arsenal, lucas torreira'ya 2018-2019 sezonunda 30 milyon euro civarı bir bonservis ödüyor ve torreira ilk 6 ay premier lig'de fırtına gibi esiyor. o kadar ki, arsenalliler 30 milyon ödemelerine rağmen sampdoria'yı soyduk diyor; torreira, ingiltere'de yılın en iyi 3 transferinden biri olarak görülüyor. 

6 ay boyunca müthiş bir dönem geçirdikten sonra bu adamı mümkün olan her maçta oynattıkları için (ingiltere'de oynanan maç sayısı yılda 50'yi geçer) doğal olarak yorulmaya başlıyor. zaten maç içerisinde çok koşan, basan, inanılmaz enerji harcayan bir adam. hayatında ilk kez "yoruldum" gibi bir röportaj veriyor. bununla birlikte, ingiltere'nin iklimine alışamıyor. yine bu süreçte "hava sürekli kapalı" gibi röportajları var. üstüne de dil problemi eklenince (anladığım kadarıyla ingilizce bilmiyor) yalnızlaşıyor ve ligin ikinci yarısında performans düşüşü yaşıyor.

ingiltere'ye alışamamasının ardından atletico madrid'e kiralanıyor. buradayken de annesini covidden kaybediyor ve uruguay'a dönerek futbolu bırakmayı dahi düşünüyor. ingiltere'deki uyumsuzluğun ardından bir de bu darbeyi yiyince mental olarak zorlanıyor.

bir şekilde kendini toplayarak fiorentina'ya kiralanıyor ve burada iyi bir performans gösteriyor. ancak burada da hocası tarafından 6 numara yerine ileride oynatılıyor ki 6 numaradan başka oynamayı sevmeyen bir futbolcu. ileride oynatılmasının sebebi ise adamın müthiş top kapma yeteneği. amaç ileride rakip defans ve orta sahalardan top kaparak hızlı hücuma kalkmak. bu taktik başarılı da oluyor ancak torreria'nın kendini çok da rahat hissetmiyor.

bu sezon başında fiorentina, kendisi için 10 milyon euroluk bir teklif yapıyor ama arsenal bu teklifi az bulduğu için reddediyor. bu da herkesin merak ettiği; 'madem bu kadar iyi, neden başkaları almadı' sorusunun cevabı. arsenal, oyuncunun performansına güvendiğinden daha yüksek ücretlere satabileceği inancında ancak o iş öyle olmuyor. ilerleyen süreçte özellikle valencia, juventus ve roma'nın ilgisi oluyor ama detayları bilmemekle birlikte; tahminim, oyuncunun maaş ve takıma uyum konusunda ikna edilememesi.

görüleceği üzere, lucas torreira'nın en büyük eksisi uyum sorunu. iklimden, dilden bile etkilenebilen ve performansı düşen bir futbolcu, aynı zamanda duygusal. bir dönem arsenal'de yedek olduğu için bile morali bozulan biri.

özetle, torreria; sıcak, güneşli bir iklim, sürekli ilk 11'de oynamak ve dil sorunu yaşamayacağı kendini rahat hissedebileceği bir ortam istiyor. bunların üçünü de galatasaray sağlayabilir durumda. oyuncunun çok inatçı ve hırslı olduğu da göz önüne alınırsa aynı zamanda şampiyonluk yaşayabileceği bir kulüp onun için daha ön planda.

tüm bu şartlar sağlandığında ise bölgesinde tartışmasız dünyanın en iyi oyuncularından birinden bahsediyoruz. rakip hücumcular bu adamdan kurtulmak için kaçacak delik arayacaklardır. süper lig için 2 gömlek büyük desek yanlış olmaz.

sonuç olarak, eğer imzayı atarsa -ki çok yakın olduğu söyleniyor- galatasaray'da -aynı sneijder ve melo'da olduğu gibi- kendini çok rahat hissedebileceği bir ortam bulabilir. eğer doğru kurgulanmış bir orta saha ile oynar, mental olarak sorun yaşamaz ve sakatlık vb. bir sorun yaşamaz ise süper lig'in gelmiş geçmiş en iyi transferlerinden biri olmaya aday. bu adamı ligde izlemek çok keyifli olacak.

not: bu yazıda yer alan bilgilerin bir kısmı orhan uluca/sports digitale değerlendirmesinden alınmıştır.

Galatasaray Formasını Süper Lig'de Sadece 1 Maçlığına Giyen Futbolcular