SEYAHAT 16 Eylül 2024
8,5b OKUNMA     105 PAYLAŞIM

Arabayla Çıkıp 14 Şehir Gezen Bir Sözlük Yazarının Avrupa Turu İzlenimleri

Arabayla Avrupa turu nasıl yapılır? Bayağı bayağı buradan arabayla çıkıp geri dönen bir Sözlük yazarı anlatıyor.
Editörün notu: Dikkat, yazı 2017 tarihli. Ancak döviz kuru dışında ciddi bir değişiklik yok diyebiliriz.

geçtiğimiz ağustos ayında eşimle birlikte tamamladığımız muhteşem bir turdur arabayla avrupa turu...

araba ile avrupa turunda izmirden çıkarak sırası ile belgrad (sırbistan), budapeşte (macaristan), viyana (avusturya), prag (çek cumhuriyeti), göttingen (almanya), berlin (almanya), kassel (almanya), amsterdam (hollanda), deggendorf (almanya), salzburg (avusturya), zagrep (hırvatistan), saray bosna (bosna hersek), üsküp (makedonya), selanik (yunanistan) olmak üzere 14 şehirde konaklayarak, toplamda 21 gün, yaklaşık olarak 8100 kilometre yol yaparak tekrar izmire döndük.

öncelikle sizlere şunu söyleyeyim: kesinlikle korkmayın. sandığınız gibi zor, meşakkatli, pahalı diye düşünmeyin. harcadığımız toplam parayı birazdan bahsedince çok şaşıracaksınız.

malumunuzdur ki son zamanlarda avrupaya seyahatine çıkmak çok revaçta. 2017 şubat aylarında eşimle birlikte çok heveslendik, nasıl gidebiliriz, nereye gidebiliriz diye düşünmeye başladık. zamanla youtube üzerinden seyahat videoları çeken kişilerin kanallarının abonesi olduk. akşamları bile birlikte devamlı seyahat videosu izliyorduk.

ne zaman, nasıl yaparız diye düşünürken, yurt dışında uçakla veya tren ile bir yerden bir yere gidince şehirler arası ulaşımın bizde ki gibi ucuz olmadığını fark ettik. hesabımıza göre ciddi anlamda 2-3 ülke gezince masraflar bir hayli artmaktaydı.

bir gün yolda gördüğüm alman plakalı araç benim kafada ampülü yaktı. gurbetçiler her yaz o kadar kilometre yapıp türkiyeye tatile gelmekte ardından da dönmekteler. yaz ayları her taraf alman plakalı araçlarla dolmakta hepiniz biliyorsunuz. millet oradan buraya gelip buradan dönüyorsa demek ki o kadar da zor bir durum değil diye düşündüm.

başladık araştırmaya. araştırınca gördük ki bir çok kişi arabayla yurt dışına çıkıp giriyormuş. araç için yeşil kart gerektiğini öğrendik. 1 aylık ücreti 65 €. bu belgeyi de turing.org internet sitesinden görebilirsiniz.

eşimle birlikte ehliyetleri yeniledik, bu sayede avrupada da ehliyetimiz geçerli oldu.

kalacağımız yerlere gelince önceden izlediğimiz videolar ve okuduğumuz bloglar sayesinde ülkemizde pek tanınmayan ancak yurt dışında epeyce yaygın olan airbnb üzerinden ev kiralama dikkatimizi çekti. otel ücretlerini booking.com üzerinden bakınca ciddi masraflı olacağını gördük. airbnb üzerinden merkezi muhitlerde otopark sıkıntısı olmayan evlere bakınca ciddi ekonomik olduğunu gördük. yaklaşık seyahatten 4 ay önce rezervasyon yapmaya başladık. bu sayede yaz sezonu açılmadan önce henüz rezerve edilmemiş güzel ve ucuz evleri kapmış olduk. bir avantajımızda şu oldu. eşimin teyzesi almanya deggendorf ' da yaşamakta, kuzeni ise göttingen de. o yüzden bu iki şehir ve çevresinde gideceğimiz şehirlerde (kassel, salzburg, berlin(burada da akraba vardı)) konaklamaya para vermeyecektik, nitekimde vermedik.

idata üzerinden almanya dan vize başvurusu yaptık.

eşim de ben de kamu çalışanı olduğumuz için izin tarihlerimizi ayarladık. kurumlarımızdan yurt dışı çıkış izinlerini aldık. bizi en çok zorlayan da izinler oldu. ohal nedeni ile ciddi anlamda kamu çalışanlarının yurt dışı çıkış izni alması uzun sürmekte, kamu çalışanı olupta yurt dışı planı olanlar prosedürleri iyi öğrensinler.

arabamız 2015 model dizel vw polo idi. bakımlarını yaptırdım, yaklaşık 8000-10000 arası yol yapacağımı bildiğim için fren balatalarını değiştirdim. o araba ile yurt dışına çıkılır mı diyenler için de 1.4 dizel arabamın uzun yolda ortalaması 3.9 litre civarına düştüğünü gördüğümü belirterek, ekonomik tatil isteğimi fazlasıyla yerine getirdiğini belirtiyorum.

turumuza kapıkule sınır kapısından çıkarak başladık

yarım saatte kapıdan geçtik. ancak 21 günlük tatilimizin ilk ve son sıkıntısı ile bulgaristan sınır kapısında yaşadık. şerefsizler rüşvet istedi. belgelerimiz tam, her şeyimiz tam adamlar geçirmiyor. "neden beni geçir miyorsun diyorum." "senin rezervasyonun yok" diyor. diyorum "ben transit geçecem, sırbistanda kalacam senlik bir durum yok", "yok" diyor "belgrad daki rezervasyonunda mühür yok" diyor. "ya online rezervasyon bu ne mühürü, koskoca almanya vize vermiş bununla sen nasıl kabul etmiyorsun" diyorum, "geri dön" diyor. sonrada bozuk türkçesi ile "bi duşun, bi duşun nasil geçeceksin" diyor. yaklaşık 15 dakika tartıştık en sonunda da ruhsatı geri verdi "içine koy" dedi. gavatlara 20 € verdik maalesef.

bu nedenle size tavsiyem bulgaristan'a gitmeyin, sınırından geçmeyin, adım atmayın. bulgaristan ve romanya ciddi sıkıntılı yerler.

multi girişli schengen vizesi aldıktan sonra içiniz rahat olsun bulgaristan ve romanya haricinde hiç bir yerde sıkıntı yaşamıyorsunuz. hele ki macaristanı geçince sınır kapısı diye bir şey yok, elini kolunu sallaya sallaya ülkeden ülkeye geçiyorsun.

21 gün bir fiil yukarıda bahsettiğim şehirleri gezdik

araba ile gezmenin bir avantajı da istediğiniz her yere gönül rahatlığı ile gidebilmek. önceden araştırma yapıp güzel bir plan yapınca gerçekten keyifli olmakta, uçakla gidince bu kadar çok yer görme imkanı insan bulamıyor. turla gidince de tur planına uymak zorunda insan kalıyor. bu nedenle araba hem daha ekonomik hemde daha avantajlı.

gelelim karşılaşılabilecek sıkıntılara

almanya'da adac diye arabaların yolda çıkabilecek sıkıntılara karşı bir kulüp var. buradan sitesine bakabilirsiniz. bu kulüp herhangi bir sıkıntı da size nerede olursanız olun, çekici ve tamirci desteği vermekte. ne yazık ki ülkemizde böyle bir yapılanma yok. bende seyahat planımızda yer alan ülkelerde bulunan konsoloslukların telefon ve adreslerini yanıma aldım. yaşanabilecek sorunlara karşı telefonla iletişime geçince konsolosluk anlaşmalı oldukları çekici ve tamircileri size yönlendirebilmekte. çok şükür bir sıkıntı ile karşılaşmadık.

yurt dışına araba ile çıkacaksanız avrupa haritalarının mevcut olduğu navigasyon almanızı önemle tavsiye ederim

kesinlikle hayat kurtarmakta. nereye gidersek gidelim kalacağımız evlerin enlem boylamlarını cihaza girince elimizle koyduğumuz gibi bulduk. tomtom markasını tavsiye ederim. ben tomtom via 135 kullandım. yola çıkmadan öncede son güncellemeleri yaptım. parasının hakkını sonuna kadar verdi. bir de araç kamerası aldım, ne olur ne olmaz diye. kaza bela olursa derdimi rahatça anlatayım diye.

bir de araba ile çıkın çıkmayın, kesinlikle maps.me adlı uygulamayı cebinize indirin

efsane bir çevrimdışı harita uygulaması. 21 gün boyunca her zaman kullandık. gideceğimiz, göreceğimiz yerlerin haritalarını tatile başlamadan önce indirdim ve noktaları işaretledim. her yeri elimle koymuş gibi buldum. tüm yurt dışı seyahatine çıkacaklara tavsiye ederim.

yurt dışında ki vinyet olayından bahsetmek isterim

şöyle ki bizim ülkemizde ücretsiz kullandığımız şehirler arası duble yollardan, elin avrupalısı haftalık 10-15 € ücret almaktalar. herhangi bir ülkenin sınırından geçer geçmez hemen girişte ya da ilk benzin istasyonlarında vinyet almak zorundasınız. 1 günlük bile yol yapsanız dahi en az 1 haftalık vinyetleri size geçiriyorlar. aldığınız vinyetleri arabanızın ön camında belirtilen yerlere yapıştırıyorsunuz. eğer almazsanız cezası bir hayli ağır belirteyim.

şunu da belirteyim, elin avrupalısının yollarını gördükten sonra bizim yolları öpüp başımıza koymamız gerekiyor (avusturya ve hollanda hariç)

şehirler arası yolları cidden bozuk. şehir içi yolları gerçekten çok iyi hakkını yiyemem, bosna hersek harici çukur gördüğümü hatırlamıyorum ancak şehirler arası yolları arabayı zıplatıyor, ses yapıyor, düzgün ama ülkemizde ki gibi değil. bu bir gerçek. özellikle almanya ya uyuz oldum. koskoca dünya devisin, her yere yol var ama her 5 kilometrede bir yol çalışması olur mu yahu. bir de adamlar acayip kurala uyuyor, yol çalışması olunca 60 km/sa hıza düşüyorlar bir anda, 5-6 kilometre boyunca 60 km/sa hızla gidiyorsun, yol bitmiyor resmen. şehir içinde trafik yok ama şehirler arası yollarda bu çalışmalar nedeni ile resmen trafikle karşılaşabiliyorsun. size naçizane tavsiyem bosna hersek'e araç ile gitmeyin. çok güzel manzaralar göreceksiniz, resmen cennet diyeceksiniz ama yollar çok bozuk. otoban yok denecek kadar az ve şehirler arası yollar tek gidiş-tek geliş, virajlı ve inişli-çıkışlı. bosna hersek'te yaklaşık 500 kilometrelik yolu 10 saatte gittim. berbattı. plan yaparken bunu göz önünde bulundurun.

yemek olayına gelince

maddi olarak her türlü çıkabilecek masrafa hazırlıklı olmamıza rağmen yinede tasaruf amacı ile yaklaşık 30 şişe 1 litrelik su, konserve, makarna, kola, meyve suyu, abur cubur derken yaklaşık 200 liralık yiyecek içecek stoğu yaparak yola çıktık. yaptığımız şeyin akıllıca olduğunu yolda fark ettik. metro market'te 80 kuruşa aldığım 1 litrelik suların 2-3 € olduğunu görünce içimize bir rahatlama gelmedi değil. tabi ki dışarıda da yemek yedik ama her gün dışarda yemek yeseydik muhtemelen yaptığımız masraf katlanacaktı.

gelelim masraflara

2 kişi yukarıda bahsettiğim şehirlere yaklaşık 4500 lira para harcadık. bütçem 10 bin lira olmasına rağmen. adamların yakıtları bize göre ucuz. euro 4,10 lira olmasına rağmen hem de. en ucuz yakıtı (dizel) makedonya'da aldık bu arada yaklaşık litresi 3 liraya. en pahalı da hollanda'daydı yaklaşık litresi 1.16 €. ayrıca türkiye'den çıktıktan sonra tüm ülkelerde yakıt aldığınız zaman isteğinize göre hangi ülkede olursanız olun euro ile ödemek istediğinizi belirttiğinizde üzerine komisyon koymadan o anki kur farkı ile euro olarak ödeyebiliyorsunuz. kalacak yerleri de airbnb'den uygun yerleri tutunca ciddi avantaj sağladık. almanya'da bulunan akrabalarda konaklayarak da, almanya'da konaklamaya para harcamamış olduk.

neticede ülkemizde 1 hafta otelde 2 kişilik tatile vereceğimiz parayı, 21 gün avrupa turu yaparak değerlendirdik.

düşünen arkadaşlar, kesinlikle korkmayın

cidden göründüğü gibi zor değil. sınırdan geçer geçmez bir sürü yabancı plakalı avrupa vatandaşının seyahat ettiğini göreceksiniz. mesela almanya ve hırvatistan'da (denize turizmi için geliyorlar) her ülkeden araç gördük (ingiliz, fransız, letonya, romanya, bulgar, italyan, polonyalı...). yunanistan'da almanya, romanya, bulgar plakalı araç çok vardı. ancak sadece bir kere (kamyonlar hariç) belgrad'da istanbul plakalı araç gördük. onun dışında maalesef hiç türk plakalı araç yollarda rastlamadık.

avrupa'da trafik kurallarına son derece dikkat etmekteler. sinyalsiz şerit değiştiren görmedim. buradaki gibi keşmekeş yok. yollarda çok fazla tır var ama türkiye'deki gibi üstünüze kırma, tehlikeli sürerek sizi korkutacak bir durum yok. sağ şeridin haricinde tırı başka şeritte kullanmıyorlar. göreceksiniz tırlar resmen sizden çekiniyorlar. hatta şunu belirteyim, 21 gün boyunca sadece 1 defa başka bir tırı sollayan tır gördüm. o tır da tahmin edin nereliydi: tabii ki türkiye :)

ayrıca türk plakanızı yollarda gören gurbetçilerin size selam vermesi, el sallaması, korna çalması da ayrı bir mutluluk vermekte.

yollar bulgaristan harici kesinlikle güvenli

sırbistan'dan itibaren hemen hemen tüm benzinliklerde ücretsiz wifi var. isterseniz çekin benzinliklere yatın uyuyun problem yok. birde adamların benzinlikleri çok büyük. büyük araç otoparkları yapmışlar, rahat rahat park edip güvenle yatabilirsiniz. ben pek uyumadım çünkü her akşam bir ülkede konakladık. sabah uyanınca yola çıktık, mesafeler çok yakın zaten 3-4 saat yol yapıp eve yerleştik, önceden planladığımız yerleri gezdik, akşam eve gelip rahatça uyuduk.

kısacası diliniz varsa, aracınız genç ve problemi yoksa gidin derim. gözümüzde büyüttüğümüz kadar yokmuş. o kadar keyifli vakit geçirdik ki tatilden geleli 20 gün olmasına rağmen önümüzde ki sene araba ile italya turu için plan yapmaya bile başladık.

bu arada harita üzerinden yol güzergahı

gidiş rotamız: gidiş yolumuz

geliş rotamız: dönüş yolumuz