TARİH 5 Kasım 2019
58,1b OKUNMA     611 PAYLAŞIM

ABD, II. Dünya Savaşı Sırasında Almanya'ya Neden Atom Bombası Atmadı?

1945'te Hiroşima'ya atom bombası atabilen ABD, aynı bombayı neden naziler için kullanmadı? Basit gerçeklerle açıklayalım.

1. bomba, almanya'nın hâlâ direndiği 1945 kışı ve ilkbaharında hazır değildi. hazır olmayan şeyi atamazsınız.

2. hadi bomba hazırdı diyelim (what if yapıyoruz), alman şehirleri ve alman ulaştırma sistemi zaten alman hava savunmasının çöktüğü 1944'ün ikinci yarısından sonra konvansiyonel müttefik bombardımancıları tarafından paramparça edilmiş durumdaydı. çok az bir kayıp oranıyla yüksek tonajlarda klasik bomba her hedefe atılabiliyor, salt makineli top ve roket saldırılarıyla bile alman ulaştırma kolları mahvedilebiliyordu.

1945 Almanyası'ndan bir kare.

3. italya bölgesi hariç tüm alman savunması, bu savunmaları ve tüm alman üretimini besleyen lojistik sistem çöküyordu. almanya hem insan gücü hem üretim kabiliyeti hem de moral anlamında uçurumdan aşağı tam gaz gitmekteydi.

netice olarak alman işgali altındaki bölgelerin giderek artan bir süratle klasik askeri usuller kullanılarak kurtarılması ve diğer askeri saldırılar ile savaşı kazanmaya çalışmak bu ülkeye atom bombası atmaktan çok daha ucuz bir yoldu. atom bombası kullanımı hakkında yazan çoğu kişi bir türlü atom bombası kullanımının salt "abd'nin maddi kaybı vs. düşmanının maddi kaybı" noktasında şekillenen bir karar olduğunu kabullenemiyor ama amerikalıların temel karar verme mekanizması tamamen bu mantıkla işliyor. japonya'ya karşı bomba kullanılması, anakarası daha önce hiçbir güç tarafından tamamen işgal edilmeyen ve imparatorlarına fanatikçe bağlı, ölmeye hazır milyonlarca potansiyel savaşçıyı barındıran bir ülkeyi dize getirmek için verilen soğuk, kalpsiz ama askeri açıdan sonuna dek mantıklı bir karar çünkü bu tip özellikleri olan ülkeleri klasik askeri güçle asla tam anlamıyla işgal edemezsiniz. bu konuda en net örnekler amerika'nın yaşadığı vietnam ve kısmen de kore hezimetleridir.


ama almanya özellikle 1944 itibarıyla o derecede fanatik durumda olmayan bir ülke idi. 5 senedir süren savaş almanları maddi ve manevi yıkmış ve yormuştu. ayrıca ülkede filizlenen ve halk içinde giderek yayılmaya yüz tutan nazi karşıtı muhalefetin varlığını, her ne kadar seri idamlarla ve soytarılık haline dönen roland freisler mahkemeleriyle geçici olarak yok etmiş gibi görünseler de, hem naziler hem de müttefikler fark etmişti. cepheden evlere ve evlerden cephelere gönderilen mektupları okuyup güncel politik ve sosyal eğilimleri gün be gün raporlayan gestapo 1944 yılında halktaki genel memnuniyetsizliğin feci şekilde arttığını ve durumun nazi karşıtı eğilimleri körüklediğini bağıra bağıra defalarca üstlerine bildirdi. bombalanan bölgeleri ve burada kıymaya dönen halkı neden hitler'in hiç ziyaret etmediği, doğrudan hitler'e dahi iletilen bir genel sorun olarak yığınla gestapo raporunda yazıldı. barlarda ve meyhanelerde anlatılan nazi karşıtı fıkra ve şakalardaki sürekli artış gestapo'nun dikkatini çekiyordu. elbette tüm bu durumlardan müttefiklerin de haberi vardı ve özellikle 1944'ün ikinci yarısından sonra almanya'nın çökmesi sadece bir zaman meselesi olarak görülmeye başlandı. işte tam da bu ana nedenden ötürü amerikalılar zaten hazır bile olsa bombayı almanlara atıp boşa milyonlarca dolar masraf etmezdi. konvansiyonel askeri taktikler yani en basit ifadeyle piyadelerin canlarını feda etmek projesine milyonlarca dolar harcanmış bir bombayı kullanmaktan daha ucuzdu. bu arada gerçekten de olası bir nükleer saldırı için berlin ve münih gibi önemli alman kentlerinin de adı geçmiştir ama bombanın hazırlanmasının gecikmesi ve almanya'nın savaşı kaybedeceğinin iyice belli olması bu olasılıkları ortadan kaldırdı.

bir de peşin peşin şunu yazayım, atom bombasının japonya üzerinde kullanılmasını askeri açıdan mantıklı bulduğumu daha önce ekşi sözlük'te yazmam beni bu bombanın kullanılmasını ahlaki açıdan onayladığım anlamına gelmez. ahlaki anlamda atom bombasının zaten askeri ve insani açıdan çökmekte olan bir ülke üzerinde kullanılması en hafif tabiriyle vicdansızlıktır. ama o zamanın amerikan psikolojisiyle ve japonya'ya karşı duydukları ırksal nefreti düşündüğünüzde işin ahlaki tarafını neden çok sallamadıklarını biraz olsun anlayabilirsiniz. bununla birlikte duyulan bu derin nefretin asıl kaynağının japonya'nın pearl harbor olayında aslında amerika'nın façasını fena bozması olduğunu da bilin. aynı psikoloji 11 eylül olayında da ortaya çıktı mesela...

Dönünce Sizi Aylarca TBT'siz Bırakmayacak Muhteşem Tatil Yerleri

Almanya'nın Atom Bombası Yapmasını Engelleyen Büyük Fizikçi: Werner Heisenberg

Atom Bombası Nasıl Bu Kadar Yıkıcı Bir Güce Sahip?