TARİH 11 Temmuz 2025
4b OKUNMA     114 PAYLAŞIM

“Birimiz Tokatlanırsa Hepimiz Gireriz” Kafasıyla Kurulan Askeri İttifak: NATO

4 Nisan 1949’da Washington’da imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması’yla doğan NATO, Sovyet tehdidine karşı “birimiz hepimiz için” diyerek sahneye çıktı.

1949’da “gelin birlik olalım, biri tokatlanırsa hepimiz gireriz” kafasıyla kurulmuş bir askeri ittifak nato. ilk kuranlar: belçika, kanada, danimarka, fransa, izlanda (evet, o minnak ülke), italya, lüksemburg, hollanda, norveç, portekiz, birleşik krallık ve abd. zamanla “biz de geliyoruz abi” diyen 20 ülkeyle sayı 32’ye çıkmış durumda.

brüksel’de konuşlanmış, yani merkez belçika’da ama ipler genelde washington’da. her ne kadar "eşit ortaklık" dense de herkes bilir ki abd öksürse nato hapşırır. üyeler, dışarıdan gelen yumruğa karşı birbirini kolluyor. “birimize yapılan saldırı, hepimize yapılmış sayılır” mottosunun ete kemiğe bürünmüş hali ama bu madde (5. madde) bugüne kadar sadece bir kez aktif edildi: 11 eylül 2001. o da abd vurulunca tabii. geri kalan zamanlarda "bir şey olursa çağırın, bakarız" tadında takılınıyor.

askeri harcama konusunda da maşallahları var; dünya toplamının %70’inden fazlası nato üyelerine ait. hatta üyelerin gsyih'lerinin %5’ini savunmaya gömmeleri bekleniyor. kimse o kadar harcamıyor tabii ama lafı geçiyor işte.

ilk zamanlarında sadece politik bir kulüptü, ta ki kore savaşı çıkana kadar. ondan sonra “biz bu işi biraz ciddiye alalım” deyip birleşik askeri yapı kurdular. soğuk savaş boyunca varşova paktı ile didiştiler durdular. fransa “siz çok amerikan oldunuz hacı” deyip 1966’da askeri kanattan çekildi ama 2009'da yine geri döndü çünkü dünya dönüyor.

berlin duvarı yıkıldıktan sonra nato da “şimdi ne yapsak acaba” diye düşünmeye başladı. önce balkanlar'a sardılar. 90’larda bosna, sonra kosova derken yugoslavya’ya müdahale geldi. sonra “doğu avrupa’daki eski varşovacılar da gelsin” dediler; polonya, çekya, macaristan derken kapıdan giren çok oldu.

11 eylül sonrası afganistan’a dalındı, isaf kuruldu, amerika'nın peşinden gidildi. arada ırak’a eğitmen gönderildi, libya’da uçuşa yasak bölge ilan edildi, denizde korsan kovalandı falan. yani iş sadece “savunma ittifakı” olmaktan çıktı, bayağı aktif saha oyuncusu oldular.

bir de 4. madde diye bir şey var. bu “gelin konuşalım çocuklar, ortalık karışıyor galiba” maddesi. şu ana kadar 5 kez çağrıldı. türkiye 4 kez başvurdu: 2003 ırak savaşı, 2012’de suriye’nin f-4 uçağımızı düşürmesi, suriye’den gelen havan topları ve 2015’te işid tehdidi yüzünden. bir de polonya çağırdı, 2014’te rusya kırım’a girince ama bu madde daha çok “sohbet havası”, çok da bir şey çıkmıyor genelde.

nato'nun tarihçesi

nato'nun hikayesi “ruslar geliyor!” paniğiyle başlıyor. ii. dünya savaşı yeni bitmiş, avrupa harabe, abd zengin, sovyetler ise baltayı bilemiş bekliyor. işte tam bu noktada 1948'de belçika, ingiltere, fransa, hollanda ve lüksemburg “biz birbirimizi kollarız” diyerek brüksel antlaşması’nı imzalıyor ama bir sorun var: ruslar kalın geliyor, batı zayıf. üstüne 1948'de çekoslovakya’da komünist darbe olunca, ingiliz dışişleri bakanı bevin “bu gidişat iyi değil, abd’yi işin içine katalım” diyor.

amerikalılar da pentagon’da “buyurun, gelin konuşalım” diyerek kapıyı açıyor ve 4 nisan 1949’da washington'da 12 ülke bir araya gelip kuzey atlantik antlaşması’nı imzalıyor. yani nato doğuyor. ilk genel sekreter lord ismay “rusları dışarıda, abd’yi içeride, almanları ise aşağıda tutmak için kurduk” diyerek olayı net özetliyor.

herkes bu antlaşmadan memnun değil tabii. izlandalılar bile sokağa dökülüyor, “biz tarafsızız kardeşim” diye ayaklanıyor ama nato büyüyor. “birimize saldıran, hepimize saldırmış sayılır” deniyor ama kim nasıl yardım edecek, ucu açık bırakılıyor. sadece niyet var, o da şimdilik yetiyor.

soğuk savaş döneminde nato: 1950'de kore savaşı patlayınca işler ciddileşiyor. nato, konvansiyonel ordular kurma hedefiyle planlar yapıyor ama hemen ardından “ya biz bunu nükleerle çözelim” kafasına giriliyor. 1952'de türkiye ve yunanistan da ittifaka dahil oluyor, bu sefer “bunları komuta yapısına nasıl yedireceğiz” kavgası başlıyor. bu arada nato’nun gizli kalmış “stay-behind” planları devreye alınıyor. gladio gibi illegal işlere de bulaşılıyor. aynı yıllarda tatbikatlar da coşuyor; mainbrace, grand slam, monte carlo, weldfast falan derken nato askerleri tatbikat yapmaktan gerçek savaş görmüyor neredeyse.

1955’te batı almanya’nın nato’ya girişiyle sovyetler sinirleniyor ve hemen cevaben varşova paktı’nı kuruyor. dünya resmen ikiye bölünüyor.

fransa’nın nato’ya trip atma dönemi: charles de gaulle çıkıyor sahneye. “siz abd ve ingiltere olarak her şeye karar veriyorsunuz, fransa eziliyor” diyerek rest çekiyor. 1959’da donanmasını nato’dan çekiyor, 1966’da ise tüm nato askeri komutasından ayrılıyor. abd üslerini kapattırıyor, uçakları sınır dışı ediyor ama tam olarak kopmuyor: “bizi yine çağırırsınız belki” diye gizli anlaşmalar da yapıyor. fransa 2009'da tekrar “tamam, döndüm” diyerek geri geliyor.

yumuşama derken gelen füzeler ve çift yön politikası: 1970'lerde nato biraz “barış, sevgi ve silah dengesi” moduna giriyor ama varşova paktı’nın ss-20 füzeleriyle şov yapmasıyla nato da “pershing ii getir, biz de basalım” diyor. batı avrupa’da protestolar patlıyor ama konuşlandırma devam ediyor. bir de bu yıllarda ispanya nato’ya katılıyor, yunanistan küsüp gidip geri dönüyor, kıbrıs krizi yaşanıyor ama nato oralı olmuyor çünkü olaylar “yengeç dönencesi dışında”.

soğuk savaş bitince: 1989 devrimleri ve 1991’de varşova paktı’nın çöküşüyle nato’nun “kime karşıyız biz ya?” sorusu başlıyor ama hız kesmiyorlar: önce doğu almanya nato’ya entegre ediliyor, ardından doğu avrupa ülkeleri sıraya giriyor. sovyetlere “genişlemeyeceğiz” dendi mi, denmedi mi hala tartışılıyor. gorbaçov “bize söz verdiler” diyor, batılılar “yok öyle bir şey” diye topu taca atıyor.

nato askeri olarak sadeleşiyor ama yeni güçler kuruluyor. baltık ülkelerine hava devriyesi başlıyor, norfolk’ta dönüşüm komutanlığı açılıyor. bu arada nato sınırlarını aşıyor, afganistan, libya, afrika derken olay artık tamamen globalleşiyor.

2000'ler sonrası: 2004’te litvanya’dan slovenya’ya kadar 7 ülke daha katılıyor. rusya “yeter artık, abarttınız” dese de nato durmuyor. prag zirvesi, istanbul zirvesi, 2009’da hırvatistan ve arnavutluk’un katılımı, karadağ’ın üyeliği derken genişleme treni hızla ilerliyor.

aynı zamanda nükleer silahlar upgrade ediliyor, abd aegis savaş sistemiyle füze kalkanı kuruyor, rusya ise buna “tehdit” diyor ama nato “hayır canım, alakası yok” diyerek ortamı yumuşatmaya çalışıyor. olmuyor.

günümüz: 2014 kırım krizi sonrası nato 5.000 kişilik öncü güç kuruyor, doğu avrupa’ya iyice yerleşiyor. aynı yıl, galler zirvesi’nde ülkelerin savunmaya %2 gsyih hedefi konuşuluyor. çoğu ülke bu hedefe ulaşamıyor ama lafı dönüp dolaşıp hala gündemde.

2016’da siber savaş “resmi savaş alanı” olarak kabul ediliyor. yani birileri sistemlere girerse 5. madde devreye girebilir, olay ciddileşebilir.

2017'de rusya ne derse desin, karadağ nato’ya katılıyor. böylece üye sayısı 29 oluyor.
nato hala hayatta, hala genişliyor ama “neden varız?” sorusu her geçen gün daha çok soruluyor. belki de cevabı hala “rusları dışarıda, abd’yi içeride, gerisini kontrol altında tutmak”tır. kim bilir.

nato’nun askeri operasyonları

soğuk savaş döneminde nato, askeri operasyon sahnesinde pek görünmedi. 1990-91’de ırak’ın kuveyt’i işgali sonrası ilk ciddi müdahalelerini yapmaya başladı. türkiye’nin güneydoğusuna erken uyarı uçakları ve askerler gönderildi, bölge hareketlenmeye başladı.

ilk test alanı bosna-hersek: yugoslavya parçalanırken patlayan bosna savaşı, 1992’de başladı. bm 1992’de uçuş yasağı getirdi, nato da 1993’te bu yasağı uygulamaya başladı. denizde ambargo, havada uçak düşürme gibi sert eylemler peşi sıra geldi. 1994’te gorajde’deki bm koruma güçleri için hava saldırısı düzenlendi, karşılık olarak bm personeli rehin alındı. 1995’te srebrenitsa katliamı sonrası nato’nun kararlı güç bombardımanları başladı. bu operasyonlar dayton anlaşması’yla sona erdi ve nato bölgeye barış gücü gönderdi. işin ilginci, nato dışından da askerler katıldı, görev avrupa birliği’ne devredildi.

kosova müdahalesi ile ilk hava savaşı: kosova’da arnavut sivillere yapılan baskılar iyice arttığında, bm 1998’de ateşkes istedi ama sonuç alamadı. 1999’da nato, yugoslavya’ya karşı 78 gün süren hava bombardımanları başlattı. müzakereler tıkandı, işi nato devraldı. operasyon sırasında çin’in belgrad büyükelçiliği yanlışlıkla bombalanınca büyük tepki toplandı. savaş sonunda milosevic teslim oldu ve nato kfor barış gücünü kurdu. bölgeye bir milyon mülteci kaçtı, kfor hem caydırıcılık hem insani yardım yaptı. o zamandan beri bölgede binlerce nato askeri görevde.

burada bir tartışma da çıktı; abd ve ingiltere gibi bazı üyeler, nato müdahalelerinin bm onayı gerektirmediğini savundu; fransa gibi ülkeler ise bm’nin olmazsa olmaz olduğunu söyledi. abd, bm güvenlik konseyi’nin veto hakkının müdahaleleri bloke edebileceğini düşünüyordu.

11 eylül ve nato’nun ilk büyük operasyonu afganistan: 11 eylül 2001 saldırıları sonrası nato, tarihinde ilk defa 5. maddeyi (bir üyeye saldırı tümüne saldırıdır) uyguladı. akdeniz’de gemi koruma operasyonları başladı, terör ve kitle imha silahları ticaretine engel olmaya çalıştılar. 2003’te isaf komutasını devralan nato, afganistan’ın tamamına yayıldı. güneydeki yoğun çatışmalar yüzünden 2011’de fransa ek hava desteği gönderdi. 2014’te isaf sona erdi, kararlı destek misyonu başladı.

ırak’ta eğitim görevi: 2004’te nato, ırak güvenlik güçlerine eğitim verme görevine başladı. bm kararıyla oluşturulan bu görev savaş değil, danışmanlık ve eğitim ağırlıklıydı. 2011’de sona erdi.

aden körfezi’nde korsanlarla mücadele: 2009’da somali korsanları nedeniyle nato, aden körfezi ve hint okyanusu’nda deniz trafiğini korumak için operasyon başlattı. abd, çin, güney kore gibi ülkeler de gemi gönderdi. amaç korsan saldırılarını önlemek ve bölge güvenliğini artırmaktı.

libya: 2011’de libya iç savaşı patlayınca bm ateşkes ve sivillerin korunması için müdahale kararı aldı. nato, uçuşa yasak bölgeyi uyguladı, denizde ambargo koydu. ancak operasyon katılımcıları azdı, bazı ülkeler çekildi, abd savunma bakanı gates müttefikleri eleştirdi. ekim 2011’de kaddafi öldü, operasyon bitti. insan hakları izleme örgütü sivil kayıpları raporladı. 2013’te libya’nın güvenlik sorunlarına nato’dan destek talebi geldi.

türkiye sınırı ve suriye krizi: suriye iç savaşı'nın türkiye’ye yansıması nato’nun 5. maddesinin konuşulmasına yol açtı. 2012’de türkiye’nin suriye ile yaşadığı gerginlikler üzerine 4. madde istişareleri yapıldı, aktif çit operasyonu başlatıldı. 2015’teki suruç saldırısı sonrası türkiye yine acil nato toplantısı çağırdı. son büyük istişare 2020’de suriye ve rusya’nın türkiye’ye saldırdığı şüphesiyle gerçekleşti. rusya ile nato arasında doğrudan çatışma riski hala var.

nato üyeleri, genişleme süreci ve ortaklıklar

nato, şu an 31 üyeden oluşuyor; ağırlığı avrupa ve kuzey amerika’da. antlaşmanın 6. maddesine göre sorumluluk bölgesi atlas okyanusu’ndaki yengeç dönencesi’ne kadar, yani bazı üyeler (özellikle denizaşırı topraklar) tam kapsama girmiyor. mesela abd o zamanlar belçika kongosu gibi sömürgeleri dahil etmek istememiş, fransız cezayiri ise 1962’ye kadar nato kapsamında sayılmış.

kurucu üyelerden 12’si 1949’dan beri ittifakta, diğerleri yedi genişleme dalgasıyla geldi. ilginç olan, çoğu nato üyesi hala gsyih’sının %2’sinden azını savunmaya harcıyor, abd ise toplam harcamanın yaklaşık dörtte üçünü yapıyor.

fransa’nın 60’lar-90’lar arasında “gaullo-mitterrandism” denilen nato’dan bağımsız askeri politika yürüttüğünü biliyoruz. sarkozy 2009’da entegrasyon için uğraştı ama bugün bile fransa, nükleer planlama grubu dışında kalan tek nato ülkesi; denizaltılarındaki nükleer silahları nato kullanımına açmıyor.

genişleme: en yeni üyeler genellikle eski varşova paktı ülkeleri ve doğu avrupa’dan. üyelik için ayrı ayrı onay gerekiyor, bireysel üyelik eylem planları (map) takip ediliyor. şu anda bosna-hersek ve kuzey makedonya aday ama makedonya’nın yunanistan’la isim sorunu yüzünden üyeliği beklemede.

gürcistan’a 2008 bükreş zirvesi’nde üyelik sözü verildi ama sonra abd başkanı obama 2014’te “henüz üyelik yolunda değiller” dedi. rusya ise nato’nun genişlemesini, sovyetler’in dağılmasının ardından almanya’nın barışçıl birleşmesini sağlayan müzakerelere aykırı bularak karşı çıkıyor. bu genişlemeyi “rusya’yı kuşatma” olarak görüyor ve batı’dan da eleştiriler geliyor.

ukrayna meselesi ise apayrı. 2014’te euromaidan’la yanukoviç devrildi, ukrayna hükümeti nato üyeliğine sıcak bakıyor ama referandum ve siyasi çekişmeler var. ukrayna şu anda bireysel ortaklık eylem planı (boep) kapsamında.

2022 ve sonrası: rusya’nın 2022’de ukrayna’ya saldırmasıyla finlandiya ve isveç’te nato desteği patladı. kamuoyu anketleri ilk defa %50 üzeri çıktı. finlandiya 15 mayıs 2022’de üyelik başvuracağını duyurdu, parlamento ezici çoğunlukla onayladı ama bu noktada türkiye çıktı ortaya, pkk ve ypg destekçiliği yüzünden isveç ve finlandiya’ya veto koydu. madrid zirvesi’nde 28 haziran’da anlaşma sağlandı, 5 temmuz’da üyelik protokolleri imzalandı. türkiye son engeli mart 2023’te kaldırdı; finlandiya nisan 2023’te, isveç ise mart 2024’te nato’ya resmen katıldı. bu, baltık ülkelerinden sonra nato’nun en büyük genişlemesi oldu.

ortaklıklar ve iş birliği ağları: nato sadece üyelerden ibaret değil, 1994’te başlatılan barış için ortaklık (bio) programı ve avrupa-atlantik ortaklık konseyi (aaok) gibi platformlarla eski sovyetler birliği ülkeleri de dahil, toplamda 50’den fazla ülkeden oluşan bir iş birliği ağı var.

avrupa birliği ile 2002 berlin plus anlaşmasıyla, ab kriz durumunda nato kaynaklarını kullanabiliyor; böylece ab üyesi bio ülkeleri için “ikili yapı” ortaya çıktı.

akdeniz diyaloğu, istanbul iş birliği girişimi gibi inisiyatiflerle orta doğu, kuzey afrika ve körfez ülkeleriyle de temas var. japonya ile siyasi diyalog 1990’dan beri sürüyor, “temas ülkeleri” olarak avustralya, yeni zelanda gibi ülkeler de var. 2012’den beri “küresel ortaklar” grubuna dönüştü bu yapı.

latin amerika’dan ise kolombiya, nato ile iş birliği yapan tek ülke olarak dikkat çekiyor.

nato'nun binası, komiteleri, generalleri ve diğer meraklı işler

nato'nun beyni, brüksel'deki 750 milyon euroluk devasa merkez binasında atıyor. adres: belçika, brüksel, haren, leopold iii bulvarı. bina 2010’da inşa edilmeye başlanmış, 2016 yazında tamamlanmış, 2017’de de açılmış. tasarım jo palma’dan. eski binada fransa'nın çekilmesiyle apar topar taşınıldığı için birtakım sorunlar vardı; yeni bina biraz daha “biz buradayız” diyen cinsten. içinde 3.800 civarı insan çalışıyor; diplomatlar, askeri personel, irtibatçılar, sivil görevliler vs.

nato konseyi ve karar alma süreci: işlerin karar merci kuzey atlantik konseyi. her üye ülke (şu an 31) brüksel’de bir daimi temsilciyle temsil ediliyor. genelde tecrübeli büyükelçiler oluyor bunlar. konseye haftada en az bir kez toplanan daimi üyeler başkanlık ediyor ama bazen işler ciddileşince dışişleri bakanları, savunma bakanları hatta liderler toplanıyor. ne olursa olsun oybirliği gerekiyor, çoğunlukla "hadi oylayalım" mantığı yok, her şey uzlaşma üzerinden. konsey toplantılarına nato genel sekreteri başkanlık ediyor.

gayriresmi ama etkili bir grup daha var: quint. abd, almanya, fransa, ingiltere ve italya burada. "mahalle abileri" gibi düşünebiliriz. nato zirveleri de asıl bomba kararların alındığı yer. genişleme gibi işler oralarda pişiyor.

nato parlamenter asamblesi (nato-pa): bir de nato’nun parlamenter ayağı var: nato parlamenter asamblesi. doğrudan nato'ya bağlı değil ama "politik gündem ne olsun?" kısmına yön veriyor. üye ülkelerin milletvekilleri ve gözlemci üyelerle toplanıyor. beş komitesi var: savunma, ekonomi, siyaset, bilim-teknoloji ve güvenliğin sivil boyutu. bunlar her yıl raporlar sunuyor. o raporlar da ülkelerin karar alma süreçlerini etkiliyor. yani "düşünce kuruluşu gibi ama milletvekilli versiyon."

askeri yapı: nato’nun askeri tarafında asıl patron nato askeri komitesi. başkanı da 2018’den beri hava mareşali sir stuart peach. askeri komite, ülkelerin genelkurmay başkanlarından oluşuyor ve nato’nun askeri politikalarını belirliyor ama bu yapı biraz katmanlı: her ülkenin brüksel’de bir askeri temsilcisi var ve bu temsilciler askeri komitenin daimi üyeleri oluyor. ayrıca zaman zaman genelkurmay başkanlarının toplandığı üst düzey toplantılar da var. komuta ikiye ayrılmış durumda; aco (müttefik harekat komutanlığı) nato’nun tüm operasyonlarını yönetiyor, act (müttefik dönüşüm komutanlığı) eğitim, teknoloji, hazırlık vs. işlerle ilgileniyor. soğuk savaş’ta nato’nun derdi sovyetlerdi; o yüzden 1951'de ilk ciddi komuta yapısı kuruldu: shape. sonra zamanla dört ana merkez kuruldu; kuzey, orta, güney ve akdeniz için. 2003’te reform yapıldı ve hızlı tepki veren çok uluslu kolordular (hrf) oluşturuldu. avrupa kolordusu, almanya-hollanda kolordusu gibi yapılar bu süreçte devreye girdi.

2015’e geldiğimizde rusya'nın donbass’taki hareketliliği sonrası baltıklar ve doğu avrupa için yeni planlar yapıldı: polonya’da kuzeydoğu kolordusu büyütüldü, romanya’da güneydoğu tümeni kuruldu, 6 ayrı entegrasyon birimi ile savunma hattı güçlendirildi. güneydoğu tümeni 1 aralık 2015’te aktif hale geldi.

bonus: bu arada, binanın maliyeti nato’nun sitesinde net yazmıyor ama washington free beacon’a göre işin ucu 1.23 milyar dolara kadar dayanmış. "şeffaflık" biraz göreli tabii.

ayrıca

(bkz: teröre karşı islam ittifakı)