OTOMOTİV 24 Ekim 2019
49,9b OKUNMA     543 PAYLAŞIM

Bir Intel Çalışanının Gözünden: Kendi Kendine Giden Arabaları Kullanmak İçin Kaç Yılımız Var?

Gelecek teknoloji hayallerinde başı çeken konulardan birine dair açıklayıcı bir uzman yorumu.
iStock

yaklaşık 4 yıldır bu sektörün ucundan kenarından içinde olan (intel-mobileye) biri olarak bu teknolojinin genel toplum kullanımına sunulmasına en az 10 yıl olduğunu söyleyebilirim. işin ilginç tarafı bugün kendi kendini süren arabalar trafikte araba kullanabilen bir insanın yapabileceklerinin aşağı yukarı %90-95'ini yapabiliyor ama işte o geriye kalan son %5-10'lük kazanımı elde etmek yıllar sürecek.

bugün insanların yapıp da kendi kendini süren arabaların yapamadığı şeyler nelerdir?

aslında normal şartlar altında ve tüm şartlar mükemmelse kendi kendini sürebilen arabalar bir insandan çok daha güvenli bir şekilde seyredebiliyor ama şartlar mükemmelin altındaysa o zaman sorun oluyor. örneğin bir yoldaki şerit çizgileri kısmen veya tamamen silinmişse insanlar yine az çok şeritleri kestirebiliyor ama kendi kendini süren arabalar zorlanıyor.

bir başka örnek vereyim. diyelim ki bir yerde trafik ışığı bozuldu ve trafiği polisler elleriyle gel gel yaparak yönetiyor. araba kullanan bir şoför bu komutları rahatlıkla anlayıp uygulayabilir ama kendi kendini süren arabalar bu tür durumlarda zorlanıyor. yine trafik işaretlerinin veya yol çizgilerinin bir kısmının karla veya çamurla kaplandığı durumlarda, asfaltsiz yollarda, tümsekli, çukurlu yollarda yani idealin altı koşullarda insanlar hala daha iyiler.

bunun dışında insanlar karşıdaki diğer insanların davranışlarını tahmin etmede de daha iyiler. mesela yolda giderken yolun kenarında kaldırımda takılan bir adam gördünüz. bu adam yoldan karşıya geçme niyetindeyse durup yol vermeniz gerekiyor ama sadece kaldırımda takılıyorsa yol vermeden dümdüz gidebilirsiniz. siz bir bakış atarak adamın karşıdan karşıya geçmeye niyeti olup olmadığını az çok anlarsınız ama arabalar anlayamıyor. bu durumda her kaldırımda takılan birini gördüklerinde frene basıp duruyorlar (ortalama 20 saniyede bir) ve bu da arabada yolculuk edenlere için tam bir işkenceye dönüşüyor.

kısaca olaya inşaat olarak bakarsak kendi kendini sürebilen arabalar olayın kaba inşaat kısmını yapabiliyor ama ince işler hala insanlar tarafından yapılmak zorunda. bugün kendi kendini sürebilen bir araba benim trafikte yapabildiklerimin %95'ini yapabilse bile geriye kalan %5 o kadar önemli ki zaman zaman yaşam ile ölüm arasındaki farkı yaratabiliyor. o %5'in aşılması da epeyce zaman alacak.

gelecekte bir gün trafikteki tüm arabalar kendi kendini sürebilen araba haline gelince arabalar kendi aralarında konuşup haberleşebilecekler. mesela bir dörtyol ağzına gelindiğinde arabanın biri diğerine sinyallerle "buyur abi sen geç" diyecek ve öbürü de geçecek (ve eyvallah abi diyecek). bunun mükemmel olarak işlediği bir sistemde trafik ışıklarına bile gerek kalmayacaktır ama bunun gerçekleşebilmesi için trafikteki istisnasız tüm arabaların bu ekosistemin bir parçası haline gelmiş olması gerekir yoksa arabaların yarısı kendi kendine giderken yarısını şoförler kullanıyorsa bu sistem epeyce zayıflar.


bir de işin psikolojik ve politik yönü var tabii ki

normal şartlar altında bugüne kadar yapılan testlerde milyon km başına kaza oranlarına baktığımızda kendi kendini süren arabaların kaza yapma oranı insan şoförlere göre daha az (rakamı tam hatırlamıyorum ama 4'te 1 veya 5'te 1 oranında olması lazım) ama insanlar yine de bu teknolojiye güvenmiyorlar çünkü her gün şoförlerin sebep olduğu yüzlerce kaza eğer ölümle sonuçlanmadıysa haber değeri dahi taşımazken kendi kendini süren arabaların yaptığı en ufak kazalar bile günlerce haberlerde tartışılıyor ve gündem oluyor. insanların ve devletlerin bu teknolojiyi kabullenebilmesi için kaza oranlarının sıfıra yaklaşması gerekiyor yoksa şoförler 10 kaza yapsa olay olmaz ama kendi kendini süren araba 1 kaza yapsa ortalık şenlenir.

kendi kendini süren arabaların yaygınlaşması için şehirlerin altyapılarının da buna göre düzenlenmesi gerekir. bu bazı şehirlerde yol sisteminin sıfırdan yenilenmesi anlamına gelirken bazı şehirlerde ufak tefek yenilikler anlamına geliyor. yolların gıcır gıcır olması, tüm işaretlerin net ve görünür olması, kar veya çamurların anında temizlenmesi, yaya geçitlerinin net bir şekilde işaretlenmesi ve herkesin bu geçitlere uyması, yolların ve tabelaların belli standartlara uyması ve bunun uzun süre boyunca koruması çok önemlidir. bu konuda belki de en iyi ülkelerden biri çin'dir çünkü sonradan zenginleşen çin'de bir çok şehir son 20-30 yılda kuruldu ve altyapı kendi kendini sürecek arabaların yakında geleceği varsayımıyla planlandı. bu konuda israil de oldukça iyidir, zaten intel'in satın aldığı mobileye şirketi israil'de ve intel-bmw ortaklığı hemen hemen tüm testlerini bu ülkede yapıyor.

bunun için kanunların da değişmesi gerekecek. mesela kendi kendini süren arabalar kurallara uymazsa veya kaza yaparsa sorumlusu kim olacak? cezayı kim ödeyecek? sigorta primleri neye göre belirlenecek? ortada çözülmesi gereken bir çok yasal sorun da var ve abd'de birçok eyalet bu işi çözmek için şimdiden kolları sıvamış durumda.

kendi kendini süren arabaların önündeki bir başka engel de makine öğrenmesi teknolojisinin günümüzde hala sınırlı olması. mesela bir insan sıfırdan araba kullanmayı öğrenince bu bilgiyi kısa sürede genelleyebilir ama makinalar henüz oraya gelmedi. daha net bir şekilde açmak gerekirse bir insan ankara'da araba kullanmayı öğrendikten sonra izmir'e taşınsa izmir'deki trafik kuralları, yollara ve trafik kültürüne alışması birkaç gün sürer. kendi kendini süren arabalar bir şehirde veya coğrafi bölgede araba kullandıktan sonra yeni bir bölgeye geçip orayı kavramaları aylar yıllar sürebiliyor. google'ın waymo'su yıllardır arizona'nın birkaç mahallesinde tıkılıp kaldı mesela.


google'ın waymo'su demişken ona da değinelim

google arizona'da belli başlı muhitlerde kendi kendini süren taksi servisi veriyor. bu biraz şoförsüz uber'e benziyor. sistem daha çok davetiyelerle işliyor. size bir davetiye yolluyorlar ve bunu alınca sisteme kayıt yaptırıp bir sürü form dolduruyorsunuz ve kaza filan olursa sorumluluğun kendinize ait olduğunuzu kabul ediyorsunuz. sonra sisteme dahil ediliyorsunuz ve telefonunuzla araba çağırabiliyorsunuz. araba sizi alıp gideceğiniz yere götürüyor ama sadece phoenix şehrinin belli başlı mahallelerinde çalıştığı için haritanın dışına çıkamıyorsunuz. araçlar harita içinde kaldıkları sürece oldukça iyi bir şekilde işliyor ama haritanın dışına çıkınca sudan çıkmış balığa dönüyor. bu yüzden google uzun süredir waymo'nun kaplama alanını genişletmeye çalışıyor.

arizona genelde abd'de kaymak gibi yollara sahip ve havanın hemen hemen her daim güneşli ve yağışsız olduğu bir yer olduğu için google test olarak burayı seçmiş durumda ve ileride california başta olmak üzere başka yerlere de sistemi getirmek istiyor. waymo'nun otomatik araçları şu ana kadar 15 milyon km'lik bir mesafe katettiler ve toplamda 30 tane ufak kaza yaşadılar ama bunların sadece 1 tanesinde waymo'nun aracı kusurlu bulundu. yine de bu mesafenin büyük çoğunluğu önceden belirlenmiş belli muhitlerde ve belli yollarda katedildiği için bunu başka yollara genellemek zor. normalde insanların km başına kaza oranına bakınca 15 milyon km'de 40-50 civarı kaza yapılmış olması gerekiyordu.

Waymo

bu konuda ismi öne çıkan bir başka şirket de tesla

genelde medyada yaratılan algıya bakılırsa tesla kendi kendini süren araba işini çözmüş gibi gözüküyor ama aslında öyle değil. tesla'nın arabaları sadece belli başlı şartlar altında kendi kendine gidebiliyor.

bu şartlar şu şekilde:

1) trafik ışıklarının olmadığı ve arabaların belli bir hızla seyrettiği bir otoban olacak

2) yollarda şu birikintisi, kar veya tehlikeli madde olmayacak

3) yollar tamamen asfaltlanmış olacak, çukur veya tümsek olmayacak, varsa da minimal düzeyde olacak

4) tüm işaretler ve şerit çizgileri net bir şekilde işaretlenmiş olacak

5) sis olmayacak

6) yol fazla kavisli veya eğimli olmayacak

7) görüş mesafesi ideale yakın olacak.

bizzat test edebildiğim kadarıyla tesla'nın olayı şu şekilde işliyor. arabayla otobanda seyrederken direksiyonun arkasındaki çubuğa 2 kere basıyorsunuz ve araba otopilot moduna giriyor. bundan sonra araba önündeki aracı belli bir mesafeden takip ediyor (ideal takip mesafesini opsiyonlardan seçebiliyorsunuz) ve arada sırada yandaki şerit bossa ve arabayı geçmesi gerekiyorsa kendi kendine şerit değiştirip geçiyor ve sonra yeniden sağ şeride dönüyor. bir yoldan başka yola çıkış alması gerekiyorsa alıyor ve önündeki araba aniden durursa duruyor. bu arada otopilot modundayken elinizi direksiyondan çekmemeniz gerekiyor yoksa çektikten 20 saniye sonra araba ötmeye başlıyor ve bir süre sonra otopilot modu iptal oluyor.

yalnız direksiyonda sensörler var ve direksiyonu fazla sıkı tutarsanız da otopilot iptal ediyor. direksiyonu fazla sıkmadan tam kararında, hafifçe dokunarak tutmanız gerekiyor. böylece acil bir durum olursa veya araba yanlış hareket yaparsa anında müdahale edebilmeniz isteniyor. gelecekte bu teknoloji çok gelişince araba kendi kendini sürerken şoförün kitap okuması, uyuması veya film izlemesi mümkün olacak ama teknoloji henüz burada değil (geçen sene pornhub'un yaptığı otopilotlu arabadaki porno mevzusuna hiç girmiyorum).

youtube'da tesla arabaların şehir trafiğinde takıldığı ve oldukça başarılı olduğu bazı videolar var ama tesla şirketi bu tür testleri tavsiye etmiyor. arabaların kullanma kılavuzunda otopilotun sadece belli yollarda belli şartlar altında kullanılabileceğinden bahsediyor çünkü şirket risk almak istemiyor. bunun dışında tesla'nın kendi kendini sürerken kaza yaptığı veya kazaya çok yaklaştığı birçok durum da mevcut. mesela otobanda yol çalışması yüzünden şeritlerden biri kapatılmışsa bazen araba o kapatılmış şeridi açık zannedip gidebiliyor. bu yüzden bu tür araçları test ederken kılavuzda yazılan kullanımların dışına fazla çıkmamak gerekiyor. ha oregon'dan ı-5'e gidip ta los angeles civarına kadar hiçbir yere sapmadan kaptırıp gitmek istiyorsanız tesla bunu büyük ölçüde yapabilir ama yine de araba uyumanız tavsiye edilmez.


bence bu teknoloji şimdilik arabadan ziyade otobüslere daha uygun çünkü otobüsler her gün belli bir rotada gidip geliyor ve her gün aynı duraklarda duruyor. özellikle çin ve japonya gibi ülkeler belediye otobüslerini kendi kendini sürebilen araca çevirme konusunda çok istekli. bunun dışında trafiğe hiç girmeyen araçlarda kendi kendini sürme teknolojisi oldukça gelişmiş durumda. örneğin john deere'in yeni model biçerdöver ve traktörleri tarlalarda oldukça etkin bir şekilde çalışabiliyor. aracın gps'inden tarlanın sınırlarını belirliyorsunuz ve araç o sınırlar içinde çoğu aktiviteyi kendi kendine yapabiliyor. caterpillar'ın maden kamyonları ve bazı dozerleri de aynı şekilde kendi kendine çalışabiliyor.

bugün intel'den google'a, apple'dan tesla'ya onlarca teknoloji şirketi kendi kendini sürebilen araba üretebilmek için milyarlarca dolarlık yatırım yapıyor. yapılan yatırımlara, bunun üzerinde çalışan binlerce yetenekli mühendise ve tüm çabalara bakılırsa şunu söyleyebiliriz ki "%100 kendi kendini sürebilen araba yapmak ay'a gitmekten daha zor" bence günün sonunda bu işi çözse çözse google veya çinliler çözecek ve diğerleri arkadan gelecek.

kendi kendini sürebilen arabalar yaygınlaşınca büyük ihtimalle araba sahibi olmak yerine araba çağıracağız ve çağırdığımız arabalar bizi gideceğimiz yere bırakacak ama bu teknolojinin yaygınlaşmasına daha çok var. yani şimdilik arabalarınızı henüz çöpe atmayın. onlar lazım olacak.

Bir Intel Çalışanından Endüstri 4.0'ın İş Kolları ve Sanayiyi Nasıl Etkileyeceğinin Vizyoner Analizi