1 mart 2008’de, iki adam teksas’ın alba kasabasındaki caffey ailesinin evine girdi ve bir katliam yaptı. iki küçük çocuk ve anneleri öldürüldü. hayatta kalan tek kişiler 16 yaşındaki erin caffey ve babası terry caffey’di. baba terry, defalarca vurulup ağır yaralandıktan sonra saldırganlar evi ateşe verdi.

aslında caffey ailesinin trajik sonu, cinayetten beş ay önce başladı. kızları erin part time çalıştığı fast food restoranında tanıştığı 18 yaşındaki charlie wilkinson ile çıkmaya başlamıştı. charlie kısa sürede erin’e aşık oldu, büyükannesine ait bir söz yüzüğünü erin’e verdi ve ona evlenme teklif etti.

erin’in ailesi bu çocukla olmasından hoşlanmıyorlardı çünkü önce kiliseye gelmemeye başlayan kızları sonra da okulu aksatmaya başlamıştı. aile, erin’in erkek arkadaşını araştırmaya başladı. wilkinson’ın myspace sayfası alkol ve cinsellik içerikli ifadelerle doluydu, erin’in davranışları iyice bozulduğunda ailesi bu ilişkiye son vermesi gerektiğini söyledi.

sonraki günlerde erin arkadaşlarının yanında ailesini öldürmekten bahsetmeye başladı. ona göre wilkinson’la birlikte olmanın tek yolu buydu. sonunda erin, charlie wilkinson ve onun arkadaşı charles waid ile birlikte cinayet planı yaptı.

katliam günü, wilkinson ve waid, caffey evine geldiler. dışarıda erin ve waid’in kız arkadaşı arabada bekliyordu. eve girmeden önce wilkinson, erin’e küçük kardeşlerini öldürmesi gerektiğini çünkü tanık kalmaması gerektiğini söyledi. erin’in cevabı “umurumda değil, ne yapman gerekiyorsa yap” oldu.

eve giren wilkinson, terry ve penny’nin odasına giderek uyuyan çifte .22 kalibrelik tabancayla ateş açtı. defalarca vurulan terry, yanında karısının ölmesini izledi ama ağır yaralıydı, hareket edemedi. tabanca tutukluk yapınca waid, samuray tarzı kılıcını çekti ve penny’yi neredeyse başını koparacak şekilde öldürdü.

sonra üst kata çıktılar. çocuklar tyler ve matthew saklanıyordu. tyler yüzünden vuruldu, matthew ise kılıç darbeleriyle vahşice öldürüldü.

wilkinson ve waid, evden değerli eşyaları aldı çünkü wilkinson, waid’e yardımına karşılık 2.000 dolar vaat etmişti. son olarak mobilyaların üzerine tiner döküp evi ateşe verdiler.

mucize eseri, baba terry yangın sırasında bilincini toparladı ve sürünerek pencereden dışarı çıktı. bir saat boyunca sürünerek en yakın komşusuna ulaştı. terry acilen ameliyata alındı. ameliyattan sonra konuşacak kadar iyileşti ve saldırganın charlie wilkinson olduğunu söyledi. polis, wilkinson’ı yakaladı ve sorguya aldı. erin de onun kaldığı karavanda bulundu, şok halinde görünüyordu. polisleri, kaçırıldığını söyleyerek kandırmaya çalıştı.

ancak 24 saat geçmeden tüm şüpheliler yakalandı. erin’in “kaçırıldım” hikâyesi kısa sürede çöktü. wilkinson ve waid, cinayetlerin erin’in fikri olduğunu polise anlattı. buna rağmen erin, suçsuz olduğunu iddia etmeye devam etti.

sonunda erin, wilkinson, waid ve waid’in kız arkadaşı üç kez ağırlaştırılmış cinayetle suçlandılar. wilkinson ve waid, şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapse mahkûm edildi. (savcılar, wilkinson ve waid için idam cezası talep etti ama terry buna karşı çıktı. yaşadığı her şeye rağmen, inancının öğrettiği şekilde affetmeye.)

kızımız erin ise ömür boyu hapis cezası aldı (ama 40 yıl sonra şartlı tahliye başvurusu yapma hakkına sahip olacak).

bugün terry caffey, kızı erin’le ilişkisini sürdürmektedir. erin hâlâ cinayet planındaki rolünü inkâr ediyor. babasına, cinayet gecesi wilkinson’dan kaçmaya çalıştığını ama arabada beklemeye zorlandığını söylüyor. ve babası ona inanıyor.