TELEVİZYON 3 Kasım 2021
44,4b OKUNMA     617 PAYLAŞIM

Breaking Bad Dizisinin İnce İnce Anlatmaya Çalıştığı Temel Düşünce

Breaking Bad'de pek çok yan hikaye veya fikir de var ancak dizinin baş karakteri Walter White'ın temel motivasyonu, dizinin de omurgasını oluşturuyor. İşte buna dair bir yorum.

breaking bad denince aklıma, hayat boyu çalışmış, başarılı olmak, iyi bir eş ve baba olmak için bir ömür tüketmiş bir insanın yaşamdan aldığı intikam gelir.

breaking bad'in gerilim ve macera sahnelerinin arkasında bazı mesajlar çok güzel bir şekilde verildi. walter'ın fikrinin şirketleşmesi ve kaymağını başkalarının yemesi işin kurgusal kısmıdır ama yaşamda ne kadar çalışırsan çalış, bazen olacak olan şey, zar zor ev geçindirmek ve bir gün hasta olursan tedavi masraflarını karşılayamamaktır. nereden baksanız 6-7 sene oldu izleyeli ama tam olarak, walter jr'ın bağış toplarken sevincine, walter'ın kapı eşiğinden bakışı hiç aklımdan gitmez. bir erkeğin gururunun ne denli ağır bastığını bu ve bunun gibi sahnelerde çok güzel özetlemiştir bu dizi.


küflenmiş tesisatın ve kombinin değiştirilmesi sahnesi vardır mesela. walter gidip yeni malzemeler alıp tesisatı değiştirmek ister. o kadar çalışıp etmiştir ama daha üst model bir kombiyi alacak gücü yoktur. her zamanki gibi orta sınıf bir şey alacaktır ama bir anlık düşünür ve en iyisini alır. sonra gidip tesisatı yeniler. mağrur bir şekilde oğluna "suyu aç ve bak" der. walter, bu hayattan intikam alıyordu. hep bir kavgayla, bir mücadeleyle geçen ömür; değerlendirilememiş bir yeteneğin intikamını aldı. gerçekten de çoğumuzda bir şeylerin potansiyeli var ve değerlendiremiyoruz. resmen bir hengamenin içinde yaşayıp gidiyoruz ve bir gün gelecek, biliyorum, bu yaşama ya da kendimize kızgın bir şekilde öleceğiz. ya bazı talihsizliklerimiz için ya da kendimizi değerlendiremediğimiz için. bir şekilde walter'ın hislerini yaşayacağız.


aklıma gelen bir diğer şey ise hiçkimsenin konuşmaya değer görmediği, başına ya da ailesinden birinin başına gelmeden de bilmek istemediği, göz kapattığı bu ülkedeki korkunç uyuşturucu bağımlılığıdır. gençlerin sentetik uyuşturucuların elinde harap oluşları, amatem kapılarında, cezaevlerinde ailelerin perişanlıkları, gözyaşlarıyla evlatlarını evlerinden kovmak zorunda kalan aileler.

"Kendim için yaptım. Sevdim bunu, bu işte iyiydim. Ve gerçekten canlı hissediyordum."

breaking bad'de pinkman'ın ailesiyle konuştuğu sahnelerde herkes basitçe ailenin çirkin davranışlarına sinir olup jesse'i tutmuştur. evet, o anne baba gerçekten çok orospu çocuğu insanlardır ama bu illet, bu aile gibi nicelerini çocuklarından korkan, onu kendilerinden ve ailelerinden uzak tutmak isteyen ebeveynler haline getirdi. anneyi, babayı evladına düşman yaptı. bunlar aslında tam olarak içimizde, bu ülkede yaşanıyor ve her geçen gün sayısı artıyor.

saymakla bitmez aslında. bu dizi çok özel bir dizidir. bazı sahnelerde, uzun monologlarda çok fazla alt metin var ve derin cümleler kuruluyordu. ben izlerken "vay anasını ne kadar ince düşünmüşler" dediğim çok sahne olmuştu. velhasıl breaking bad özel iştir, skyler'ın orospuluğu ya da heisenberg'in "ı'm not in danger, i'm danger" sözü gibi popülerleşmiş şekillerle ya da sahnelerle akılda kalmamalı.