ABD'nin Gelmiş Geçmiş En Çok Hasılat Yapan Filmine Kaynaklık Eden Kitap: Gone with the Wind
filmini ilkokul sonlarında seyrettiğim, kitabını ortaokul başlarında okuduğum, ama hafızam patetik bir durumda olduğu için şimdi nerdeyse hiçbir şeyini hatırlamadığım, nihayetinde belli ki beni çok etkilememiş olan gone with the wind, margaret mitchell’ın 1926 yılında (demek ki yirmi altı yaşındayken) ayak bileğindeki bir zedelenme yüzünden aylarca evde oturmak zorunda kaldığı bir dönemde yazmaya başladığı ve düzensiz bir biçimde ilerleyerek on yıl içinde ancak tamamladığı romanıdır.
ilk olarak kitabının son bölümünü yazmıştır mitchell; ilk bölüm ise 1935 yılında, yazdıklarını bastırmak için yayıncısıyla anlaşma imzaladığı sırada dahi henüz ortada yoktur. tutucu olmayan bir zihin yapısının etkisi olmalı, margaret’in (ki scarlett karakterinin tüm vakarı, başına buyrukluğu ve tutkulu yapısıyla ona benzediğini iddia ederler) bir gün sekizinci, ertesi yirmi üçüncü bölümü yazdığı dahi vuku bulabilmiştir.
nasıl da ilginçtir ki, scarlett ismi romanımızın protagonistine ancak kitabın yazılması bittikten sonra; yayıncının, margaret’in önceden yazdığı hikayelerinden birindeki karakterden aldığı ve en azından on yıl süreyle içiçe yaşadığı pansy o’hara ismini beğenmemesi üzerine konmuştur. hüzünlü olmuş olmalıdır bu değişiklik margaret için.
kitabın adının bulunması da apayrı bir sıkıntı olmuştur
margaret’in ilk zamanlar başlık olarak düşündüğü, scarlett’in eski adı olan pansy’dir (bu arada pansy’nin hem “hercai menekşe” anlamına geldiğini hem de bugün efemine delikanlılar, eşcinsel erkekler için kullanılan aşağılayıcı bir ifade olduğunu belirteyim); daha sonra ise “tote the weary load” ya da scarlett’in mektubundaki ünlü satırdan hareketle “tomorrow is another day” (yarın başka bir gündür) ya da “not in our stars” (bizim yıldızlarımızda değil) gibi bir dizi alternatif düşünülmüş, ama sonuçta mitchell en sevdiği şairlerden ernest dowson’un herhalde en ünlü şiiri olan ve sevgilisi cynara’dan ayrılmanın acısını varlığından bir türlü atamayışını anlattığı cynara’da (i have forgot much, cynara! gone with the wind/ flung roses, roses riotously with the throng/ dancing, to put thy pale, lost lilies out of mind/ but i was desolate and sick of an old passion/ yea, all the time, because the dance was long/ i have been faithful to thee, cynara! in my fashion) geçen “gone with wind” kalıbını, kalıbın vermeye muktedir olduğu o hareket ve geçicilik hissini kitabına uygun görmüştür.
ve kitap 1936 haziran’ında 3 dolar gibi bir fiyatla okuyucunun karşısına çıkar (oysa bugün o ilk baskıyı edinmek isteyenler en azından bir 1000 doları gözden çıkarmalıdırlar). ilgi muazzamdır. söylenen, yüz yıl önce jane eyre’in viktorya ingiltere'sinde yaptığının aynısını rüzgar gibi geçti’nin (değişik dillerde de anacak olursak "vom winde verweht" (almanca), "autant en emporte le vent" (fransızca), "lo que el viento se llevo" (ispanyolca) ve "via col vento" (italyanca) 1940’ların amerika'sında yaptığıdır: bağımsızlığını kazanmış, erkek egemenliğine direnen, güçlü kadının yüceltilmesi.
kitabının yayınlanmasından sonra benzerine az rastlanır bir şan ve şöhretin tadını çıkarır margaret mitchell. ama bu maalesef çok uzun ömürlü olamaz: 1949 yılında, karşıdan karşıya geçmeye çalışırken kendisine çarpan ve onu metrelerce sürükleyen bir araba onu toprak yapacak, lakin ”gone with the wind” efsanesi ilelebet payidar kalacaktır.
Not: "En hasılat yapan film" unvanı nereden geliyor derseniz, kaynak