Antik Roma'nın Tuvalet Kültürünün Şimdiye Göre Tiksindiren Detayları
antik roma tuvalet alışkanlıkları o dönem için "hijyenik" kabul edilen birçok tiksindirici detay barındırır. belki o gün de biri çıkıp ne yapıyoruz lan burada biz demiştir, kim bilir...
vezüv yanardağı 24 ağustos'ta ms 79'da patladığında, pompeii, herculaneum ve diğer roma yerleşimlerinin mühürlenmesini ve korunmasını sağlamıştır. 18. yüzyıldan buyana yapılan kazılar o döneme harika bir bakış açısı kazanmamıza imkan sağladı.
pompei ve başka antik roma yerleşimlerinde ortaya çıkarılan tuvaletlerin çoğu ortak kullanıma açıktır. antik roma tuvaletleri, duvarlarındaki freskler, köşelerdeki heykeller ve oyulmuş italyan mermerleri ile çok güzeldir. ancak detaylara girince o kadar da güzel gelmemektedir.
yan yana dizilen ve herhangi bir ayrıcı bulunmayan oturaklarda bir arada kullanılan tuvaletlerden efes'te de görmek mümkündür. bu tuvaletlerde alttan sürekli akan su, dışkı ve sidiği topraktan yapılmış kanalizasyon sistemlerine akıtırdı.
dönemin soylularının çok zor durumda kalmadıkça bu tuvaletleri kullanmadıkları düşünülür. soyluların evlerinde tuvalet sistemi olduğu ancak bunu şehrin kanalizasyon sistemine bağlamayı tercih etmedikleri görülmüştür. bunun yerine bir zamanlar ülkemizde de yaygın olan foseptik sistemini tercih etmiş ve bunların düzenli olarak temizlenmesi için ödeme yapmışlardır.
bunun sebebi pek tabii ki bugünkü gibi kapalı bir kanalizasyon sistemi olmadığı için şehrin bokunun püsürünün evlerinin içinden geçmesini istememelerinin yanında bu kanalizasyon sistemlerinin yılan, fare ve böcekler gibi canlılar için uygun bir yuva olmasıdır.
tuvalet kağıdı olmadığı için o dönem hijyenik kabul edilen tersorium adlı araç kullanılırdır. tersorium ucunda deniz süngeri bulunan dal parçasıdır. xylospongium diye de bilinir.
bu araçlar da ortak kullanılırlardı ve kullanıldıktan sonra tuvaletlerin önünde akan su, sirke ya da tuzlu su ile temizlenip bir sonraki kişinin kullanımı için kenara bırakılırdı. bugün böyle bir şeyi hayal etmek bile bizler için mümkün değildir.
(şahsen yorum yapmam gerekirse bu yaşımda ailemin halen dalga geçtiği bir huyum vardı çocukken. kendi yaptığım bokun kokusundan tiksinip tuvalette söylene söylene kendi bokumla kavga edermişim. bırakın başkasının kullandığı fırçayı kullanmak ortak tuvalete girmek zorunda olsaydım altıma sıçana kadar şansımı zorlardım diye düşünüyorum.)
kaldı ki o dönemde herkesin tenya gibi bağırsak kurtlarından mustarip olduğunu hayal etmek de zor olmasa gerek. bağırsak kurtlarının altın devri bu dönem olsa gerek...
(yazar bu sırada kusma molası veriyor.)
iş işemeye gelince arkeolojik veriler antik romalıların ev, ofis ve işyerlerindeki küçük kaplara işediğini ve bu kaplar dolduğunda sokakta bulunan büyük idrar toplama kaplarına döktüklerini göstermektedir. bugün çöplerimizin toplandığı gibi bu idrar kapları da toplanıp çamaşırhanelere götürülürdü.
antik roma'da togalar idrar ile yıkanırdı. insan idrarı amonyak gibi doğal deterjanlar içermektedir. bir roma çamaşırhanesinde çalışıyor olsaydınız işiniz tüm gün ayak bileklerinize kadar idrar dolu kaplarda çamaşır çiğnemek olacaktı...
tuvaletleri kullanırken sizi tek kamufle edenin toganız olduğunu ve herkesin tuvaletin deliğini tutturmakta çok da başarılı olamayabileceğini düşündüğünüzde en az tuvalet kültürleri gibi çamaşırhane kültürleri de rahatsız edici gelmektedir.
(kendi idrarı üzerine sıçrayınca iğrenenler burada bir kusma molası daha veriyorlar.)
bileklerinize kadar idrara, dışkıya bulanmak demişken bu kavram bugün de bizlere çok olan uzak kavramlar değildir maalesef. ülkemizde halen foseptik kullanılan köy evleri olduğu gibi (eskisi gibi kovayla temizlenmiyorlar tabii ki.) hindistan'da halen kanalizasyonlara ülkemizde uygulanan modern sistemleri kullanmadan, yalın ayak girip temizlik yapan insanlar vardır. kaçak kanalizasyon temizliği yapmak ülkede yasak olsa da zenginlerin refahını sağlamak ve yokluk etkisi ile bu iş yaygın olarak yapılmaktadır.
yeterince mideniz kalkmadı ise hindistan'da taşeron kanalizasyon işçisi olmak başlığında paylaştığım videolardan bir tanesini buraya bırakıyorum.
kaynaklar: smithsonian - sapiens.org - wiki