Avrupa'nın Tam Ortasındaki İsviçre, Nasıl Oldu da 2 Dünya Savaşına da Katılmamayı Başardı?
birinci ve ikinci dünya savaşı'na katılmayan, etliye sütlüye karışmadan sinsi sinsi kendi halinde takılan isviçre, dünya savaşlarından nasıl uzak durabildi? diğer ülkelerin isviçre'ye saldırmasını engelleyen ne vardı?
dünya yanıyor! bir yanda birinci dünya savaşı olmuş bitmiş, öbür tarafta ikinci dünya savaşı olmuş bitmiş, herkes birbirine saldırıyor, topraklar işgal ediyor, bombalar patlıyor, insanlar ölüyor. peki bu sırada isviçre ne yapıyor? tabii ki çikolata yapıyor! etliye sütlüye karışmıyor, dağlarında kayak yapıyorlar, bir de bankalarında dünyanın dört bir yanından gelen paraları sayıyorlar. isviçre tam bir "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" ülkesi.
öncelikle, isviçre'nin en büyük silahı ne? tarafsızlık
"biz kimseye karışmayız, siz de bize karışmayın" diyerek kendilerini büyük kavgaların dışında tutmayı başarmışlar. hem 1. hem de 2. dünya savaşlarında bu strateji işe yaramış. dünya yanarken isviçre kendi köşesine çekilip, kimseyi kızdırmadan sessizce yaşamaya devam etmişler. nazi almanyası, koskoca adolf hitler bile her yeri işgal ederken isviçre'yi neden işgal etmedi? aslında, almanya'nın planlarında isviçre'yi işgal etmek de vardı ama sonra vazgeçmek zorunda kaldılar ve bunun birkaç nedeni var. birincisi, isviçre coğrafi olarak işgal edilmesi zor bir ülke. dağlarla kaplı, dümdüz değil, e bu da işgal edenler için ciddi bir zorluk demek. bir de isviçre'nin ordusu küçük ama eğitimli ve savaş taktikleriyle meşhur, yani işgal ettim demekle iş bitmiyor.
isviçre'deki bankalarda tüm dünyanın, özellikle de almanya'nın zenginlerinin parası vardı. hitler, isviçre'yi işgal etmeye kalksa, oradaki para trafiğini ve almanya'nın mal varlıklarını riske atabilirdi. kim kendi parasını havaya uçurmak ister? zaten o dönem isviçre'nin bankaları "gelin burada paranızı saklayın, kimse dokunamaz" diye güvence veriyordu. bu da nazilerin biraz geri adım atmasına neden oldu, çünkü isviçre'ye saldırmaları durumunda sadece kendi paralarını değil, neredeyse birçok ülkenin/önemli kişilerin parasını riske atmış olacaklardı, bu da karşılarına çok daha fazla ülkeyi almak demekti.
bir de diplomasi var tabii
isviçre, tüm savaşlarda her iki tarafa da "biz size karışmayız, siz de bize karışmayın" diyerek herkesle arasını iyi tuttu. tarafsız kalma politikasıyla iki büyük savaşın ortasında resmen pamuk ipliği üzerinde dengede durdular. bu sayede her iki dünya savaşında da, etliye sütlüye karışmadan sinsi sinsi yaşamlarına devam ettiler.