Bir Başkadır Dizisinin İki Farklı Karakteri Hoca ve Kızının Bize Anlattıkları
bir başkadır'daki -muhtemelen emekli- imam, toplumun kendisine biçtiği rolleri ve kendisine biçilen hayatı yaşamak zorunda kalan bir kişiyi canlandırıyor. muhtemelen ailesi imam hatip'e yollamış, imam olmuş, erken yaşta evlenmiş, hemen çocuk yapmaları beklenmiş, denemiş de denemiş olmamış, en sonunda gitmiş evlatlık almış... hayatını öyle geçirmiş. toplumda ne çok böyle tanıdık hayatlar var değil mi? hayallerini yaşamak yerine ailenin, çevrenin, toplumun kendisine biçtiği hayatı yaşayanlar.
peki, bunu nereden anladık? birinci ipucumuz şu: dizinin son sahnesinde beraber çay içtikleri yabancı adam 'araban şahaneymiş' diyince, imam '1992'de almanya'dan özel getirttim' diye cevap veriyor. 30 sene önce! bir insan karavan neden alır? hem de ta almanya'lardan özellikle isteyerek, özenerek, bilerek sipariş verilen bir karavan... hayalleri olduğu için! gezgin olma, gezmek, keşfetmek, doğayla iç içe yaşamak vs. hiçbirisini yapamamış. evlen, aile kur., çalış, yaşa ve öl... zamanla o karavanı artık karısıyla bir tek memlekete gitmek için kullanır olmuş... sahnenin birinde köhne garajdan çıkıyordu o karavan...
karısı ölünce, kızı da kendi yolunu çizip babasını bırakınca adama kendi hayatını yaşamak için ancak şimdi 70 yaşında şans geliyor ve geç de olsa hayallerini yaşamaya ilk defa başlıyor. istese camide kalabilirdi, istese mahallenin saygı duyulan hocası olarak ''hayatına'' devam edebilirdi... ilk defa başkası için değil, kendisi için yaşamaya başlıyor. ikinci ipucu ise kızı başörtüsü takmaktan vazgeçip sokağa açık çıkmak isteyince, ona hiç bir itiraz da bulunmuyor.. şaşırsa da kabul ediyor. bu şu demek: ben kendi hayatımı istediğim gibi yaşayamadım, sen yaşa güzel kızım. beraberce 'artık' yaşayalım!
kıza gelmişken, kız da babasının tam tersi bir mesajı içeriyor. babasının aksine kızı toplumun ailenin çevrenin ona biçtiği rol ve hayatı en başından reddetme cesaretini gösteriyor. lezbiyen kimliği ve açık başıyla kendisine biçilen yoldan gitmeme kararı alıyor. yani biz, bize sunulan veya bizden beklenen hayatları yaşamaya mecbur değiliz. her şey tercih ve cesaret meselesidir! bir ailede iki örnek. birisi en başından hayatın kontrolünü el almış, diğeri yolun en sonunda direksiyona geçilmiş bir hayat... babası ve kızı iki güzel örnek...