Atatürk'ün, İşlerin Onun İçin Pek İyi Gitmediği Aşk Hayatının Özeti
eleni karinte
atatürk'ün ilk aşkı, ilk sevdası bir rum kızı olan eleni idi. atatürk'ün manastır askeri idadisi'nde öğrenci olduğu dönemde sevdalandığı rum dilberdir. bir rum iş adamının kızı olan eleni ile mustafa kemal'in evlenmesine önce atatürk'ün annesi zübeyde hanım'ın izin vermediği, daha sonra da babasının eleni'yi kahyasıyla evlendirdiği anlatılmaktadır.
atatürk'ün eğitim gördüğü, manastır askeri idadisi bugün müze olarak kullanılmaktadır ve bu müzede bir de atatürk'e ait "anı odası" bulunmaktadır. işte bu anı odası, mustafa kemal ile rum sevgilisi eleni'nin aşklarına tanıklık edecek önemli bir delili de sergilemektedir.
bu delil, atatürk ile eleni'nin aşklarının bir belgesi olan eleni hanım'ın atatürk'e yazdığı mektuptur.
işte o mektupta geçen ifadeler:
"çok seneler geçti, ben halen her gün senden haber bekliyorum. herhangi bir zamanda mektubumu alırsan, beni hatırla. kağıttaki gözyaşlarımı görebileceksin. yıllar ve olaylar geçiyor, seninle ilgili çok şeyler konuşuluyor. mektubumu okurken, başka kadını seviyorsan, mektubumu yırt.
manastırlı eleni karinte, bir gün tanıdığı ve aşık olduğu adama bütün ömrünü harcamıştır. benim seni sevdiğim kadar, o kadını o kadar çok seviyorsan, kendisine hiçbir şey söyleme, senin kadar mutlu olmasını diliyorum. fakat, balkondaki kızı hatırlıyorsan ve başkasını sevmiyorsan, seni beklediğimi ve ömrüm boyunca bekleyeceğimi bilmeni istiyorum.
döneceğini, beni unutmayacağını biliyorum. babam vefat etti. beni senden ayırdığından tam bir yıl geçti, beni eve kapattı ve bir ay çıkmama izin vermedi. ağladım, biliyorum ki tüm kilitleri ve hapisleri boşuna harcadı.
beni evlendirecekleri adamı sadece bir kez gördüm ve kendisi bana onu sevebileceğimi söyledi. ben kendisine, 'hayır, ben sadece ilk aşkımı seviyorum' dedim. babam beni hiç bir zaman affetmedi ve ben de kendisini affetmedim. o zamanlardaki gibi artık genç ve güzel değilim. ebediyen seni seven ve seni bekleyen, eleni karinte'n."
not: atatürk'ün eleni karinte ile olan aşkı bir filme de konu olmuştur. atatürk-eleni aşkını anlatan bu film, aleksandar popovski'nin yönettiği, "balkan is not dead" adlı filmdir. filmde atatürk'ü ertan saban, eleni'yi ise natasa tapuskovic canlandırmıştır. (imdb)
emine hanım
atatürk'ün bir diğer "büyük aşkı" olan emine hanım, selanik merkez kumandanı şevki paşa'nın kızıdır. atatürk bu aşkı ile maalesef vuslata erememiş, ömrünün sonuna değin yakın dostlarına emine'den bahsetmiştir. hatta çakırkeyf olduğu bazı zamanlar kendi bizzat çok sevdiği "eminem" türküsünü seyretmiş ve söylerken çok içlenmiştir. atatürk'ün unutamadığı emine hanım, atatürk'ün kız kardeşi makbule hanım'ın da arkadaşıdır.
1930'lu yıllarda bir gün atatürk kız kardeşi makbule hanım ile sohbet ederken laf arasında emine hanım'ın bahsi geçmiş, makbule hanım'dan, emine hanım'ın hiçbir zaman evlenmediğini, çoluk çocuğa karışmadığını ve o'nu unutmadığını haber alan mustafa kemal, aşkının o'nu unutmadığını öğrenince hem sevinmiş, hem de hüzünlenmiştir.
atatürk'ün harbiye'ye gitmek üzre selanik'ten ayrılırken emine hanım'a yazdığı not şöyledir:
"bu dakikada vapura gidiyorum. bu an-i mes'um bize kan ağlatacak. bendeniz sizi unutmayacağıma vicdanen yemin eder, sizden de aynı vefayı beklerim, allahaısmarladık. mustafa kemal."
...
atatürk'ün kadınları, aşkları olduğu kadar, atatürk'e aşık olan kadınlar da vardır. örneğin; atatürk'ün selanik'ten komşuları olan hatice ve naciye hanımlar... evet, hatice ve naciye hanımlar atatürk'ün selanik'teki mahallelerinden komşu kızlarıdır ve her ikisi de atatürk'e aşıktır. naciye biraz yaşça büyüktür hatta atatürk'ten. hatice ise zübeyde hanım tarafından atatürk'e istenmiş, lakin mustafa kemal asker olduğu için hatice hanım'ı atatürk'e vermemişlerdir.
dimitrina (miti) kovaçeva
mustafa kemal'in sofya'da askeri ateşe olarak görev yaptığı zamanlarda aşk yaşadığı bulgar dilberidir. miti hanım bir general'in kızıdır. 1914'te tanışan miti ile atatürk'ün, strauss'un 'güzel mavi tuna' valsiyle başlayan ilişkileri, miti'nin general babasının itirazı yüzünden sona erdi. fakat sofya'nın en güzel kızı, öldüğü güne kadar mustafa kemal'i sevdi. mustafa kemal'in bulgaristan'da kaldığı süre zarfında miti'nin dışında, savunma bakanı'nın kızı mora, başbakanın kızı nikolina ve bir milletvekilinin kızı elana ile ilişki yaşadığı ileri sürülüyor.
...
yine atatürk sofya'da vazifeli iken istanbul'da onu bekleyen bir çift zeytin göz de bulunmaktaydı. italyan asıllı madam corinne... atatürk'ün o zaman diliminde miti kovaçeva ve madam corinne dışında ilgilendiği başka kadınlar da oldu tabii. bunlar içinde en bilinenlerinden biri padişah vahdettin'in kızı olan sabiha sultan'dır.
sabiha sultan
son padişah vahdettin'in küçük kızıdır. sabiha sultan ile mustafa kemal birkaç defa görüşmüş, birbirlerinden hoşlanmışlar, hatta vahdettin de bu ilişkiye ve izdivaça rıza göstermiş, evlilikleri gündeme gelmişse de, ilişki bir sebeple devam etmemiş ve nihayete erememiştir.
...
atatürk'ün hayatına giren tek sultan, tek prenses sabiha sultan değildir. atatürk'ün evlenmek istediği, daha doğrusu birilerinin atatürk ile evlendirmek istediği bir diğer sultan da mısır hidivi abbas hilmi paşa'nın kızı lütfiye sultan'dır. bu ilişki de bir sebeple olmamış, izdivaç gerçekleşmemiştir.
...
bu arada konu mısır'a taşınmışken, atatürk'ün kahire'de kaldığı kısa bir süre içinde liza ve tevhide adlı iki rakkase kadın ile ilişki yaşamışlığı da vardır. lakin atatürk bu iki kadını birden aynı anda idare etmiş, kadınların bir süre sonra birbirinden haberdar olması ile birlikte ulu önderimiz baltayı taşa vurmuş ve her iki kadın ile de ilişkisini noktalamak zorunda kalmıştır.
...
atatürk'ün hayatına giren ve herkesin malumu iki kadın vardır. fikriye hanım ve latife hanım bu iki hanımefendinin hikayesi pek çok kaynaktan pek çok defa anlatıldığı için uzun uzadıya değinmeyeceğim.
bunlardan başka atatürk'ün, yahudi safiye behar ile de aşk yaşadığı söylenir ama bu konuda somut bir bilgi yahut belge bulunmamaktadır.
...
son olarak, zsa zsa gabor olayı
atatürk düşmanı cenah sürekli bu zsa zsa gabor'un anlattıklarını gündeme getirir ve gabor'un "atatürk'e 15 yaşımda bekaretimi verdim" dediği iftirasını atarlar. o olay bir iftiradır ve işin aslı öyle değildir. zsa zsa gabor 1917 doğumludur. 1936 yılında 19 yaşında iken macaristan güzeli seçilmiştir. zsa zsa gabor'un türkiye'de atatürk ile birlikte olduğu açıklamasının tarihi ise bunun bir yıl sonrası yani 1937'dir ki bu yılda gabor tamı tamına 20 yaşındadır.
evet, atatürk ile aynı sofrada bulunmuş olması muhtemeldir, lakin atatürk ile bir birliktelik yaşadığı söz konusu sanatçının kendi hayal dünyasında yarattığı bir senaryodan ibarettir.
...
bütün bunlar göz önüne alındığında atatürk'ün aşksız, kadınsız kaldığı söylenemez ama aşk hayatında işlerin hiç iyi gitmediği muhakkak. ama biz çok iyi biliyoruz ki onun yegane aşkı vatan ve türk milletiydi... bütün ömrünü vatana adayan bir adamın bu hayat içinde aşktaki tek mutluluğu türk milletinin esaretten kurtulup küllerinden yeniden doğduğunu görmekti...