Apple Satışlarındaki Büyük Düşüşün Sebebi Ne?
bir düşüş var ancak ben bu kadar komplo teorisini daha önce bir arada görmemiştim. apple'ı blackberry ile karşılaştıran mı dersin, hala olmayan usb portundan dert yanan mı dersin, hepsi burada. bir de "steve jobs olsa bu telefonların yüzüne bakmazdı" diyen tayfa var...
oradan başlayalım
jobs'un apple'a dönüşü sonrasında çıkardığı ses getiren ilk ürün olan renkli imac'leri bir hatırlayın. steve jobs bunlardan disket sürücüyü çıkarmıştı. aman tanrım... nasıl da muazzam bir infial yaratmıştı o olay... disket sürücüsüz bilgisayar mı olurdu? hem grinin şekillendirdiği bir pazara nasıl olur da kırmızu, yeşil, pembe, turuncu "şeyler" pompalardı?
sonrasında apple cd sürücüyü de terk eden ilk şirket oldu. bu o kadar da ses getirmedi. telefonlardan usb'yi attılar, kulaklık girişini çıkardılar... ama bunların hiç biri orijinal iphone'un flash player'ı desteklememesi kadar ses getirmedi. sahi, nerede flash şimdi? arayınınız var mı?
iphone dizayn dilinin arkasında zaten tim cook yok. jon ive var. kendisi steve jobs'ın da sağ koluydu. ortada iphone ile ilgili değişen pek bir şey yok.
ama ortada ekşi sözlük'te pek dillendirilmeyen birtakım gerçekler var. bu gerçekler apple'ın bilançosunu ve ileri dönük görünümünü etkiliyor. bu gerçekler usb portu ile ya da kulaklık girişi ile ilgili değil. bunlar iphone serisinin fiyatı ile de ilgili değil. ne de olsa geçmiş iphone'lardan çok daha yetenekli olup aynı fiyat aralığında satılan bir iphone xr söz konusu. yani iphone xs max diye bir telefon var diye iphone serisi tümden pahalılaşmadı.
peki nedir bu gerçekler?
öncelikle çin'deki ekonomik ortamdan bahsetmek gerekli. abd ile girişilen ticaret savaşı zaten yavaşlamakta olan çin ekonomisini çok negatif etkiledi. bu konuda dünyanın önde gelen ekonomistleri apple'ı bir "öncü gösterge" olarak değerlendiriyor. apple çin'de en değer verilen markalardan biri. türkiye'de olduğu gibi, çin'de de statü sembolü. apple'ın çin'de yavaşlaması demek, bilançosu çin'e bağlı diğer şirketlerin de zamanla aynı gerçekle karşılaşması demektir.
çin hükümeti bu sene başlarında ülkedeki kredi musluğunu hayli kıstı. birkaç sene önce türkiye'de yapılan kredi kullanım kısıtlamaları çin'de de gerçekleştirildi. bu durum tabii ki lüks marka meraklısı, eli daha yeni para görmeye başlamış çinli tüketiciyi hayli derinden etkiledi ve onların göreceli olarak çok daha ucuza sunlan milli markalara yönelmesine neden oldu. vestel gibi düşünün, ama gerçekten milli... huawei, xiaomi, oppo bunlardan bazıları. aynı ekonomik yavaşlama abd'li araba üreticilerini de zorlamaya başladı.
çin'in en önde gelen ekonomik faaliyet alanlarından emlak sektörü de inanılmaz durağanlaşmış durumda. pazar dönmüyor. ülkenin giriştiği mega projeler sallantıda.
çin hala büyüyor... ama çin gibi bir ülkenin ekonomik durağanlığa girmesi için büyümenin durmasına zaten gerek yok. yavaşlaması bile yeterli. aynen türkiye'de olduğu gibi...
gelelim abd ve çin arasındaki casusuluk skandalına
bilindiği gibi abd'de huawei satışı teknik olarak olmasa da pratikte yasak. devlet birimlerinin çin teknolojisi kullanması ise teknik olarak da yasak. ces 2018 fuarının en baş köşesine oturup abd'yi büyüme pazarı haline getirmenin hayallerini kuran huawei, o fuar sonrası önce at&t, sonra da verizon kontratlarını kaybetti. bu kontratlar çok önemli, çünkü abd pazarında hat operatörleri tarafından satılmayan ya da desteklenmeyen telefonun başarılı olma şansı çok düşük. önümüzdeki haftalarda best buy da (bağımsız olarak sattığı) bu ürünlerin satışını bitirecek. kısacası abd'de çin yapımı bilgi-işlem teknolojisine açılmış bir savaş var. bunun sonucunda huawei şirketinin cfo'su ve aynı zamanda kurucunun kızı olan insan abd'nin isteği ile kanada'da tutuklandı.
bunun başlıca iki nedeni var:
1. çin üretimi elektronik ürünlerin içine yerleştirilen casusluk teknolojisi, ki bunun varlığı super-micro olayında kanıtlandı.
2. abd kaynaklı ar-ge ile üretilen teknolojinin çin tarafından alenen kopyalanması ve çin'de telif haklarına gösterilen yasal saygının artık sıfıra yakınsaması.
kısacası, abd zaten çin orijinli teknoloji için bir pazar olmaktan çıkmış durumda.
peki bunun apple ile ne ilgisi var? çok ilgisi var
ağustos ayında 1 trilyon dolarlık pazar değerini yakalayan ilk şirket olan apple'ın sendelemesinin ardında artık iyice sorulmaya başlanan "ya çin de abd'ye karşı benzer kısıtlamalar getirirse?" sorusu var. apple çin'i hem üretim merkezi, hem de pazar olarak kullanıyor. çin'e bağımlı - en azından şimdilik. ama kasadaki paralar zamanla ve mecburen apple üretim ağının daha yaygınlaştırılmasında kullanılacaktır. orası net. zaten hindistan'daki üretim kapasitelerini aktif olarak yükseltmekle meşguller şu anda. biliyorum.
ve gelelim son noktaya...
şimdiye kadar neleri konuştuk?
- çin'deki ekonomik yavaşlama.
- abd ve çin arasındaki casusluk skandalı ve bunun pazara etkileri.
üçüncü nokta ise tabii ki gümrük kavgaları ile ilgili
bu ekonomik savaş çin'i çok etkiledi. abd 'nin çin'e belli ölçüde bağımlı olduğu doğru. ama sözlük gibi platformlarda pek de popüler olmayan bir gerçek var. çin abd'ye çok daha bağımlı. zaten o yüzden çin devleti tarafından kontrol edilen haber ve yorumlarda çin halkına abd'nin kötülenmemesi için büyük çaba sarf ediliyor. evet, çin devleti, kendi halkının abd karşıtı olmasını istemiyor. tüm haberler biraz şekerle kaplandıktan sonra halka servis ediliyor.
apple gibi, hp gibi, abd'li otomotiv şirketleri gibi ve tabii ki bunları takip etmeleri neredeyse kesin olan diğer yatırımcı ülkelerin şirketleri gibi kurumlar çin ekonomisine inanılmaz bir katkı sağlıyorlar. bu şirketlerin ufaktan ağ dağılımı ve risk yönetimi planlarına başlamaları, büyümesini dış kaynaklı yatırıma ucuz iş gücü ve sağlam altyapı sunmaya borçlu çin'i gerçekten de tedirgin ediyor. zaten olması öngörülen ekonomik yavaşlamanın tetiğini daha hızlı çeken etken işte bu.
aslında türkiye olarak bunlardan memnunluk duymamız lazım. çin'in kaybı bizim kazancımız olabilir. tabii ki başımızda öngörülü lider kadro olması şart. ama bizden olur mu bilmem.