amerika birleşik devletleri’nin bugün hâlâ mil, inç, pound ve gallon gibi ölçü birimlerini kullanıyor olması, modern dünyanın büyük kısmında benimsenen metrik sistemden belirgin bir ayrışmayı temsil eder. bu durumun kökeni, yalnızca teknik veya pratik bir tercih değil; aynı zamanda tarihsel ve kültürel bir kimlik meselesidir.

abd, kuruluş sürecinde ingiltere’nin eski kolonisi olarak “imperial system” denilen ölçü sistemini devraldı. 18. yüzyılın sonlarına gelindiğinde avrupa’da, özellikle fransa öncülüğünde, bilimsel hesaplamalarda ve ticarette standartlaşmayı amaçlayan metrik sisteme geçiş başladı. bu sistem, devrim sonrası fransa’da eşitlik ve akılcılık idealleriyle yaygınlaştırıldı ve zamanla kıtanın büyük bölümüne yayıldı.

amerika birleşik devletleri ise bağımsızlık ilanıyla birlikte kendini avrupa’dan ayrıştırma yönünde bir tutum benimsedi. politik ve kültürel bağımsızlığın yanında, ölçü birimlerinde de bu farklılık sembolik bir tercih olarak korundu. halkın alışkanlıkları, ticari düzenin yerleşmiş yapısı ve “biz avrupalılar gibi değiliz” yaklaşımı, abd’nin metrik sisteme geçişini geciktirdi.

yüzyılda özellikle 1970’lerde metrik sisteme uyum için bazı girişimler yapıldı. otoyol tabelalarının kilometreye çevrilmesi planlandı; eğitim müfredatında metrik değerler öne çıkarıldı. ancak toplumsal direnç, bu sürecin kısa sürede başarısızlığa uğramasına neden oldu. alışkanlıklar, kimlik algısı ve pragmatik gerekçeler, reformun önüne geçti.

bugün gelinen noktada, dünyada resmî olarak imperial ölçü sistemini kullanan yalnızca üç ülke vardır: amerika birleşik devletleri, liberya ve myanmar. buna karşın abd’de bilim, sanayi ve askeriye gibi alanlarda metrik sistem yaygın biçimde kullanılmaktadır. nasa’nın uzay programları kilometre ve kilogramla hesaplanırken, gündelik yaşamda halk hâlâ mil, inç ve gallonla yaşamaktadır.

amerika’nın ölçü birimlerinde gösterdiği bu ısrar, teknik olmaktan öte kültürel bir fenomen olarak değerlendirilebilir. metrik sisteme geçiş, yalnızca pratik kolaylık sağlamakla kalmayacak; aynı zamanda ulusal kimliğin bir parçası hâline gelmiş bir alışkanlığı da dönüştürmeyi gerektirecektir. bu nedenle, ölçü sistemindeki farklılık amerika’nın modern dünyada kendini ayırt eden sembolik unsurlarından biri olmaya devam etmektedir.