PSİKOLOJİ 26 Mayıs 2021
105b OKUNMA     968 PAYLAŞIM

Asosyal Değil, Antisosyalliği Tercih Eden Kültür Seviyesi Yüksek INTJ'lerin Özellikleri

Sosyalleşmekten hoşlanmayan ve kültürel anlamda bir miktar birikim yapmış kimselerin dahil olduğu bu kişilik tipi hakkında bu karakteri taşıyan insanların yorumlarını derledik.
INTJ: Introverted, Intuitive, Thinking, Judging (introvert, sezgisel, düşünceli, yargılayıcı).


intj olmak hiç de havalı değildir

çünkü uyumsuz damgası yemişsinizdir bir kere. zaten uyumlu olmak gibi bir çabanız da yoktur ama "zorunlu uyumluluk" sergilemeniz gereken yerlerde başınıza bela olur bu. okul, iş yeri gibi mesela... başvurduğunuz yerlerin yaptığı kişilik envanteri testlerini manipüle etmek zorunda kalırsınız çünkü gerçek sonuç işe alınmamanıza sebep olacaktır. politik doğruculardan öyle tiksinirsiniz ki bakışlarınıza yansır. nöronlarınız daha düşünceyi işlerken, kelimeler ağzınızdan saçılıverir ve siz pişman olmasanız da sizi pişman edebilirler. sürekli gülümsemeniz gereken bir iş yapıyorsanız, size kalan zamanlarda somurtma hakkınızı bol bol kullanırsınız. o suratı da yakınlarınız çekmek zorunda kalır. her şey kocaman bir probleme dönüşebilir. arkadaşınızın davetiyle gittiğiniz bir kafede (ki kırk yılda birdir ve o yüzden çok kıymetli bir durumdur), masada hiç tanımadığınız ve orada olacağı haber verilmemiş biri varsa, tüm sohbet boyunca kakanız varmış gibi rahatsız oturursunuz. kontrol edemediğiniz durumlarda agresifliğinizi bastıramazsınız. hayır demeyi çok geç öğrenmişsinizdir ve artık neredeyse her şeye hayır der olmuşsunuzdur. (evet, birçok intj'nin durumunu fark edene kadar uyumlu numarası yaptığını düşünüyorum. bu "teşhis"ten sonra ise koyverdiğini...)

kısacası zordur. seveniniz az ama özdür -ki onların bile kendi aralarında, sizi dahil etmedikleri bir whatsapp grubu vardır. biz intj'ler kendimizden memnunuz aslında. sorun; toplumun, başkalarını memnun etmek zorundaymışız gibi hissettirmesi.

Doctor Strange

intj kişilik tipi tam olarak beni tanımlıyor

dışarıdan duygusuz, katı, salt mantık insanı ve soğuk görünürler. fakat aslında böyle değildir. soğuk olarak görünme sebebi çoğu insan ile iletişim kurmak istemiyor olmalarıdır. bu bir küçümseme değil hayatın olağan akışı içinde zamanı değerinde kullanma çabasıdır. ayrıca duygusuz değillerdir sadece duyguları kolay kolay mantıklarının ötesine geçmez. bu da kontrol edilen ve hesaplı bir dürtü değil karakterin olağan özelliğidir. duygularını canım-cicim yaparak göstermek yerine o insana faydalı olma çabası içine girer. ellerinde tüm imkanlarla o insanın hayatına pozitif etki etmeye çalışırlar.

olayları ve kişileri çok derin analiz edip uzun vadeli sonuçları çok önceden görebilme yetenekleri vardır. bu yüzden çoğu kişinin ayılıp bayıldığı, çok mutlu olduğu durumlarda sonucu önceden bildikleri için öyle büyük tepkiler vermez ve gene soğuk, ruhsuz insan damgasını yerler. bu öngörüler aslında salt mantık analizinden gelmez tam tersine aslında beden dili okuma ve sezgisel yetenekleri oldukça gelişmiştir.

istedikleri zaman çok güzel extrovert rolüne bürünebilirler. bir anda sosyal bir insan olabilirler. genelde ortalama insan için sinir bozucu ve ukala olarak tanımlanırlar. ancak bu fikri değiştirmek için çaba da göstermezler. çünkü çoğu zaman o insan gerçekten de umurlarında değildir.

Kuzuların Sessizliği'nden Clarice Starling.

insanlar içe dönük olmakla utangaç veya asosyal olmayı karıştırıyor

utangaç insan korkusundan dolayı yalnız kalmak isterken içe dönük insan yalnız kalmaya ihtiyaç duyar. bu yalnız zamanları da sevdiği bir uğraşla ilgilenmeye ya da kendi iç dünyalarını dinlemeye ayırırlar. tekrar enerjilerini toplayıp yeniden sosyal ortamlarda bulunmak için buna ihtiyaçları vardır. her şeyden çok çabuk sıkıldıkları doğrudur bu yüzden add ya da adhd gibi rahatsızlıklara eğilimleri vardır. ama bu rahatsızlıklara sahip biri bile bir şey ilgisini çok çektiği zaman uzun süre odaklanabilir.

duygusal problemlerle karşılaştıklarında durumla yüzleşmek yerine duygularından kaçmak için kendilerini çok spor yapmaya, çok kitap okumaya veya çok çalışmaya verebilirler.
duygularından kaçmadıkları zamanlar da ise duygusal tepkilerini direkt ortaya koymak yerine o duyguya yol açan sorunlarla birlikte bir köşeye kaldırır ve sakinleşince duygularının nedenlerini sonuçlarını en ince ayrıntısına kadar analiz edip nihai bir duyguya, sebebe, sonuca ve bu konu hakkında yapılması gerekene ulaşırlar. duygularını analiz etmeleri ruhsuz olduklarını göstermez aksine diğer insanların çoğundan daha derin duygulara sahip olmalarından ve bu duyguların diğer insanları ve kendilerini de olumsuz etkileyebileceğini düşündüklerinden ve dolayısıyla yanlış bir sonuca varmak istememelerinden kaynaklıdır. nihai duyguya ulaşmak zaman aldığından acele tepki vermezler ve bu tepkisizlikleri diğer insanlar tarafından duygusuz olarak tanımlanmaya sebep olabilir.