Anora, Rusya ve Eski Sovyet Ülkeleri Arasındaki İlişkiyi mi Sembolize Ediyor?
ekşi sözlük'teki anora başlığını okuduktan sonra meraktan filmi izledim. sonra biraz hayıflandım: lan kimse bu filmin bariz şekilde rusya ile eski sovyet ülkeleri arasındaki kimlik, aidiyet, sınıf ve güç ilişkilerini anlattığını nasıl çözemez?
Uyarı: Makul miktarda spoiler içerir.
bu filmi aşk hikayesi, seks satar formülü ile yaratılmış bir tür sınıf çatışması olarak ele almak saflıktır. hele bir külkedisi hikayesi olarak algılamak af buyurun salaklıktır.
anora, özbek asıllı bir amerikalı olarak, eski sovyetler birliği'nin etnik mozaiğinin yeni dünyadaki temsilidir. özellikle ruslar tarafından kullanılıp atılmış orta asya ülkelerini simgeler. bu coğrafyadaki halkların politik ve sosyal ilişkilerini çatışmalar üzerinden betimler. filmin totali bu çatışmayı karakterlere pay ederek anlamaktadır. farkındaysanız her karakterin ayrı bir azınlık, ülke veya cepheyi betimlediğini kolayca anlarsınız.
mesela ivan dingilinin vaftiz babası toros ve kardeşi garnik'in ermeni olmaları tesadüf değildir. hatta isimleri bile rastgele seçilmemiştir. garnik, kurbanlık koyun demektir. toros ise taurus yani öküz anlamındadır. bu ikisi rusların malı, güttüğü besi hayvanlarıdır. birisine yük çektirir, diğerininin etinden sütünden faydalanırlar. tarihten de bildiğimiz üzere ermeniler ruslar için mayın eşeğinden farksızdırlar.
öte yandan toros'un kendince mafyatik duruşu ve güce olan bağlılığı, eski sovyet dünyasında hayatta kalmanın yollarını anlatırken, garnik'in daha arka planda kalan rolü ise küçük devletlerin büyük güçler karşısındaki sessiz mücadelesini simgeler. uçakta gidip oligarklara dalkavukluk etmesi, en alakasız yerlerde uygunsuz hareketler yapması da net bir göndermedir. fırsatını gördükleri gibi hamlelerini yaparlar fakat sadece tiksintiyle karşılaşırlar ki bunu karabağ savaşında açık seçik gördük. paşinyan'ın moskova'ya sığınması, putin'in kapısında it köpek olması gibi. putin de o dönem, götüme yılan kaçmış, çıkaracak leylek bulamıyorum, senin derdini sikerim diyerek savdı başından.
ermenistan'ın rusya ile olan tarihsel bağları, dostluk ve köpeklik arasında gidip gelen bir dengeyi içerirken, bu karakterler rusya'nın gölgesinde var olmaya çalışan diğer eski sovyet halklarının sembolik bir temsilcisi gibi durmaktadır. özellikle ermeni seçilmeleri dediğim gibi tesadüf değil. bir ermeni için rus diktası tanrılarından önce gelir. filmde izlediğiniz gibi sahipleri ıslık çalarsa, yeri gelir kutsal bir ayinin ortasında dini imanı bir kenara bırakır sahiplerine doğru koşarlar.
bu filmde oligark olan tek karakter ivan'dır. tam olarak kendisini rusya'dan sıyırmaya çalışan yeni nesil görgüsüz zengin kitleyi tasvir ediyor. iyi ingilizce konuşabilmesine rağmen anadilinden kopamayan, özgüveni düşük, ülkesine dönmek istemeyen, elinde imkan oldukça kaçtığı yerde kalmak isteyen ama bir türlü adapte olamayan kitleleri temsil ediyor.
zengin ailesinin ise rusya'nın ekonomik ve siyasi hegemonyasını buna mukabil dikta yönetimini temsil ettiği çok açık. hatırlarsanız ukrayna savaşı başladığı günlerde mallarını yurt dışına kaçırmaya çalışan, inatla rusya'ya dönmeyen nice zengin oligark çeşitli ülkelerdeki lüks dairelerinde balkondan düşerek ölmüşlerdi. bazıları ise kuyruğu kıstırıp rusya'ya dönmüş ve devletimizin yanındayız mesajları vermişlerdi.
anora'nın, yani özbek bir kadının, bu dünyaya girme ve kabul görme çabası, eski sovyet halklarının rusya tarafından kültürel ve ekonomik olarak nasıl konumlandırıldığını da işaret eder. film boyunca bu eşitsizlik, ivan'ın ailesinin anora'ya karşı sergilediği küçümseyici tavır ve onu uygun görmeyen kibirli bakış açısıyla belirginleşir. sovyet sonrası rusya'nın eski müttefiklerine karşı geliştirdiği patronajcı ve dışlayıcı tavrı, ivan'ın annesi ve babası tarafından anora'ya yöneltilen tutumla paraleldir.
hatta anora'yı yalnızca bir alt sınıfa ait olarak değil, aynı zamanda rus olmayan bir yabancı olarak görmeleri, rusya'nın eski sovyet ülkeleri üzerindeki bakış açısını yansıtır. bugün aynı çatışmaları yurt dışında denk gelen bütün post sovyet insanları arasında görebilirsiniz.
kendi kaderini belirlemeye çalışan eski sovyet ülkeleri gibi, anora da bireyselliğini savunmaya çalışır, ancak geçmişten kalan eziklik ve mevcut konumu onun özgürlüğünü kısıtlar. anora'nın yaşadığı çıkmaz, post-sovyet ülkelerinin rusya ile olan zorlu ilişkisini, bağımsız olma çabalarına rağmen hala ekonomik ve politik olarak rusya'nın gölgesinde olmalarını simgeleyen bir mecazdır.
toros'un telefonundan herkese ivan'ı gösterek, bu genci gördünüz mü? sorusunu yönelttiği kafe, dikkat ederseniz bir çoğu eski sovyet coğrafyasından gelmiş mültecilerle doludur. yeni nesilin neden dinlemek istemediğini bir türlü anlamaz. kendisi gibi biatçı ve devreci olmadıkları için öfkelenir. çünkü kendi doğduğu ülkede böyle öğrenmiştir.
zorlarsak şekerci işleten tom ve crystal karakterlerini de diğer slavlara bağlayabiliriz. şekerleme ve çikolatalarıyla meşhur sovyet ülkeleri hep bam yani baykal–amur tren hattı üzerindeki baltık ülkeleridir. atar gider yapmalarına rağmen karşılarına bir gopnik çıkınca anında geri vites yapan türden güçsüz ülkelerdir bunlar.
gopnik demişken, igor karakteri bence bu filmde sıradan slavları betimliyor. yani güç ve parayla alakası olmayan, kendi halinde, özünde iyi ama sahipleri ne derse itaat eden bir kitleyi. günümüz rusya'sı da böyle insanlarla dolu. bir çoğu savaşa karşı veya umurlarında değil. onlar piramidin en altında hala en temel ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlar. idari erk isterse asker olup ölüyor, kendi hallerine kalırlarsa aç karınlarını doyurmaya çalışıyorlar. bir çoğu igor gibi babanesi ile yaşayıp, onun arabasını kullanıyor. yani sovyet mirasının üzerinde yaşamaya devam ediyor ve kafalarını kaldırmaya güçleri yetmiyor.
evdeki hizmetçiye uyuşturucu verdiğini ve annesinin temizlikçiyi cryo chamberda buldu dediği muhabbet bile bana sorarsanız bir gönderme. ayak takımına oligarkın hayatından bir nefes bile versen aklını kaybeder, aç tavuk gibi kendisini darı ambarında zanneder mesajı var. hikayeyi ani'ye anlattıktan sonra temizlikçinin ne anlattın? demesi üzerine, yok bişi sen işine bak demesi de bu düşüncemi perçinledi.
anora ismi bile şahane bir gönderme aslında. sonunda nur olan isimler bütün orta asya ülkelerinde pek meşhurdur. aynur, gülnur, saynur, balnur vs. bin türlü kadın ismi vardır. sovyetler, ruslaştırma politikası ile kendi gramerlerine uygun olması açısından bütün bu isimlerin sonuna sesli harf ekleyerek bu isimleri sakatlamıştır. aynur - aynura - anura derken anora olmuş, en sonunda ise aile geçmişinden utanan kız tarafından ani'ye dönüştürülmüştür.
igor, telefondan anlamına bakarak bu isime bright diyor ama siz ay ve nur kelimelerinin anlamını biliyorsunuz. soyadının mikhaileva olması yahudi olabileceğini de gösteriyor ama o kısmı mühim değil. bence daha çok kültür mozağini betimliyor. tıpkı kara mirza soyadının karamazov'a dönüşmesi gibi.
zakharov soyadından da bir şeyler çıkar ama aramaya üşendim. kesin tarihte var olmuş bir karaktere göndermedir.
ha, oscar alacak kadar özgün bir senaryo mu? bence değil ama itin g*tüne sokulacak bir film de değil. hatta ödül almadan izleseydim daha çok etkilenirdim.