Amerika Birleşik Devletleri'nde En Çok Uygulanan İnfaz Yöntemi: Zehirli İğne
abd'de ölüm cezasının başlıca infaz yöntemleri asma, kurşuna dizme, elektrik verme, gaz odası ve zehirli iğne olmuştur. yüksek mahkeme hiçbir infaz yöntemini anayasaya aykırı bulmamış olsa da bazı yöntemler eyalet temyiz mahkemeleri tarafından kendi anayasalarına aykırı sayılmıştır.
günümüzde idam cezasının yürürlükte olduğu eyaletlerin hemen hemen tümünde zehirli iğne (bkz: lethal injection) ile infaz birincil yöntem olarak uygulanmaktadır (state by state execution protocols).
yalnız ilaç üreticilerinin, öldürücü enjeksiyonlarda kullanılan ilaçları tedarik etme konusundaki dirençleri nedeniyle bazı eyaletler yukarıda sayılan infaz yöntemlerini de seçenekler arasında bulundurmaktadır.
new yorklu doktor julius mount bleyer zehirli iğne ile infazı öneren ilk isimlerdendir. the medico-legal journal isimli adli tıp dergisinde ocak 1888 tarihinde yayınlanan best method of executing criminals başlıklı makalesinde kafa kesme, elektrik verme gibi diğer infaz metotlarındaki sorunlara ve başarısız idamlara dikkat çeken doktor, yine aynı dergide 1898 senesinde yayınlanan diğer bir makalesi ile de "başın kesilmesi ile ölümün hemen gerçekleşmeyeceğini biyolojik analizleri" ile iddia eder (ilgili makale). ayrıca kendisine göre zehirli iğne ile infaz, asmaktan daha ucuzdur.
ölümcül enjeksiyon ilk olarak ıı. dünya savaşı'nda nazi almanyası tarafından kullanılsa da (bkz:lebensunwertes leben), bleyer'in fikri, teksas ve oklahoma'nın yöntemin modern versiyonunu benimsediği 1970'lerin ortalarına kadar unutulur.
oklahoma,1977 yılında, idam yöntemi olarak zehirli iğneyi yürürlüğe koyan ilk eyalet olur. ancak ilk idamı uygulayan teksas eyaletidir. charles brook jr. 7 aralık 1982'de zehirli iğneyle idam edilen ilk mahkum olur.
arkadaşı ile birlikte ikinci el araba almak bahanesiyle kaçırdıkları bir tamirciyi motel odasında öldürmekten hükümlü charles, hapisteyken müslüman olur ve shareef ahmad abdul-rahim adını alır. t-bone biftek, patates kızartması, bisküvi, şeftali cobbler pastası ve buzlu çaydan oluşan son yemeğin ardından infaz odasına götürülür, zehirli ilaç saat 00:09'da enjekte edilmeye başlanır ve saat 00:16'da öldüğü açıklanır, son sözlerinde kelime-i şehâdet getirmiştir. arkadaşı ise itiraf karşılığı savcılıkla yaptığı pazarlık sonucu 40 yıl hapis cezasına mahkum olur ve 11 yıl yattıktan sonra şartlı tahliye edilir...
bu tür idamlarda infaz; hükümlünün bir sedyeye bağlanması ile başlar. ardından damar yolları bulunarak, her bir kola birer tane olmak üzere iki intravenöz kanül yerleştirilir. aslında infazı gerçekleştirmek için yalnızca biri yeterlidir, ikincisi ana damar yolunun tıkanması ya da diğerinin arızalanması durumlarında yedek olarak kullanılır. mahkumun baş hizasında bulunan yan taraftaki odadan, duvarların içinden çıkan hortumlar enjeksiyon sırasında kopmaması için sabitlenir.
hükümlü kişinin kolu, kanül yerleştirilmeden önce alkolle silinir, kullanılan iğneler ve ekipman sterilize edilir. bunun sebebi kazara iğne batması durumunda doğabilecek tehlikelerden cezaevi personelini korumak olduğu gibi james autry vakıasında olduğu gibi herhangi bir infaz erteleme durumunda genel hijyen kurallarının ihlalinin önlenmesidir (bkz: hükümlü hakları).
hortumların bağlanmasının ardından, her iki kola da serum fizyolojik damlatılır. bu standart işlemin amacı kimyasalların çökelmediğinden ve iğneyi tıkayıp ilaçların hastaya ulaşmasını engellemediğinden emin olmaktır. sonrasında mahkuma bir kalp monitörü bağlanır. ardından, gardiyanın işaretiyle, mahkumu bitişik odadaki olması halinde maktülün yakınları, yetkililer ve görgü tanıklarından ayıran perde kaldırılır.
ölümcül enjeksiyonla yapılan infazların çoğunda üçlü bir ilaç protokolü kullanılır; ilk olarak, mahkumu uyutan bir anestezik uygulanır. devamında tüm kas sistemini felç eden ve mahkumun nefes almasını durduran pavulon veya pankuronyum bromür verilir. son olarak, potasyum klorür akışı kalbi durdurur. çökelmeyi önlemek için ilaçlar karıştırılmaz, istenen etkilerin uygun sırayla elde edilmesi için sıralı enjeksiyon önemlidir. ölüm, mahkum bilinçsizken aşırı anestezik dozdan ve solunum ile kalp durmasından kaynaklanır, takribi 7 dakikada gerçekleşmesi beklenir.
tıbbi etik, doktorların infazlara katılmasına izin vermez. ancak bazen ölüm onayının verilmesi için infazdan sonra bir doktor hazır bulunabilir. bu tür tıbbi katılım eksikliği, enjeksiyonların genellikle deneyimsiz teknisyenler veya görevliler tarafından yapılması nedeniyle sorunlu infazlara yol açabilmektedir. mesela infaz ekibinden biri ilacı damar yerine kasa enjekte ederse veya iğne tıkanırsa, mahkum acı çekebilir. mahkumların damar içi uyuşturucu kullanımından ya da daha birçok sebepten dolayı damar bulmak oldukça zor olabilir; bu da uzun ve stresli bekleyişlere neden olabilir.
nitekim 24 mayıs 2007 tarihinde christopher newton adlı mahkumun idamının gecikmesi kamuoyunda büyük tartışmalara sebep olmuştur. idam esnasında 120 kilo olan newton'un damarlarının bulunması zor olur, idam yaklaşık iki saat ve 10 denemeden sonra ancak tamamlanabilir. sabah saat 10.00'ta başlayan infaz saat 11.53'te öldüğünün ilan edilmesiyle sona erer. bu süre zarfında newton, infaz ekibiyle şakalaşmış hatta arada tuvalete bile gitmiştir. başka bir suçtan hapisteyken 2001 yılında bir satranç oyunu yüzünden çıkan bir anlaşmazlık sonrasında 59 kilodaki hücre arkadaşını adeta ezerek öldürdükten sonra "kanını içtiğini" itiraf ederek idama mahkum edilen newton'un son yemeği biftek, kuşkonmaz, brüksel lahanası, beyaz peynir, meşrubat, kek ve karpuz, son sözleri ise "bir dana güveci ve bir tavuk kemiğine kesinlikle ihtiyacım var" olur.
aslında zehirli iğne ile infazın yürürlüğe konulmasından beri birçok ilaç şirketi ürünlerinin infazlarda kullanılmasına dair tamamen duygusal kaygılar nedeniyle eyaletlere satış yapmaktan imtina etmektedir. infazlarda kullanılan ilaçlarda son dönemlerde yaşanan kıtlık, ölümcül enjeksiyon prosedürlerinde birçok değişikliğe yol açmıştır. bazı eyaletler artık yalnızca tek bir ilaç (genellikle pentobarbital) kullanırken, bazıları 3 ilaçlı kokteylde anestezik yerine bir sakinleştirici olan midazolam kullanmaya başlamış, bazı eyaletler de uygun bir yöntem arayışında oldukları için infazları tamamen durdurmuş bazıları da kurşuna dizme gibi eski usullere geri dönmüştür.