EDEBİYAT 26 Mart 2019
76,1b OKUNMA     864 PAYLAŞIM

Atatürk'ün Nutuk'ta Bahsettiği Tek Yabancı Eser, Neden H.G. Wells'ten Outline of History?

Mustafa Kemal'in, 1919'dan 1927'ye dek kendisinin ve silah arkadaşlarının faaliyetlerini özetlediği konuşmasının metni olan Nutuk'ta tek bir yabancı esere atıf var, o da Outline of History. Peki neden?


mustafa kemal atatürk'ün nutuk adlı eserinde atıf yapılan tek bir yabancı yazar ve kitap vardır. bu; dünyalar savaşı, görünmez adam, dr. moreau'nun adası ve zaman makinesi adlı bilim kurgu romanlarıyla tanınan ama neredeyse edebiyatın her dalında birçok eser vermiş olan ingiliz yazar h. g. wells'in 1920'de yazmış olduğu the outline of history'dir. 

atatürk bu kitabı fransızcasından okuduktan sonra çok etkilenmiş ve türkçeye çevirtip, kendisi de bizzat bazı bölümlere katkı sağlayarak 'türk tarihinin ana hatlarını' yazdırmıştır.

peki ünlü ingiliz bilim kurgu yazarının bu eserinin, realizmi yaşam tarzı haline getirmiş bir devlet adamı olan atatürk’ün nutuk adlı en önemli eserinde işi nedir?

aslında bilim kurguları ile ile ünlenmişse de h.g wells'in tüm eserleri ciddi tarihsel zemine ve siyasal içeriğe sahiptir. 'the outline of history' cumhuriyetin kuruluş döneminde o kadar önemlidir ki, neredeyse atatürk dönemi türk tarih yazımının kaderini ve temel yapısını kökünden değiştirmiştir. (bkz: türk tarih tezi)

wells’in özellikle "insanlığın bir bütün olarak, birlikte gelişen ve ortak bir amaca doğru ilerleyen tarih anlayışı" atatürk’ün çok ilgisini çekmişti. atatürk’ün isteğiyle bu kitap, 5 cilt halinde türkçeye çevrilerek "cihan tarihinin umumi hatları" ismiyle bastırılmıştır. daha sonra bu kitaptan esinlenerek türk tarih tezi’ni ortaya koyan 4 ciltlik "türk tarihinin umumi hatları" isimli eser hazırlanmıştır. 'türk tarih tezi' atatürk döneminde ilkokul, ortaokul ve lise kitaplarına da girmiştir. o kitaplardaki adı ise 'hayat zinciri' olarak geçer.


nutuk'ta geçen söz konusu bölüm şudur

"efendiler, ingiliz tarihçilerinden wells, iki yıl önce yayınlanan bir tarih yazdı. eserinin son sayfaları 'dünya tarihinin gelecekteki safhası' başlığı altında bazı düşünce ve görüşleri içine almaktadır. bu görüşlerin yönelmiş olduğu hedef, 'un gouvernement fédéral mondial' yani 'birleşik bir dünya devleti'dir.

wells, bu bölümde, birleşik bir dünya devletinin nasıl kurulabileciğini ve böyle bir devletin önemli ayırıcı özellikleri ile ilgili düşüncelerini belirtiyor; adaletin ve tek bir kanunun hâkimiyeti altında dünyamızın ne durumda bulunacağını hayal ediyor.

wells, 'bütün hâkimiyetler tek bir hâkimiyet içinde eritilmezse, milliyetlerin üstünde bir kuvvet meydana çıkmazsa, dünya mahvolacaktır' diyor ve 'gerçek devlet, çağdaş hayat şartlarının bir zorunluluk haline getirdiği birleşik dünya devletinden başka bir şey olamaz', 'hiç şüphe yoktur ki, insanlar kendi icatları altında ezilmek istemezlerse er geç birleşmeye mecbur olacaklardır' görüşünü ileri sürüyor.

insanlığın dayanışması ile ilgili büyük hayallerin sonunda, gerçekleşmesi için ne yapmak ve neyin önüne geçmek gerekeceğinin doğru olarak bilinmediği ve, saldırgan bir dış siyaset geleneğine sahip olan devletlerin, birleşik bir dünya devleti tarafından güçlükle temsil edilebileceği de bildiriliyor. wells’in 'avrupa ve asya’nın felâketleri ve ortak ihtiyaçları, belki dünyanın bu iki parçasındaki milletlerin bir dereceye kadar birleşmesine yardım edecektir', 'olabilir ki, dünya ölçüsünde bir birleşmeye gidilmeden önce, bir sıra bölgesel birleşmeler yapılabilir' şeklindeki düşüncelerini de kaydedeyim.

efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, hristiyanlığı, müslümanlığı, budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren 'birleşik bir dünya devleti' kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz..."


evrimi, bilimi, pozitivizmi ve türk tarihini insanlık tarihiyle birleştirmeyi merkeze alan bu anlayış, atatürk’ün vefatıyla hemen terk edilmiştir. atatürk'ün ölümünden sonra yerine geçen ismet inönü'nün emriyle 1938 yılında 'hayat zinciri' ve 'türk tarih tezi' kitaplardan kaldırılmış, muhafazakar tarih anlayışına geri dönülmüştür.

Tam Bir Fiyat Performans Ürünü Olan Huawei P Smart 2019'un İncelemesi

Atatürk, Savaşlarla Geçen Dönemde Kitap Okumaya Nasıl Vakit Ayırabiliyordu?