Atatürk'e Atılan İftiralara Neden Bir An Önce Sesimizi Çıkarmamız Gerektiğiyle İlgili Mükemmel Bir Yazı
size bir hikaye anlatayım.
küçükken ablam demir para biriktiriyordu. vazonun içinde bu zamanın parasıyla yaklaşık 50 lira kadar para buldum. 1 lirasını çaldım. atari oynadım. ertesi gün 2 lira daha çaldım ve yine atari oynadım. sonra 5 lira daha götürdüm. atari oynadım. her gün vazonun içinden demir para araklayıp atari oynuyordum. çünkü ablam ses çıkarmıyordu. 10 liraya kadar indi paralar. o ses çıkarmadıkça gönül rahatlığıyla zevkimi çıkartıyordum.
taa ki ablamın ''anneeeeeeeeeeeğğğğğğğğğ'' diye evde çığlık atmasına kadar. dedim ayvayı yedik. salak çaktı köfteyi sonunda.
meğer ablam hiç vazonun içine bakmadan harçlıklarını direkt içine atıyormuş. yaklaşık 2 ay kadar sonra yakalandım ve ablam söylemediğini bırakmadı bana. neye uğradığımı şaşırdım.
bu atatürk konusu da böyle işte. bizler ablam gibi sessiz kaldıkça atatürk'e yapılanlar da kademeli olarak artıyor.
önceleri; ''atatürk'ün önünde kağıt olmadan konuşamaması'' gibi hafif şeylerle başladılar. tıpkı benim ilk birli 1 lirayı çalıp nabız yoklamam gibi.
sonra bi kademe daha level atladılar; ''atatürk'ün namaz kılarken fotoğrafının olmaması'' ve ''atatürk'ün kurban keserken fotoğrafının olmaması'' dediler.
sonra baktılar hakikatten ses soluk çıkmıyor; ''atatürk'ün soyunun nerden geldiğinin bilinmemesi'' dediler.
''atatürk'ün kazandığı önemli bir savaş olmaması'' dediler.
''atatürk'ün laikliği halka sormadan getirmesi'' dediler.
''toprağın atatürk'ü kabul etmediği iddiası'' gibi içi boş şeyler de paylaştılar.
iyice ses çıkmayınca; ''atatürk'ün alkole harcadığı para'' bile dediler.
ve daha da ileri gidip; ''atatürk baskılı iç çamaşırı rezaleti'' dediler.
ve hatta ''misvak dergisinden atatürk'e eşek benzetmesi'' deyip şöyle bir karikatür de paylaştılar;
aynı benim hızımı alamayıp 5-6 lira çalmam gibi yapılan şerefsizliği kademeli olarak yükselttiler ama yine de kaileye alınmayıp susulduğu zaman,
bu sefer de; ''atatürk'ün manevi kızıyla yattığı iddiası'' ile gündeme gelemeye çalıştılar ve daha sonra mustafa kemal eşcinseldir diyerek; ''atatürk ve vedat uşaklıgil ilişkisi'' gibi bir konu ile latife hanımdan bu sebeple boşandığı algısı yarattılar.
işin özü; evinizdeki vazo örneği gibi sömürdükçe sömürdüler ve şimdi bizden ses çıkarmamız isteniyor.
vazoyu gördük biz. içinde bir şey kalmadı ama yine de ses çıkarmayın prim yaptırmayın bunlara deniliyor.
yok kardeş yok!
bilakis ablam gibi avazınız çıktığı kadar bağırın ki, bu kahpelikler cezasız kalmasın. kimse böyle şeylere bir daha cüret edemesin.
bakın hasan akar adında bir hoca da en son vaazında ne diyor; ''atatürk'ün annesi selanik genelevinde çalışıyordu''
yani türkçe meali; atatürk'ün anası o..pudur diyor. çünkü ses çıkaran yok. tepki sıfır.
tıpkı o vazo gibi adam rahatça boşaltıyor içini.
işte sizler ne vazonun peşine düşün. ne de paranın derdine. sizler paranın üzerindeki asaleti koruyun sadece.
ilgili mercilere baş vurun!
susmayın!