SEYAHAT 11 Haziran 2019
45,8b OKUNMA     670 PAYLAŞIM

Amerika'nın En Pahalı Şehirlerinden Palo Alto Hakkında Merak Edilenler

ABD'nin Kaliforniya eyaletinde bulunan, Silikon Vadisi'nin dibi olmasıyla adını daha sık duyduğumuz Palo Alto şehri hakkında bilinmesi gerekenler.

palo alto'ya adını veren ağaç el palo alto bu şehirde değil, menlo park şehrindedir. hadi hakkını yemeyelim, iki şehrin sınırında gibi bir şeydir. yine de palo alto'nun en ücra köşesindedir diyelim.

amerika'nın çoğu kıymetlenen şehri gibi sürekli çinlilerin astronomik fiyatlara ev alıp, flip edip para döktüğü bir şehir palo alto. haliyle organik komüniteleri zayıf. mesela itfaiyesinde çalışan hiçbir personel palo alto'da yaşamıyor. böyle kendi işçilerini barındıramayan şehir fikri bana acayip geliyor. bir film stüdyosu, bir truman show gibi. gündüzleri olan hareketliliği ise orada çalışanların ve stanford öğrencilerinin öğle yemeği molalarından ibaret.

oranın gediklileri dayanamayıp evlerini satıp ya da kiraya verip taşınıyorlar. kalanlar da bu yeni gelenlerden muzdarip. konut krizi çözülebilmiş değil. el camino real'de arka arkaya park etmiş sürüyle karavan mevcut. onlar da sık sık tartışma konusu oluyor. zenginlik içinde dram yaşayan bir yer.


san francisco, san carlos, belmont, sausalito ya da berkeley hills gibi yerlerde yaşamış olanlar için south bay'e has düzlüğü bulunmaz nimettir. havası etrafındaki doğal parklar sayesinde gayet temizdir. (bkz: pearson-arastradero preserve) (bkz: foothills park).

öte yandan iklimi süper değildir. genelde akşamları ve geceleri hep serindir, los angeles gibi. kışları don görüldüğü dahi olur. bu soğuk havasının güzel yanı börtü böcek pek olmamasıdır. o konuda sunnyvale aksi yönde bir örnektir mesela. öte yandan doğal ekosistemi iyidir. kemirgenleri sincap ve possumlardan ibarettir. serbest gezen kedi nüfusundan olsa gerek, fare pek görülmez.


ev fiyatları gibi hemen hemen her şeyi diğer şehirlere göre daha pahalıdır. elektriği ve gazı diğer şehirlerden farklı olarak pg&e'den almak yerine kendisi idare eder. hizmeti pg&e'den kaliteli ama daha pahalıdır.

sözde silikon vadisinin göbeği olan bu şehirde son kullanıcıya gigabit fiber internet sağlayan bir hizmet yoktur. illa firma gibi ayda binlerce dolar ödeyip fiber çektirmeniz gerekir.


downtown yemekçileri ekseriyetle iyidir. özellikle cuma günleri palo alto creamery'de lobster roll yemek bir ritüeldir. sushirrito, pampas, reposado ve bevri gibi müstesna lezzetler sunan mekanlar barındırır. tabii ki downtown'ın tepe noktası gelmiş geçmiş en iyi yunan restoranlarından evvia estiatorio'dur. orada rezervasyonsuz yer bulmak hayal gibi bir şey. döner kebap tarzı bir şeyler arzu edilirse de cafe 220 yerine gyros gyros tercih edilmelidir.

bir öğle yemeği sonrası coupa cafe'den ya da starbucks'tan çay kahve alıp city hall'un parkına ya da emerson, university kesişimindeki açık hava sandalyelerine oturmak bir seçenektir; buralarda go oynamak da.

suç oranı çok düşüktür ama ilginç bir şekilde bitişik komşusu ve ayrı bir şehir olan east palo alto'da da çok yüksektir. öyle tezatlar mekanıdır.


downtown'ında hep eski klasik filmleri oynatan stanford sineması vardır. tam eski tip sinemadır. aynı zamanda eskiden sinema olan varsity theater yerine konmuş ama dekorasyonu korumuş olan coworking space hizmeti veren hanahaus ve blue bottle cafe de aynı cadde üzerindedir.

silikon vadisinin başladığı yer olan hp garajı downtown'da yürüme mesafesinde, addison ve waverley köşesindedir. artık mülkün sahibi hp olduğundan sadece kendi yağlı müşterilerine gezdirmektedir. halka açık değildir. önünde garajın mana ve öneminden bahseden bir plaka vardır.

downtown'ın en teknolojik yerleri 8eta adındaki teknolojik gereç mağazası ve apple store'dur. onun dışında bir red dead redemption 2 kasabasından hallicedir.


downtown university avenue eksenindedir ama buranın bir de araba mesafesinde bir uydusu vardır (bkz: california avenue). orası da tek sokaklık bir mini downtown havasındadır.

şehir içi parkları açısından da zengindir. bazıları doğal park havasındadır, misal bol park.

gece hayatı yok denecek kadar azdır. the tap room veya old pro gibi birkaç barı ve 1-2 club ortamı dışında hiçbir şey yoktur. canlı müzik anca nola'nın olduğu aralıkta açık havada tesadüfen denk gelinirse mümkündür. burada konser tarzı şeyler olacak venue de yoktur onun için en yakın mountain view'da shoreline amphitheater'a gitmeniz gerekir.

evsiz konusunda agresiftir. sokaklarda evsiz görmezsiniz çünkü polis bunları alır götürür. homeless shelter'ları ve çoğu kiliseler tarafından işletilen food bank'leri vardır. evcil hayvanınız varsa pek çok şehirde olduğu gibi burada da kaydetmeniz gerekir.

kısacası içinde bir yaşam olan şehirden çok buradaki şirketler ve üniversite için yaratılmış yapay bir şehir ya da büyük bir tatil köyü gibidir.

Uzun Süre ABD'de Yaşayan Birinin Gözünden Ufkunuzu Açacak Tüm Katmanlarıyla Amerika'daki Hayat