça şaşırtıcı..
gelelim en çok sevdiğim müzisyen hayvana,
davul - ağaçkakan
ağaçkakan, kendine zarar vermeden ve yorulmadan çok fazla miktarda ağaç gagalar. ekstra kalın gagalı, güçlü boyun ve takviyeli kafatası var. ama şarkı söylemezler. bunun yerine, iletişim kurmak için davul çalar. ağaçkakanlar, kazı veya yuva yapmak dışında, ağaçları kuşatan, ağaçları korumak ya da çiftleşmek için türlerine özgü partisyonlar ile ritim tutarlar. hem erkek hem de kadın ağaçkakanları davul çalar.
özellikle banliyö bölgelerinde yağmur oluklarını ve evlerini çalmaktan hoşlanırlar.
aşağıdaki video'da bir sokak lambasından çıkardığı sounda bakar mısınız? al bunu heavy metal albümünde trampet olarak kullan..
keman sesi - manakin kuşu
manakinler, orta ve güney amerika'ya özgü küçük, renkli bir kuş ailesidir. tüm erkek manakinleri "lekking" olarak bilinen bir hareketle kadınlara sergilemek üzere harekete geçer. fakat kulüp kanatlı manakin bunlara dahil değil. bu kuşların, kuluçka biçimli "kazıyıcı" ve tırtıllı "tarak" da dahil olmak üzere tuhaf tüyleri vardır.
erkek manakin kanatlarını bir sinekkuşundan bile daha hızlı titreştirerek ve sırtlarına sürtünerek etrafındaki kuşların tüylerini titreştirir ve kemana benzer bir ton çıkarır. kanatlı manakin'in kanatlarında, diğer kuşlarda bulunmayan, müzik yapmaya yarayan kemikleri vardır.
brass - kanada geyiği veya elk
insanların boğazında uzanan bir gırtlak, ve boğaza uzanan bir ses kutusu var. erkeklerde bu adem'in elması olarak bilinir. bu özelliği kullanan diğer canlılar ise elk'lerdir.
bu geyiker adem elmasına sahip olmakla birlikte aynı zamanda ses kutularını göğsüne kadar da alçaltabilirler! bu erkekler çağrılarını genelde yükses sesle yapmayı tercih eder.