SEYAHAT 17 Ağustos 2021
109b OKUNMA     452 PAYLAŞIM

9 Ay Dublin'de Yaşayan Bir Ekşi Sözlük Yazarının Gözünden İrlanda'da Yaşam

İrlanda'nın başkenti Dublin'de 9 ay yaşayan bir Ekşi Sözlük yazarı, İrlanda'daki günlük hayata dair faydalı olabilecek bilgiler paylaşmış.

yaklaşık olarak 9 ay yaşadım lrlanda'da. aynı zamanda ilk yurt dışı deneyimimi yaşadığım ülke. genel olarak bahsetmek istediğim ve sizlerle paylaşmak istediğim bazı şeyler var. bu yazıı irlanda ve dublin özelinde yazıyorum.

genel

irlanda, küçük ada bir ülkesidir. turistik açıdan gezmeye kalksanız irlanda için 1 hafta çok çok rahat yeterli olacaktır. dublin maksimum 2-3 gündür. özellikle irlanda’ya giderseniz (bkz: cliffs of moher)'i görmenizi tavsiye ederim. bence irlanda’da görülmesi tek yer burasıdır. avrupa’nın sonu olduğu ve okyanusu aşınca amerika kıtasının olması insanı değişik hissettiriyor.

nüfus ve güvenlik

dublin’in 1.4 milyon civarı nüfusu var. gerçekten küçük bir şehir. bolca evsiz vardır. avrupa’dayım, bir şey olmaz diye rahat rahat gezmenizi tavsiye etmem. fakat her anda aşırı teyakkuzda olmanız gerekmez. dublin’in kuzeyi biraz daha ıssızdır. güney tarafında insanlar biraz daha sıcak kanlıdır. aynı şekilde güvenlik açısından da öyle diyebilirim. bir süre güneyde kasiyerlik yapmıştım. gece vardiyamda büyük bir problem yaşamamıştım.


ulaşım ve trafik

dublin’de luas denen tramvay ve otobüs var. hatta luas geldiği zaman halk bayağı çoşmuş. bizdeki metroları falan görseler ne yaparlar bilmiyorum. otobüsle çoğu yere ulaşabilirsiniz. fakat 100 metrede bir durak olduğu için insanı bıktırabiliyor. ulaşım saatleri kötü. alternatif olarak taksi kullanabilirsin. öğrenciyseniz aylık 80 €’ya sadece otobüs kullanabilirsiniz. tramvay için ayrı ücret kesiyor. trafik gerçekten berbat. kesinlikle berbat. sabah dublin’in güneyinden merkeze gitmek için ortalama(3-4 km) yolu 40-50 dakikada gidiyorsunuz. bisiklet konumunuza göre alternatif ulaşım aracı olarak kullanılabilir.

ekonomisi

çoğu yerde herkes refah düzeyi yüksek yazıyor, ekonomisi çok iyi gibisinden. irlanda ab’de ilk mortgage krizine giren ilk ülkedir. 2010 yılında imf ile anlaşma yapmıştır. yani irlanda ekonomisi uçuyor kaçıyor diyenlere pek aldırış etmeyin. ilerleyen bölümde açıklayacağım. 2007’den 2016’ya kadar asgari ücret değişmemiştir. ayrıca ingilizleri sevmemelerine rağmen ekonomik olarak ingilizleri bağlıdır. dil okullarının popüler olmasıyla ekonomisinde önemli bir rol oynuyor. fakat en önemli rol it şirketlerinde. şehir gerçekten pahalı. sınıfa gelen italyanlar ve ispanyollar bile euro kazandığı halde pahalı buluyorlardı. mesela türkiye ekonomisinden kat kat ve kötüdür. fakat kişi başına düşen milli gelir yüksektir. sadece hayvancılıkta iyidir diyebilirim. bence aslında irlanda ekonomisi koca bir balondan ibarettir. birleşik krallık ile kıyaslamak saçmadır. (yaşam giderlerine buradan bakabilirsiniz.)

bankacılık sistemleri gerçekten kötü. hesap açmak ve kullanıma başlamak 2-3 haftayı buluyor. kısaca bahsedeyim. gidip randevu alıyorsunuz. randevu günü gidiyorsunuz. sonra ortalama 1 hafta içinde belirtilen adrese ilk şifreniz geliyor. şifre sonrası 1 hafta içinde kartınız geliyor. dışarıdaki atmlerden sadece para çekiyorsunuz. banka çalışma saatlerinde içerideki atmlerden para yatırabiliyorsunuz. bankacılık sisteminde mobil uygulamalar olsun her yönüyle 15 yıl ilerideyiz diyebilirim.


kültürleri, yemekleri ve insanları

insanları genel olarak iyidir. fakat milliyetten bağımsızdır, nezaketleri bana yapmacık geliyordu. mesela benim 2 işverenim irlanda’lıydı. birisini gerçekten çok severim. hala konuşuyoruz. birisiyle ayrıldıktan sonra bir kere bile yazmadım. holiday pay denen ödememi bile çok geç yapmıştı. ırkçılık var mı? - kesinlikle var. fakat şöyle bir ırkçılıktan bahsetmiyorum. sen o sun böylesin gibi ırkçılık yok. fakat konuşmalarından, hareketlerinden anlıyorsunuz. (bkz: #102949404) buradan yaşadığım bir olayı okuyabilirsiniz. bayağı brezilyalı dublin’e geliyor. irlandalılar bu durumdan bıkmış durumda. zaten geneli dil eğitiminden ziyade bir şekilde yerleşmek için geliyor. irlandalıların kültürleri, ingilizlere benziyor. ingilizleri sevmeseler de aslında ingiliz gibiler. örnek: english tea için irish tea diyorlar. ingilizler gibi sütle içiyorlar. fakat tabii ki bunu söylemeyin :) yemek kültürleri yok. ingiliz yemekleri gibi. (bkz: fish and chips)

barınma ve alışveriş

kira, kira, kira. en büyük problem budur. ev tutmayı bence unutun. en en lüks konaklamanız 1+0 bir stüdyo daire olacaktır. kirası 1.200-1.300€ civarındadır. tek kişilik odalar 900-1000€ civarında. ranzalı 4 kişilik paylaşımlı odalar 400-450 € civarıdır. bu rakamların altı zordur diyebilirim. mesela evi buldunuz. birini alacak kişi evi 1 hafta görücüye açıyor. ev mülakatına gidiyorsunuz. size belirli bir tarihte cevap vereceklerini söylüyorlar. kabul edilirseniz taşınıyorsunuz. 5-6 ev görüşmesine gitmiştim. bence önceliğiniz başını koyacak bir yatak olsun.


eğitim

eğitim olarak üniversiteleri öyle uçan kaçan bir üniversitesi yoktur. master için gelmek bence saçmadır. irlanda’da gereksiz pahalı ve (bkz: trinity college) dışında marka bir üniversitesi yok. o da 20.000 euro civarında sanırım. master sonrası 2 yıl tam zamanlı çalışma ve oturum izni veriyorlar. dil okulu olarak tek avantajı tek resmi çalışma iznidir. (part time haftada 20 saat) dil okullarında bazılarının 10 15 yıllık öğretmenlik geçmişi oluyor. fakat bazıları orada normal birisi olabiliyor. şöyle mesela işsiz kalmamak yerine zaten anadili öğretmenlik yapıyor. dil okullarında öyle sihirli bir şey yok. cambridge kitabından işleniyor.

özetle

dublin’de monoton bir hayat var. ben genç olduğum için sevmedim belki de. tamam her yer yeşil fakat inek değilim yani :) güzel temiz havası var, evet ama ben şehir hayatını daha çok seviyorum. hava devamlı kapalı ve gri. yağmur şiddeti değişkenlik gösteriyor. fakat kanada gibi soğukları yok.

dublin’de en kötü şartlarda hayatta kalma masrafınız 700€ olacaktır. 450€ kira (4 kişilik paylaşımlı oda), 20€ (telefon paket), 80€ (otobüs ulaşım), 150€ (mutfak alışverişi) bu harcamada sosyal harcamalar, sigara alkol gibi harcamalar hariçtir. mutfak alışverişi hayatta kalmaya yöneliktir. öğrenciyken aylık 800€ (20 saat) kazanırsınız. hesapları kendiniz yapabilirsiniz. aksana alışıyorsunuz. mesela barmenlik yaparken güneyde çalışıyordum. müşterilerle çok rahat sohbet ediyordum. bir gün kuzey tarafının aksanını hiç anlamıyorum demiştim. onlar da biz de anlamıyoruz boş ver demişti :)


şahsi fikrim; eğer çalışmayacaksınız (yasal şartlar dahilinde), bütçeniz varsa ingiltere’yi ya da farklı ülkeleri tercih etmenizi tavsiye ederim

çok isterseniz bilet fiyatları uygun. uk vizesiyle dublin’i ziyaret edersiniz. dublin için harcanan bu paranın gereksiz ve yazık olduğunu düşünüyorum. tamam londra'da pahalı fakat en azından londra'dayım diyebilirsiniz. fakat dublin öyle bir yer değil. londra'nın küçük bir yeri gibi düşünün. zaten şehir ingiltere' ye benziyor.

ingiltere 2020-2021 yılından itibaren master sonrası haklarını değiştiriyor. master sonrası 2 yıl tam zamanlı çalışma ve oturma izni verecek. çalışma olarak mezun olunan bölümle çalışma zorunluluğu yok. fakat bunu yine de kontrol etmenizi tavsiye ederim. bence irlanda master için kötü bir seçenek.

ben ilk ay evraklarla uğraşmıştım. sonrasında döneceğim tarihin 3 gün öncesine kadar çalışmıştım. iş tamamen kişide bitiyor. benim için güzel bir deneyimdi. bu süre bana yetti diyebilirim. masa başı, beyaz yakalı iş bulmayı pek hayal etmeyin, x üniversitesi x mezunuyum gibi şeyler geçerli değil. (türkiye'de uzun bir deneyim ve ingilizce hariç) genellikle hizmet sektöründe çalışırsınız. ab pasaportunuz varsa o zaman iş değişir, fakat öğrenci vizeniz varsa hayal etmeyin derim.

mesela izmir’den örnek vereyim. izmir’de 4-5 bin tl ile kazanan biriyle dublin’de 2-2.5 bin euro kazanan biri aşağı yukarı aynıdır diyebilirim. (teknoloji ve marka kıyafet gibi alımlar hariç) hatta izmir’de daha dolu zaman geçirirsiniz. orada 120 saat çalışarak iphone alınıyor gibi hesaplar yapmayın. iş sadece iphone almakla bitmiyor.

son olarak ülkemiz kadar güzel bir ülke yok. tamam sorunlarımız var herkes biliyor ben de biliyorum. fakat insanlarımız biraz daha değişime açık olsa daha güzel olacak.

ekleme: dil okulu ile ilgili eklemek istediklerim var. sanırım irlanda hükümeti dil okullarını nisana kadar durdurmuş. ondan sonra ne olacağı meçhul tabii ki. vaka sayısı artıyor. öğrenciyken hizmet sektöründe çalışacağınızı düşünürsek restoranlar kapanırsa kimse size iş vermez. orada saatlik ücret geçerli, çalıştığınız kadar ücret alırsınız. beyaz yakalı olmadığınız için(home office çalışma) ve irlanda vatandaşı olup devlet dairesinde çalışmadığınız için karantina gibi bir şey olursa işsiz kalırsınız. sanırım publar kapatılmış. bazı aileler öğrenci almıyormuş. adam dükkanını kapatırsa kimsenin umrunda olmazsınız. yaptığınız masraflar ve emekler ortada kalır. kira günü ev sahibi kirasını almaya gelir, virüs mirüs dinlemez. geleceği düşünerek, 1 adım sonrasını düşünerek karar verin derim.