Aslen 4. Haçlı Seferi Olarak Başlamış ve Konstantinopolis'in Canına Okumuş Olay: Latin İstilası
latinler ile bizanslılar arasında kavganın kökenleri çok eskiye dayanır.
şöyle başlayalım: imparator konstantin roma imparatorluğu'nun başkentini, roma'dan istanbul'a (bkz: konstantinopolis) taşıyınca ve burada ikamet etmeye başlayınca, imparatorluğun ağırlık merkezi de doğuya kayıyor.
konstantin, hristiyanlığı devletin resmi dini olarak kabul ediyor ve önemli hristiyanlık merkezlerine psikoposlar atanıyor. bunlardan roma, konstantinopolis (bkz: istanbul), antioch (bkz: antakya) damascus (bkz: şam), alexandria (bkz: iskenderiye) en önemlileri olarak öne çıkıyor. fakat hepsinin içinde yine de en önemlisi roma ve papa. buraya kadar sorun yok.
theodosios tahta çıkıyor ve diyor ki; ben istanbul'da oturuyorum. saray da burada, benim yanımdaki din adamının yetkisi az, roma'dakinin fazla; böyle olmaz, o zaman ben istanbul patrik'ini de seviye olarak roma'ya eşitliyorum.
işte dananın kuyruğu burada kopuyor. sonrası nefret, kin, ihtiras, kan
sıkıntı yüzyıllar sürüyor. batıdaki latinler, roma bölünüp de batı roma tarihe karışınca ve bizans (doğu roma) tarih sahnesinde yükselince iyice kuduruyorlar.
1054 yılında papa elçilerini gönderiyor. istanbul patrik'ini aforoz ediyor. "ben dünya hristiyanlarının tek lideriyim seni tanımam" diyor. patrik de "ben de seni tanımam. ben de seni aforoz ediyorum o zaman!" diyor. olay iyiden iyiye ciddiye biniyor.
zaman geçiyor papa değişiyor, patrik değişiyor; kin ve nefret bitmiyor
sonunda haçlı seferleri başlıyor. papa tarafından yönlendirilen avrupa kralları, şövalyeler ve haçlı birlikleri akın akın doğu'ya geliyor. istanbul'un zenginliklerinin ve o dönemin en medeni, modern şehri olduğunun farkına varıyorlar. eller ovuştuluyor.
sıra ıv.haçlı seferine geldiğinde olay kopuyor. venedik dükası henricus dandolo yönetiminde latinler "bırakın şimdi kudüs'ü kutsal toprakları, istanbul çok güzel gelsenize" diyor. 1204'te şehre zorla giriyorlar. yağma, tecavüz gırla... her türlü saygısızlık. patrik'in ana ikametgahı ve şehrin kalbi ayasofya talan ediliyor. içinde her türlü rezillik yapılıyor. (bkz: seks) (bkz: hırsızlık) (bkz: vandalizm)
velhasıl 1261'de nihayet işgal bitiyor. fakat bizans geriye bir enkaz devralıyor. yine de bizans'ın bu hengamede yok olmaması bile büyük bir şey. bizans prensleri çeşitli illere kaçıp oradan örgütlenmişler.
bu konuyu daha detaylı anlatan şu yazı da okunabilir.
- 110 adet kürekli dromonas (korvet tipi gemi)
- 60 büyük gemi
- 70 üzeri büyük yelkenli
- 1000 süvari
- 3000 piyade
ile gerçekleşen rezil olaydır.
bakın çok enteresan -korniğe göre- işgal şu şekilde gerçekleşmiştir:
"latin kuvvetlerinin tamamı denizin kuzey tarafında savaştığı bir sırada, iki cesur latin bir eylem gerçekleştirerek petrion'da savaşan aleksios doukas'ın savaştığı yere merdivenin sonuna kadar atladılar ve oradaki kuleden kılıç kuşanmış olarak aşağı indiler. orada bulunan romalılar güçlü ve cesur oldukları için söz konusu yerden çıkarılmaları veya öldürülmeleri mümkün olmadı; latinlerin geri kalan kısmı da merdivenden kuleye sızdılar. buradaki kapıdan kente taaruz ederek ilk giren, petros isimli latin bir süvari oldu. o oradaki romalıları korkutarak kaçmalarını sağladı. imparator yapayalnız kaldı ve o da firar etti. ve latinler tarafından kente tamamen egemen olundu. kenti terk eden romalılar ise latinlerin rızasıyla altın kapı'dan geçerek ayrıldırlar. o zaman hristiyan paskalyası 25 nisan'a rastladı. şehre latinlerin yaptığı büyük yıkımlar niketas choniates'in kitabında anlatıldı. ve sen bunu öğrenmelisin. o zaman olanlar çok ağıt yakmaya değer. şehir'e 58 yıl boyunca italyanlar (latinler) tarafından hükmedildi. latinler konstantinopolis'i 6712 yılı, 12 nisan pazar günü aldılar, ona 58 yıl boyunca hükmettiler." (1)(2)
1: 1204/6712, 7. indiksiyon, 12 nisan, pazartesi
2: kılıç, şahin, bizans kısa kronikleri, ithaki, 2013