SİYASET 6 Eylül 2024
11,1b OKUNMA     102 PAYLAŞIM

Atatürk, Sağ mı Yoksa Sol Görüşe mi Daha Yakın Bir Liderdi?

Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerini sağ ve sol perspektiften inceleyen, kişisel yorumlarla da desteklenen bir yazıyı takdirinize sunuyoruz.

atatürk’ün siyasi görüşü, klasik anlamda sağ veya sol çizgilerine tam olarak uyan bir çerçevede değerlendirilemez. çünkü atatürk’ün siyasi düşünceleri, batı’nın liberal ve modernist fikirlerinden esinlenirken, türkiye’nin oluşan siyasi yapısına şekillenmiş ve cumhuriyetin özgün ihtiyaçlarını ve tarihsel koşullarını dikkate alan bir yaklaşımla şekillenmiştir.

işte tam bu yüzden o, batı tarzı bir demokrasi ve kalkınma modelini, türkiye’nin tarihsel ve toplumsal gerçeklikleriyle harmanlayarak uygulamıştır. amacı, modern, bağımsız ve egemen bir türkiye yaratmaktır. yani atatürk'ün siyasi görüşü, yalnızca siyasal bir dönüşüm değil, aynı zamanda toplumsal, ekonomik ve kültürel bir devrimi de hedefleyen geniş kapsamlı bir reform hareketidir. bu bağlamda atatürk, sadece bir siyasi lider değil, aynı zamanda bir toplum mühendisidir diyebiliriz.

bunu yaparken otoriter bir yönetim anlayışından ziyade, ulusal bağımsızlık ve halk egemenliğine dayanan bir yapıyı öngörmüştür. çünkü halkın eğitim seviyesi yükseldikçe, daha fazla hak ve özgürlük elde edeceğine, toplumun her alanda modernleşeceğine inanmıştır. bu yüzden atatürk’ün siyasi anlayışı, hem demokratik hem de devrimci bir nitelik taşır.

ama illa bu konu hakkında irdeleme yapacak olursak bence atatürk'ün altı oku üzerinden bir irdeleme yapmamız gerekmektedir. çünkü bu cumhuriyetçilik,milliyetçillik, halkçılık, devletçilik, laiklik, `devrimcilik (inkılapçılık)` ilke onun görüşlerinin temelini oluşturmaktadır.

kaba olarak bacak olursak bu ilkelerin aslında keskin bir tarafı yoktur. muhtemelen okuduğu ve gördüğü ideolojiler üzerinden değerlendirme yaparak bu topraklara ve kendi düşünce sarayına göre olumlu ve olumsuz yönlerini iyi bir şekilde gören atatürk siyasi görüşlerini "sağ" veya "sol" şeklinde net bir şekilde tanımlamıştır. bana göre ayrı ayrıda işlenen bu fikirlerin toplum üzerindeki marjinal faydalarını ele almıştır.

değerlendirmemize başlayacak olursak...

sol eğilimler

devletçilik ve ekonomik politika

atatürk'ün ekonomik anlayışı, devlete merkezi bir rol biçen devletçilik ilkesine dayanıyordu. özellikle cumhuriyet'in ilk yıllarında türkiye’nin ekonomik kalkınmasını sağlamak amacıyla devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiğini savunuyordu. bu, sosyalist sistemlerdeki devletin ekonomideki rolüne benzer bir yapı oluşturdu. devletçilik ilkesi, sosyal adaletin sağlanması ve sınıfsal eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için atılan adımlardan biridir.


halkçılık

atatürk'ün halkçılık ilkesi, toplumda sınıf farklarını ortadan kaldırmayı ve toplumsal eşitliği hedefler. bu yönüyle sol eğilimlere daha yakın bir bakış açısını temsil eder. halkın refahını artırmak, eğitim ve sağlık gibi alanlarda devletin sorumluluğunu ön plana çıkaran bu ilke, sosyal refah devleti anlayışına bir gönderme yapar.

laiklik ve devrimcilik

laiklik, dinin devlet işlerinden ayrılmasını savunan ve bireyin özgürlüklerini ve kişisel inanışlarını koruyan bir ilkedir. ayrıca dinin bir siyasal araç olarak kullanılarak ampirik ruhban sınıfının insanlar üzerindeki etkisinin ortadan kaldırmaktır. bu, modernleşme ve toplumsal ilerleme açısından sol eğilimli bir reform olarak kabul edilebilir. atatürk'ün devrimci karakteri ve görüşü ise sosyal değişimin hızla gerçekleşmesi gerektiğini savunan radikal bir yaklaşımdı, bu da sol hareketlerde sıklıkla görülen bir tutumdur diyebiliriz.

sağ eğilimler

milliyetçilik

atatürk'ün milliyetçilik anlayışı, ulusal kimliği merkeze alır ve türkiye'nin bağımsızlığını ve egemenliğini koruma amacını taşır. bu anlamda, sağ siyasetle ilişkilendirilen milliyetçi bir bakış açısını yansıtır. atatürk’ün milliyetçiliği, batı'daki etnik temelli milliyetçilikten daha kapsayıcı olsa da, kurduğu türk tarih kurumu ve güneş dil teorisi gibi düşünceler ile yine de ulusal birlik ve bağımsızlık gibi kavramlar üzerinde durur, bu da sağ eğilimli bir yönü temsil eder.

cumhuriyetçilik ve merkeziyetçi yönetim

atatürk, cumhuriyetçi bir yapıyı savunmuş olsa da, devrimlerini hayata geçirirken güçlü ve merkezi bir liderlik rolü üstlenmiştir. türkiye’nin kalkınma ve modernleşme sürecinde otoriter bir yaklaşım sergilemiş ve devletin, toplumu dönüştürme konusunda aktif bir rol üstlenmesi gerektiğine inanmıştır. bu güçlü merkeziyetçi anlayış, otorite ve düzeni ön plana çıkaran sağcı politikalarla örtüşmektedir.

işte bu nedenle, atatürk'ü tam anlamıyla "sağcı" ya da "solcu" olarak tanımlamak yerine, onun ulusal bağımsızlık, modernleşme ve sosyal reformları öne çıkaran pragmatik ve akılcı bir lider olduğunu söylemek daha doğru olabilir.

son not: tam anlamıyla kişisel görüşler içermektedir.

kaynak: 1