TARİH 21 Mart 2018
35,5b OKUNMA     820 PAYLAŞIM

Buharlı ve Zırhlı Gemilerden Önce Denizlerdeki En Güçlü Gemilerden Biri: Ship of the Line

Ship of the Line, Türkçesi ile Hat Gemileri, teknolojinin henüz şimdiki kadar gelişmediği dönemlerde açık denizlerin tozunu attırıyordu.

1800'lü yılların başında donanmaların en güçlü silahları ship of the line olarak isimlendirilen hat gemileriydi. bu gemilerin özelliği 3 veya 4 kat üzerinden oluşan top güvertelerine sahip olması, topların geminin iki tarafına dizilmiş olması ve toplamda 3 adet dev yelken direği ile hareket ettirilmeleriydi. hat gemilerinin bulundurduğu top miktarına göre ebatları değişen modelleri bulunmaktaydı. 

örneğin 56 top kapasiteli uss constitution


74 top kapasiteli uss columbus


100 top kapasiteli hms victory ve 120 top kapasiteli uss pennsylvania gibi dev modeller de karşımıza çıkmaktadır. 


bu gemilerin gövdeleri her ne kadar tahtadan olsa da bu gemilerin iskeletinin bir kısmı demirdendi ve ağırlıkları 3500 tonu rahatlıkla geçebiliyordu. bu gemilere hat gemisi (ship of the line) denmesinin sebebi ise geminin topları yanlarda olmasından dolayı tüm topların düşmana aynı anda bakabilmesi için gemi çatışma anında mecburen broadside diye tabir edilen tüm yan sülietini göstermek zorunda olmasıydı. işte bu zorunluluktan dolayı bir filodaki tüm gemiler yanlarını (broadside) göstermek için bir çizgi yani hat şeklinde dizilmek (hat formasyonu) zorunda kalıyordu.

yelkenli dönemi olmasına rağmen bu gemilerin belirli kullanım taktikleri oluyordu. mesela gemiler sürekli sallantıda olduğu için düşman geminin gövdesine ateş edilecekse gemi topun bulunduğu tarafa alçaldığında, eğer yelken direkleri veya yelkenlerine ateş edilecekse yükseldiğinde ateş ediliyordu. günümüzde de kullanıldığı gibi o dönemde de farklı amaçlar için farklı top gülleleri kullanılıyordu. gövdeyi delmek için filmlerde de gördüğümüz ham demirden yapılmış ağır yuvarlak gülleler (solid shot) kullanılıyordu. 


gövdede büyük delikler açmak için ucuna iki gülle kaynak edilmiş birer metal çubuktan oluşan mermi tipi (bar shot) kullanılıyordu. 


hedef yelken direkleri ise ucunda yarım gülle bulunan zincirli gülleler (chain shot) kullanılıyordu. 


düşman mürettebat için ise günümüzde saçma mermi mantığında hazırlanmış içinde 9 adet küçük gülle bulunan bez torbalar (grape shot) kullanılıyordu. 


bu gemiler muharebe sırasında art arda yüzmek zorundaydı. çünkü manevra kabiliyetleri tamamen rüzgara bağlı ve bununla kısıtlıydı. yanlışlıkla hattan uzaklaşan bir geminin dönüp geri hatta dahil olması rüzgarın elverişsiz olması durumunda imkansızdı.

ship of the line tipi gemiler kalyon çağının sonundan beri osmanlı askeri litaratüründe bulunmaktaydı. bahsi geçen gemilere osmanlı donanmasında hatt-ı harp gemisi olarak isim verilmiş ve osmanlıca yayınlarda da bu terim ile isimlendirilmişlerdir. kalyon döneminde kalmış ve osmanlı'nın geç döneminde dahi kullanılmayan bazı terimler için katip çelebi'nin tuhfetü'l kibar fi esferü'l bihar isimli eseri bu konuda çok zengin bilgi kaynağı sunmaktadır.

osmanlı imparatorluğu içerisinde yerleşik olan bu denizcilik terimleri ile ilgili bazı örnekleri aşağıda sizlerle paylaşmak istiyorum

*chain shot : zincir
*bar shot (silindirik) : peşrev
*bar shot 2 (dumbbell şeklindeki) : makas
*solid shot : dane
*line of ships : alay
*broadside : üşürmek üşürülmek

bu gemilerin mücadele ettiği en ünlü muharebelerden birisi 21 ekim 1805 tarihinde gerçekleşen trafalgar deniz muharebesidir. ingiliz donanması sancak gemisi hms victory ile amiral horatio nelson komutasında, 


fransa ve ispanya koalisyonu donanmasının sancak gemisi bucentaure ile pierre charles silvestre de villeneuve'un yönetimindeki kuvvetlerini yenmiş ve ingiltere avrupanın en büyük deniz gücü konumuna gelmiştir.


1850' li yıllara gelindiğinde halen ana savaş doktrininin içinde bulunan bu gemiler yelkenli olmalarına rağmen muharebe alanlarına veya gidecekleri noktaya çarklı ve buhar motorlu fırkateynler tarafından çekiliyordu. bu durum öyle bir hale geldi ki artık bu hat gemileri aslında birer römork görevi görmeye başlamıştı. çünkü her yelkenli hat gemisinin birde onu çekecek buhar motorlu bir ekürisi vardı ve bunlarda birbirine atanmıştı. top teknolojisinin gelişerek zaman ayarlı ve patlayıcılı topların ortaya çıkması ( paixhans topu ve dahlgren topu) ile bu gemiler ömürlerini tamamlamış ve ilk zırhlı gemilerin ( la gloire, hms warrior, css virginia ve uss monitor) ortaya çıkmasıyla tamamen ortadan kalkmışlardır.