TARİH 23 Ağustos 2024
16b OKUNMA     223 PAYLAŞIM

Adolf Hitler'in Zamanla Gerçeklikten Nasıl Koptuğunu Ele Alan Detaylı Bir Yazı

Adolf Hitler'in son zamanlarda gerçeklikten ne kadar koptuğunu, davranış biçiminin nasıl değiştiğini ve çok ümit bağladığı Steiner'in saldırısının bile savaşın seyrini değiştiremeyeceğiyle alakalı bilgilendirici bir içerik.

nazi almanya'sına çok hızlı bir yükseliş süreci yaşatmasına rağmen bunu kontrol edemeyecek kadar "daha fazla!" şeklinde bir güç hırsı vardı, kaybetmeyi ve geri çekilmeyi kabullenemiyordu, artık kaybetmişken bile steiner'in saldırısına duyduğu güvenden bunu anlayabiliyoruz. hitler'in steiner'in saldırısına duyduğu güven, ikinci dünya savaşı'nın son günlerinde, nazi almanyası'nın çöküş sürecinde yaşanan dramatik bir olaydı. bu olay, hitler'in gerçeklikten ne kadar koptuğunu ve alman ordusunun içinde bulunduğu kritik durumu gözler önüne sermektedir. steiner'in saldırısı, savaşın seyrini değiştirme potansiyeline sahip olmadığı halde, hitler'in ona olan umudu ve beklentisi, aslında onun gerçeklikten ne kadar koptuğunu ve yenilgiyi asla kabullenemediğini gösteriyor (bana birilerini hatırlatıyor ama neyse)

1945 yılının ilkbaharında, sovyet ordusu berlin'e doğru ilerliyordu ve almanya'nın doğu cephesi çökmek üzereydi. nazi almanyası her taraftan kuşatılmış durumdaydı. bu esnada hitler, berlin'deki führerbunker'de (hitler'in yeraltı sığınağı) bulunuyordu ve savaşın gidişatından giderek daha kopuk bir hale gelmişti. gözlerini gerçeğe kapatmış, yalnızca zafer hayalleri ve gerçekleşmesi imkansız olan kurtuluş senaryoları üzerine odaklanmıştı, yani bildiğiniz sanki bilgisayarda strateji oyunu oynar gibi davranıyordu.

hitler'in bütün umudunu bağladığı general felix steiner, batı pomeranya'daki bir birlikten sorumluydu ve sovyetler birliği berlin'e ilerlerken, hitler bir karşı saldırı düzenlemesi için emir verdi. steiner'in komutası altındaki birlikler, yetersiz donanıma sahipti, yani karşı koyacak bir güçleri yoktu aslında, fakat hitler sanki age of empires oynuyor gibi askerler ölse bile yeniden spawn olacağını zannediyordu fakat steiner'in, hitler'in beklediği gibi büyük bir karşı saldırı düzenlemesi askeri açıdan mümkün değildi. hitler, steiner'in saldırısının sovyetler birliği'nin berlin'e olan ilerleyişini durdurabileceğine ve savaşı lehine çevirebileceğine inanıyordu. bu yersiz inanç, hitler'in askeri gerçeklikten kopukluğu ve kendi ordusunun kapasitesine dair aşırı iyimserliği ile açıklanabilir.

hitler, 1940'lardaki hızlı ve başarılı saldırılarına dayanan eski zaferlerini tekrar yaşamak istiyordu, ancak savaşın sonlarında bu tür başarıların tekrarlanması imkansız hale gelmişti çünkü (bkz: bitince bitiyor işte) hitler, steiner'in aslında kendisinin beklediği gibi bir saldırı düzenleyemeyeceğini fark ettiğinde büyük bir öfke nöbeti geçirdi. bu olay, hitler'in gerçeklikten ne kadar uzaklaştığını ve içinde bulunduğu psikolojik çöküşü gözler önüne serdi (zaten bu süreçte bile hem kendisi hem de yakınları için siyanür bulundurmaya başlamış)

peki steiner'in saldırısı gerçekleşseydi başarılı olabilir miydi? gerçekten bir şeyleri değiştirebilir miydi ?

steiner'in saldırısının başarılı olması imkansızdı. steiner'in emrindeki birlikler zaten yorgun, yetersiz donanımlı ve sovyet ordusu karşısında sayı ve silah gücü bakımından çok zayıf durumdaydı. ayrıca sovyetler, berlin'e büyük bir kuvvetle ilerliyordu ve bu kuvveti durdurabilecek hiçbir alman birliği yoktu. steiner'in başarısızlığı, hitler'in son umudunun da tükenmesine yol açtı. bu, berlin'in düşmesinin kaçınılmaz hale geldiği ve savaşın almanya açısından kesin bir yenilgiyle sonuçlanacağını kabullenmek zorunda kaldığı bir dönüm noktasıydı.

hitler'in steiner'in saldırısının gerçekleşmeyeceğini öğrendiğinde nasıl bir öfke nöbeti geçirdiğini ve gerçeklikten ne kadar koptuğunu downfall(çöküş) filminden temsili bir sahneyle izleyebilirsiniz.