TARİH 3 Ağustos 2017
73,8b OKUNMA     975 PAYLAŞIM

Almanya, Zenginliğini ve Gücünü Gerçekten Tesadüf Eseri mi Kazandı?

Avrupa'nın belki de bir numaralı teknoloji ve sanayi devi diyebileceğimiz Almanya'nın bu gücünü nasıl elde ettiği sıkça tartışma konusu oluyor. Peki gerçekten rastlantı sonucu mu yoksa başka şekillerde mi oluşmuş bu itibar?


almanya'nın bugün bu konumda olması çok eskilere dayanır.

öncelikle toplumsal bir takım özelliklere, alışkanlıklara ya da geleneklere sahipler almanlar. sadece almanlar değil, her toplum böyle bir takım özelliklere sahiptir.

almanya tarihinde, protestan prenslerin katolik imparatorla olan mücadelesi sonucu otonom olmaya hak kazanması, katoliklerin protestanlar karşısında mağlup olması anlamına gelirken aynı zamanda şarlken'in evrensel imparatorluk hayalini de suya düşürdü. 1555 augsburg barışı ile almanya'daki onlarca prenslik iç işlerinde özgürleştiler.

Augsburg'un imzalanmasını temsil eden bir çizim.

almanya coğrafyasındaki insanların tarihin hemen hemen her bölümündeki nüfus yoğunluğu ve zor şartlar altında yaşamasından dolayı kazandıkları evrimsel dayanıklılık sonucu bu dinsel savaşı kazandıklarını söyleyebiliriz. bugünkü alman disiplini, alman refahı, alman tekniği aslen o dönemde atılan tohumlarla büyüyüp günümüze gelmiştir.

katolik etkisinden kurtulan alman halkı bilim alanında en çok ilerleyen, dini konularda bireysel olarak özgürleşen ilk toplumdur. (bkz: martin luther)

1555 yılından sonra araştırma-bilimsellik konusunda, diğer avrupa insanının sahip olamadığı rahatlığa sahip olmuşlardır. (unutmadan ekleyeyim; italya rönesansın başladığı yer olmasına rağmen aynı zamanda katolikliğin kalesidir. papalık-toskana-milan-fransa-napoli arasındaki savaşlar tamamen bu dinsel baskı ve politika ilişkisinden kaynaklanır ve italya insanına özgür düşünce ortamını sağlayamamıştır.)

almanya'daki bu bölünmüşlüğün halk üzerindeki siyasi ve dinsel otoriteyi zayıflattığı su götürmez bir gerçektir. işte bu gerçeğin uzun yıllar sonucu yansıttığı etkiden dolayı almanlar diğer toplumlara göre daha çok gelişme şansı yakalamışlardır. kapitalizm ve sosyalizmin almanya'da ortaya çıkması çok önemli iki örnektir.

Karl Marx

fransız ihtilali'nden sonraki dönemde avrupayı kasıp kavuran liberalizmin almanya'da da büyük sorunlara neden olmasına rağmen, üretim alanındaki gücünden ötürü alman prenslikleri bu ekonomik sıkıntıları çözmede en kolaylık yaşayan hükümetler oldular.

zaten önce kuzey cermen konfederasyonu'nun kurulması, daha sonra alman birliğinin kurulması bunun en büyük delilidir.

askeri açıdan prusya ordusundan gelen ekolü, üretim ve teknikle birleştiren almanların kendi siyasi birliklerini sağlamaları zaten kaçınılmazdı. iki dünya savaşında da yenilmelerine rağmen, ortaçağ'dan ikinci dünya savaşının sonuna kadar dünyanın en güçlü ordusuna sahip oldular. aynı zamanda en büyük üretimine.

Bremen'deki Mercedes fabrikasından bir görüntü.

bugün almanya eyaletler ile yönetilmekte.

aslen bu eyaletler 1555'te bölünmüş yapıdan gelen kültüre sahipler ve kendi içlerinde önemli birer devletçiktirler. bu devletçiklerin bir araya gelip bi makineyi çalıştırması, bugün alman halkının çalışma hayatındaki iş bölümündeki başarısını göstermektedir aslında.

sözün özü, almanya'nın zenginliği kazanması roma dönemine kadar dayanmaktadır. hasbelkaderlikle alakası yoktur. dev bir tarihtir. dev bir kültürdür. saygı duymak ve daha iyisini yapmak gerekir.