üretim aşamasında bir model small, medium ve large olarak tek pakette toplanır. o paketin maliyeti hesaplanıp ortalama bir fiyatla toptancıya satılır. toptancı da kârını ekleyip paket şeklinde dağıtıma çıkarır. esnaf ise paket şeklinde aldığı ürüne ortalama bir fiyat biçip parça parça satışa çıkarır. paket içeriğindekilerin üretim maliyeti esnafı bağlamaz. esnaf tüm paketten alacağı kâra bakar. bu yüzden tüm parçaları eşit bir fiyatta satışa çıkarır. sistem bu şekilde işlediği için maliyetleri farklı olsa da eşit fiyatta satılıyorlar.

small için harcanan kumaşla xlarge için harcanan kumaşın metrajı aynıdır. small ölçülerde boy küçülmez, dar kesim yapılır. bu yüzden kumaş fire verir. artan kumaşla en fazla götünü silebilirsin.

20 tl'lik bir tişörtün kumaş ve iplik maliyeti 4 tl'yi geçmez.
100 tl'lik tişörtte de olsa olsa 10-15 tl'dir bu maliyet. geri kalanı, üretim, tanıtım, vergi gibi maliyetler ve kârdan oluşur.

o 4 tl'lik maliyetin içinde 10 kuruş kadar fark yarattığını düşünsen de genelde yaratmazsın. çünkü kumaş top olarak satın alınır, pastal adı verilen şekilde serilir ve üzerine kalıplar yerleştirilip kesilir. tüm bedenleri yerleştirdiğinizde, tek bedenden birden çok yerleştirmekle arasında çok fark oluşmaz. pastalda her zaman fire oluşur çünkü.

maliyet hesaplanırken de "aman o 3 cm kısa giymiş" diye hesaplanmaz. toplam kullanılan kumaş maliyeti / tişört adedi diye hesaplanır.

ama eğer derseniz ki: pamuklu kumaştan yapılmış 30 cm'lik mini etek nasıl oluyor da oluyor aynı kumaştan yapılmış 100 cmlik etekten pahalı oluyor.

işte o sadece kimi düdükleriz hesabı.

Şöyle de bir durum varmış

ortadoğu'nun batısında kalan ülkelerde bu söylediğinize hafif tabirle ayrımcılık, ağır tabirle ırkçılık diyorlar.

şirketlerden birinin başına kafası sizinle eşit ölçüde çalışan bir ceo gelse ve bu parlak fikri uygulamaya koysa kan alırlar.

(bkz: evet g.tünden)