SAĞLIK 18 Haziran 2019
47,7b OKUNMA     710 PAYLAŞIM

Aktif Cinsel Hayata Sahip İnsanlara Bulaşma Olasılığı Yüksek Olan İnsan Papilloma Virüsü Nedir?

İnsan papilloma virüsü (human papilloma virus/hpv), prezervatifin kendisinden koruma sağlayamadığı, en az 3-4 farklı insanla birlikte olduysanız taşıma ihtimalinizin yüksek olduğu bir virüs. Bu virüse ve yol açabileceği şeylere dair bilgiler.
iStock

1) Nedir, ne değildir?

hpv yani human papilloma virüs / insan papillom virüsü, cinsel olarak aktif kişilerin hayatlarının bir noktasında mutlaka karşılaşacağı düşünülen ve bu sebeple en yaygın olarak kabul edilen, cinsel yolla bulaşan ve daha az önemli olarak siğillere, kronik ve ciddi olarak ise rahim ağzı kanseri ve anal kansere sebep olabilen bir virüstür.

pek çok farklı türü bulunmaktadır, bunlardan 4 ve 6 sıklıkla siğillere sebep olurken, 16 ve 18 kadınlar için en öldürücü kanserlerden biri olan serviks kanserine sebep olmaktadır.

deri temasıyla bulaşabildiği için prezervatif yeterli koruyuculuğu sağlamamaktadır, korunmalı vajinal veya anal ilişki ile bulaşabilir fakat prezervatif kullanımı bulaş riskini önemli oranda azaltmaktadır. oral ilişki sonucu ise orofarinks kanserine sebep olabilir, fakat bunun görülme sıklığı nispeten düşüktür.

bulaştıktan sonra yıllarca herhangi bir semptom vermeyebilirsiniz, vücudunuzun zayıfladığı bir anda kendini gösterebilir.

en faydalı yaklaşım, henüz cinsel aktiviteleri olmayan, ortaokul çağındaki çocuklara aşısının yapılmasıdır. böylece komplikasyonlar oluşmadan problemin önüne geçmiş olabiliriz.

erkeklerde genellikle sessiz taşıyıcılık görülmektedir, yani virüs vücutta olsa da herhangi bir belirti vermemektedir. fakat bu taşıyıcı kişiler yine de partnerlerine virüsü bulaştırabilirler ve onlarda hastalıklar görülebilir. erkeklerde de anal kanser ve orofarinks kanseri görülebilir.

eğer genital bölgenizde siğil olduğunu farkettiyseniz, mutlaka bir doktora görülmelisiniz. siğil yapan hpv tipleri kanser yapmıyor, fakat aynı anda birden fazla hpv tipini taşıyor olabilirsiniz.

cryoterapi adı verilen bir soğuk tedavisi ile siğilleri yok edebiliyoruz, çoğalmalarını önlemiş oluyoruz.

ayrıca siğil ile gelen kadınlara, olası bir rahim ağzı kanserini erken farketmek adına, pap smear dediğimiz bir test uyguluyoruz. böylece rahim ağızlarındaki değişiklikleri takip edebiliyoruz.

özetlemek gerekirse:

* ortaokul çağında çocuklarınıza hpv aşısını yaptırın.
* küçükken aşı olmamışsanız bile, doktora gidip test yaptırabilir, aşılarınızı olabilirsiniz.
* cinsel ilişkileriniz sırasında mutlaka korunun.
* cinsel geçmişi hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olmadığınız insanlarla seks yapmaktan kaçının.

2) Erkeklerde HPV

sandığım gibi erkekler için henüz amerikan gıda ve ilaç dairesi (bkz: fda) tarafından onaylanmış bir test yokmuş (bu testler genelde abd'den çıkıyor malum). gördüğüm kadarıyla başka bir ülkede geliştirip onaylanmış böyle bir test de yok. sebebi de erkek genital bölgesinden yanlışa mahal vermeyecek şekilde numune toplamanın şu an için etkili ve güvenilir bir yolunun olmaması. sadece abd'de birkaç araştıma laboratuvarında deneme aşamasında, ticari olmayan ve görünene göre ciddi false-negative (yanıltıcı) olasılığı olan testler varmış. bir de eksi usül sirke testi var ama bu hpv'yi değil, hpv ya da ondan bağımsız genital siğilleri görmeye yarayan ve false-positive olasılığı yüksek bir test.

türkiye'de bu alanda (aslında her alanda olduğu üzere) doğru dürüst istatistiki çalışma olmadığı için sayılar yine birleşik devletler'den gelecek. abd'de hayatı boyunca bir şekilde kendisine hpv bulaşan erkeklerin oranının %50'den fazla olduğu biliniyor. gençlik için bu oranın biraz daha fazla olduğu düşünülüyor. kadınlarda da bu oran çok yüksek. her şeyden önce hpv sadece anal ve vajinal dühulla değil, yakın ten temasıyla ya da oral ilişkiyle bile geçebilen, bulaşması oldukça kolay bir virüs. ve bulaşma oranının tahmin edilenden de fazla olduğu düşünülüyor çünkü virüs çoğu zaman bağışıklık sistemi tarafından ortadan kaldırılıyor. ancak kaldırılmadığı durumlarda hpv'nin dışarıdan müdahaleyle yok edilme olasılığı yok.

peki bir erkek için kendisine hpv bulaşmış olması neden önemli?

daha evvel de ayrıntılı bir şekilde bahsedildiği üzere bu virüsün onlarca değişik suşu var ve bunların bir kısmı belli bi problem yaratmazken bir kısmı her iki cinsin de vücudunda deride değişimlere (bkz: siğil - bunların oranı %1) (bkz: papillom), bazısı da kötü huylu tümörlere sebep olabiliyor. benim bilmediğim ise bazı hpv suşlarının sadece kadınlarda servikste değil, ender de olsa erkeklerde de penis, anüs veya ağız (bu her iki cins için de geçerli) çevresinde kanserleşmeye sebep olabilmesiymiş. (ilk ikisi, abd'de erkek kanserlerinin %0.2'sine tekabül ediyormuş.) genelde bunlar deride siğil gibi birtakım değişimlerle kendilerini gösteriyorlar. bu değişimlerin çoğu penis, yumurtalıklar, anüs (direkt anal ilişki olmasa bile; yani misal heteroseksüel erkeklerde de), kasıklar ve baldırlarda görülüyor. kısaca buralarda bir değişiklik gördüğünüz anda bir doktora görünmekte fayda var. ancak paranoya yapmanın pek gereği de yok çünkü bazen bu siğiller kendiliğinden geçiyor ya da hiçbir ileri derecede soruna yol açmadan ömrün sonuna kadar durabiliyormuş.


risk faktörlerine bakacak olursak; türkiye geneli için güzel bir haber, sünnetli erkeklere hpv bulaşma oranının biraz daha düşük olması diyebiliriz. gay, biseksüel ve hiv-pozitif erkeklerin yüksek-risk taşıyan suşlar söz konusu olduğunda anal veya penil tümorlere merhaba deme olasılıkları heteroseksüel erkeklere göre 17 kat daha fazla.

erkeğin halihazırda birlikte olduğu ve yeni hpv-pozitif olduğunu öğrenen kadın cinsel partneriyle cinsel ilişkiyi kesmesi gerekmiyor çünkü süregelen ilişki süresince test yapılana kadar virüs erkeğe çoktan bulaşmış oluyor (ya da virüs ilk etapta erkekten kadına geçmiş de olabilir.) ve hpv'de bir ping-pong etkisi -yani aynı virüsü karşılıklı bulaştırarak etkisini artırma gibi bir durum- sözkonusu değil. ancak bir başkasıyla ilişkiye girilecekse vücuttaki aktif virüsler yeni partnere %100'e varan bir olasılıkla geçiyor. bu konuda sorumlu ve vicdanlı davranıp sözkonusu partneri ilişkinin başında uyarmak önemli. sonuçta bu virüslerin bazı tipleri kadınlarda hpv'li erkek kanserlerine oranla çok daha yüksek oranda ve ölüm riskiyle kansere sebep oluyor. (bkz: rahim ağzı kanseri)

meselede önemli bir başka ayrıntı da hpv'nin direkt aldatma işareti olmaması. virüs, kadın ya da erkekte daha önceki ilişkilerinden geçip aylar hatta yıllar boyunca sessiz kalmış ve uzun bir süre sonra (testle veya bir başka şekilde tespit edilecek şekilde) aktif hale gelmiş olabiliyor.

peki hpv bulaşmasını veya hpv'ye bağlı riskleri azaltmak için neler yapılabilir, durum bu kadar çaresiz mi?

hpv riskini handiyse tamamen ortadan kaldırmanın tek yolu hpv taşımayan iki kişinin ilk ve sadece birbirleriyle ilişkiye girip sonsuza kadar birbirlerine sadık kalmaları. elbette bu çoğu zaman mümkün bir senaryo değil.

bütün popülasyonu düşünürsek hpv'yi toptan ortadan kaldırmak şu an için imkansıza yakın. ama kişiler bazında riski tamamen ortadan kaldırmasa da azaltacak bazı önlemler şöyle sıralanabilir:

- ilişkiye girilen farklı kişi sayısını sınırlı tutmak ve aynı hassasiyeti gösteren kişilerle birlikte olmak.

- uzun süreli ve karşılıklı monogam bir ilişkide değilseniz kondom kullanmak (burada kondomun bütün genital bölgeyi örtmemesi dolayısıyla bulaşmayı yüzde yüz engellemediğine dair bir parantez açmakta fayda var. yine de tabii birçok başka hastalığın/virüsün vs bulaşma riskini düşürüyor kondom.).

- genital siğiller ortaya çıkmışsa yeni partnerlerle ilişkiye girmekten ya da -gay/biseksüel erkekler için konuşacak olursak- genital siğilleri olan yeni bir partnerle cinsel ilişkiye girmekten kaçınmak.

- kadın cinsel partneri, düzenli olarak pap smear testi yaptırması konusunda teşvik etmek.

- son olarak, 2009 yılında onaylanmış, 9-26 yaş arası erkeklere uygulanabilecek ve hpv suş 6 ve 11'e karşı geliştirilmiş yeni bir hpv aşısı var. aşı yeni olduğu için olası riskleri ve yan etkileri henüz bilinmiyor ama böyle bir şeyin de var olduğunun aklın bir köşesinde olmasından zarar gelmez.

ekleme: hamile bir kadının vajinal doğumda nadir de olsa virüsü çocuğuna geçirme olasılığı varmış. yani hpv taşıyıcısı bir erkekseniz virüsü önce çocuğunuzu doğurmasını istediğiniz kadına bu yolla dolaylı olarak da çocuğunuza geçirme olasılığınız var. 

kaynaklar:
http://www.thehpvtest.com/about-hpv/faqs-for-men/
http://www.geosalud.com/vph/hpvmen.htm
http://www.hpvtestformen.net/
http://answers.google.com/…hreadview/id/564071.html
http://pregnancy.ehealthforum.com/…/topic83428.html


3) Çözüm önerileri

* kasık bölgenizde beliren küçük sivilcemsi noktacık/lar görürseniz asla koparmayın.

* asla ama asla jilet kullanmayın, kanatmayın. bunu yaptığınız anda virüsü direk yaymış oluyorsunuz. 1 olan nokta sayısı
10' lara varabiliyor. tüylerinizden tüy dökücü kremler vasıtasıyla rahatlıkla kurtulabilirsiniz. burası çok önemli, asla jilet kullanmayın.
(bkz: veet tüy dökücü krem)
(bkz: reklamlar)

* tedavi bitene kadar seks hayatını unutun. eşinizle prezervatifle bile olsa asla sevişmeyin. bütün vücudunuza prezervatif geçirebiliyorsanız o başka.

* çiftlerden kadın partner mutlaka ama mutlaka kadın doğum uzman muayenesine gitmeli. sizde hpv olduğunu belirtsin. testleri versin. onda hpv çıkmasa bile yılda 1 defa mutlaka tekrarlasın.

3 çeşit klasik tedavi yöntemi var

devlet hastanelerinde 3 yöntem de ücretsiz.

1) koter ( yakarak ). lokal anastezi gerekir. rambo kadar acıya dayanırım diyorsanız anasteziye gerek yok. yaralar 1-2 haftaya kadar kabuk bağlar.

2) kriyoterapi (dondurarak) anasteziye gerek yok. sivrisinek - arı sokması arasında bir acı verir. ilk başta yara olmaz. birkaç gün içerisinde virüs ölür, noktalar siyahlaşır sonrasında siğillerin içi boşalır, oyulur. 1-2 hafta içerisinde kabuk bağlar.

3) aldara oldukça etkili bir siğil kremi. (güncel maliyeti 130 tl civarı)

koter özel hastanelerde 10 adet yakmaya kadar 200 tl civarı.
kriyoterapide biraz geçiringen durumu gözlemledim. 1000 tl ye kadar fiyatlar var piyasada.
krem dediğimiz gibi 130 tl civarı.

kanaatimce en kolayı devlet hastanesinde kriyoterapi yaptırmak.

genel profesyonel kanı hastalığın % 99 cinsel yolla bulaştığı noktasında. buna katılmakla birlikte insanların artık çok yoğun ve iç içe yaşadığı bu zaman diliminde virüsün diğer yollarla bulaşma ihtimalini de çok yüksek görüyorum. sonuç itibariyle bu virüs - temas - neticesinde bulaşıyor.
hiç cinsel tecrübesi olmayan insanların bu hastalıktan muzdarip olduğunu da gördüm.

bu tedavilerin yanında virüsün sizi ebediyen terk etmesi için bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi şart.

düzenli ve yoğun spor bu konuda en güzel ilaç. sağlam beslenip neredeyse bir profesyonel kadar spora asılırsanız virüsün hiç şansı yok.

tüm muzdariplere geçmiş olsun, acil şifalar.

Dünya Sağlık Örgütünün HIV/AIDS Kafa Karışıklığını Giderdiği Açıklayıcı ve Net Cevaplar