TARİH 16 Eylül 2025
6,3b OKUNMA     77 PAYLAŞIM

2003'te Süleymaniye'deki Özel Türk Timine ABD'nin Yaptığı Baskın: Çuval Olayı

4 Temmuz 2003’te, Irak’ın Süleymaniye kentinde görev yapan Türk özel timine ABD askerleri tarafından yapılan baskın, “çuval olayı” olarak hafızalara kazındı.

öncelikle o dönem abd ile papaz olmamızın esas başlangıcı 1 mart tezkeresinin reddinden de öncesine dayanıyor, hatta tezkereden balyoz, ergenekon, askeri casusluk kumpasına kadar her ne varsa hepsinin nedeni; michigan üniversitesi akademisyenlerinden, osmanlı ve türk askeri tarihi uzmanı, hava albay michael robert hickok tarafından yazılan ''hegemon rising: the gap between turkish strategy and military modernization'' başlıklı makalede belirtiliyor aslında.

10 mayıs 2000 tarihli bu makalede özetle; ''türk siyasiler, sovyetler'in dağılmasına rağmen henüz tam olarak batı'yla ilişkilerini netleştirmiş değiller(yani yazara göre mustafa kemal sonrası dönemdeki ''izolasyon'' mantığı(esasen ''yurtta sulh, cihanda sulh'' düsturumuz) devam mı edecek yoksa bölgeye daha aktif olarak müdahil mi olacaklar sorunsalı); türk politikalarındaki bu belirsizlik arttıkça türk ordusu yapısal açıdan güçleniyor ve tsk ne kadar güçlenirse türkiye de (başta komşuları sonra da abd için) o kadar güvenilmez ve tehlikeli bir (komşu ve) müttefik haline gelecektir.'' denirken hüseyin kıvrıkoğlu paşa'nın genelkurmay başkanlığına gelmesiyle birlikte ''aktif caydırıcılık'' konsepti(hickok makalesinde bu kavramdan ''forward engagement'' olarak bahsediyor.) uygulanmaya başlandığına ve türk ordusunun nato'dan bağımsız hareket edebilme ihtimaline dikkat çekiliyor.

süleymaniye'deki çuval hadisesi özelinde bakarsak

- temmuz 2002'de paul wolfowitz, merhum ecevit'le temasa geçerek ırak'taki el kaide bağlantılı ''ensar'ul islam'' adlı örgütün faaliyetleri hakkında istihbarat toplamak üzere başlarında ''tim'' takma isimli kıdemli bir cia ajanının bulunacağı 8'er kişilik 2 grubun türkiye üzerinden ırak'a geçmesi için ricada bulunuyor, bu istek gelecek gruplara ırak'taki faaliyetleri boyunca türk tarafının da refakat etmesi şartıyla kabul ediliyor.

- kasım 2002'de uzlaşmaya varıldığı şekilde başında tim takma adlı cia ajanının olduğu 9 istihbaratçı ve 4 abd özel kuvvetler askerinden oluşan grup önce ankara'ya gelip görüşmeler yapıyor; ardından da uçakla diyarbakır'a, oradan ciplerle ırak'a geçiyor. görünüşte el kaide bağlantılı ensar'ul islam örgütü'nün bölgede uyuşturucu ürettiğine dair iddiaları araştırıp istihbarat toplamak üzere görevli olan grup, perde arkasında saddam'a muhalif kürt grupları örgütleyerek sabotaj ve saldırı eğitimi veriyor, rejim karşıtı propaganda ve dezenformasyon yapıyor; bunun için de 2 parti halinde önce 32 milyon, sonra 35 milyon dolar taşıyorlar. perde arkasındaki bu faaliyetlerin ankara'ya rapor edilmesi sonrasında türkiye'nin baskısıyla bu gruplar abd tarafından geri çekilmek zorunda kalıyor.

amerika'nın ırak'taki bu faaliyetleri, abd'li meşhur gazeteci bob woodward tarafından ''saldırı planı'' adlı kitapta detaylıca anlatılırken cia ajanı tim'i de 1,80 boyunda, siyah saçlı, 40'a yakın yaşlarda, çok iyi arapça bilen eski bir navy seal mensubu olarak tarif ediliyor. (tim'in rüşvet olarak dağıttığı paraları not edebilmek için çantalar dolusu post-it taşıdığı gibi detayların yanı sıra türk refakatçilerin mesai dışında porno film izlediği gibi ilginç iddialar da kitapta yer alıyor hatta.)

- süleymaniye'deki baskından 2 ay önce; 22 nisan 2003'te türkmenler'e gıda ve insani yardım malzemesi taşıyan bir konvoyumuz, daha sonra çuval olayı ile meşhur olacak albay william mayville tarafından silah taşındığı iddiası ile erbil'den kerkük'e giderken durduruluyor. mayville, time dergisi muhabirine verdiği röportajda türk tarafının başlangıçta gerçekten insani yardım malzemesi taşıdığına inandığı ancak daha sonra gizli şekilde silah ve para sevkiyatı yaptığına dair haber aldıklarını iddia ediyor, bir başka muhabirin kerkük valisi'yle durumu konuşup konuşmadıkları sorusuna da ''bilmiyor musun, buranın valisi benim!'' diye çıkışıyor. (albay mayville; kurtlar vadisi ırak müsameresinde billy zane'in canlandırdığı sam william marshall karakteriyle temsil ediliyordu. 

şu sahneden hatırlarsınız:


ayrıca mayville hakkında ırak'taki abd birliklerine dondurma ve tatlı satmak isteyen bir türk iş adamından rüşvet olarak ordudan emekli olunca new york'ta kendisine bayilik vermesini şart koştuğu iddiası da o dönem basında yer almış.)

olayın duyulmasıyla silopi'de bulunan(ırak'ta görev yapan tüm özel kuvvetler unsurları silopi'ye bağlı) özel kuvvetler komutan yardımcısı tuğgeneral abdullah kılıçarslan, mayville ile görüşmek üzere bölgeye hareket ediyor ama mayville kendisi yerine binbaşını görüşmeye yollayınca kılıçarslan paşa görüşmeyi kabul etmeyip geri dönerek albay naci özdemir'i mevkidaşı mayville'in yanına gönderiyor. (sağlam kapışmışlardır diye tahmin ediyorum mayville soytarısıyla!)

baskın öncesinde yaşanan önemli olaylar böyle iken biraz da baskın hakkında bilgi vermiş olayım

- ekim 1992'deki sınırötesi harekattan beri türk özel kuvvetleri; terörle mücadele faaliyetleri kapsamında, ırak devleti'nin de bilgisi dahilinde, musul, kerkük, erbil ve süleymaniye'deki 20 kadar noktada, tamamı türkiye cumhuriyeti tarafından ücreti mukabili satın alınmış binalarda, deklare edilmiş personellerle, irtibat bürosu olarak faaliyet yürütüyor. (ırak'ı işgal'e gelen amerikan yavşaklarından daha önce bölgedeydik yani aslında.)

- olaydan sonra yerli basında da yer aldığı gibi baskının görüntüleri, şu günlerde adını daha sık duymaya başladığımız celal talabani'nin oğlu bafel talabani tarafından çekilmiş. bu da çok doğal, zira dar-el emin caddesi'nde türk özel kuvvetleri'nin bulunduğu yerleşkenin karşısında, saat 2 yönünde, talabani'nin saraydan bozma bir villası var. özel kuvvetler'in kullandığı binanın tam karşısında da ırak türkmen cephesi'nin süleymaniye bürosu ve onun hemen yan tarafında da türkmen radyo-tv binası var. çuval olayı esnasında bu binalar da baskına uğruyor zaten.

- 4 temmuz 2003 cuma günü, saat 14:00 sularında, albay william mayville'in komuta ettiği, esasen italya'nın vicenza şehrindeki amerikan üssü'nde konuşlanmış olan 173. hava indirme tugayı(''sky soldiers'' olarak da bilinen tugayın internet sitesi: skysoldiers.army.mil)'na bağlı 120 kadar asker; baskına katılan amerikan askerlerinden birinin iddiasına göre; bölgedeki gözcüleri para vererek uzaklaştırıp türk özel kuvvetleri binasını kuşatma altına alıyorlar. (türk yetkililer bahsi geçen gözcülerin talabani tarafından tahsis edilen kürtler olduğunu belirtiyor bu arada.) amerikalılar bu kahpece baskına savaşa gider gibi, 6 adet javelin tanksavar roketinin yanı sıra at4'leri kuşanarak gelmişler.

- bugüne kadar hep mayville'in adını duyduk ama baskını yerinde idare eden komutanlar yüzbaşı ned ritzman ve o dönem yüzbaşı olan albay andrew morgado (morgado'nun ''türk kültürü ve türk kültürünün pkk'ya karşı ''karşı-direniş'' üzerindeki etkisi'' başlıklı bir çalışması da var. aynı zamanda abd adına baskınla ilgili ilk basın açıklamasını yapan isim.)

- kapıyı kırarak içeri giren ilk asker olan 173. hava indirme tugayı, 1. batarya, 1. müfreze, 1. takım, alfa mangası, echo-4 timinden daniel duncan monk; askerlik sonrası 2008 yılında, 29 yaşındayken(11 eylül 1979'da doğmuş, 10 eylül 2008'de ölmüş. baskın yapıldığında 24 yaşındaymış.) , annesiyle yaşadığı georgia'daki evinde ölü bulunuyor. (yıllar evvel bu konuyla ilgili notlar alırken, ölümünden sonra andrew monk(muhtemelen kardeşi) tarafından yapılıp youtube'da paylaşılan bir klipten aldığım(link'i kontrol ettim, video silinmiş yoksa videoyu paylaşacaktım.) 

şu fotoyu da paylaşayım:


gördüğünüz üzere abd'ye dönünce bir de ödül vermişler ırak'ta insanları çok güzel öldürdün diye!)

yabancı basında baskınla ilgili adı geçmiş diğer askerler stephen storie ve johnny lee tinsley ama storie gibi şu facebook post'una yorum yapanların çoğu da muhtemelen baskına katılan şerefsizlerdendir.

aslında baskından sonra da nato faaliyetleri çerçevesinde bu birlikten askerlerle bizim askerlerimiz defalarca kez bir araya gelmişler. mesela 2019 yılında aynı tugaya bağlı paraşütçü komandolar kayseri erciyes'teki hava indirme tatbikatına da katılmışlar.

- baskında 3'ü subay, 8'i astsubay olmak üzere 11 askerimiz (özel kuvvetler timleri aslında 18 kişilik oluyormuş, 7 askerimiz o sırada dışarıda muhtemelen.) ile birlikte 4 peşmerge, 2 türkmen cephesi görevlisi, 2 türk sivil ile yemek ve temizlik işlerini yapan kadınlar ve kadınlardan birinin 8 yaşındaki çocuğu da dahil olmak üzere toplamda 24 kişi derdest edilerek 2 grup halinde kamyonlara bindirilip önce kerkük hava üssü'ne oradan da bağdat'a gönderiliyor. 3 subay içinden basında ismi aydın e. olarak geçen(açık kaynaklarda soyadı da yazıyor aslında ama paylaşmıyorum, zaten a.e.'nin gerçek ismi olduğunu da zannetmiyorum. diğer subayların adları da t. ve d. imiş bu arada.) 38 yaşındaki binbaşımızın üzerinde kimlik yok ve kendisini birleşmiş milletler adına bölgede faaliyet gösteren bir türk müteahhit olarak tanıtıyor. (ecnebiler ''contractor'' diyor ya ''yüklenici'' anlamında, işte onlardan.) ayrıca çuval olayı ile birlikte o dönemki abd-türkiye gerilimini ele alan turan yavuz'un ''çuvallayan ittifak'' adlı kitabında aydın binbaşı'nın daha önce aktardığım erbil-kerkük yolundaki konvoy baskını sırasında da konvoyda yer aldığını, olayın ardından süleymaniye'ye kaydırıldığını ama albay mayville tarafından mimlendiği iddia ediliyor.

- baskının gerekçesi olarak türk özel kuvvetleri'nin bölgeyi istikrarsızlaşmak amacıyla silahlandırdığı türkmenler'i kullanarak celal talabani ile süleymaniye'ye vali olarak yeni atanan abdurrahman mustafa'ya suikast düzenlemeyi planladığı öne sürülüyor. (baba tarafından halepli bir kürt olan mustafa'nın hem annesi hem de eşi türkmen aslında. 10 küsür yıllık görevi döneminde de türk askeriyle önemli bir problem yaşamadı.) yine o dönem basında çıkan iddialara göre, bu sözde suikast planlarıyla ilgili krokilerin yanı sıra kasadaki 60 bin dolar paraya da el koyulmuş.

- askerlerimizle birlikte gözaltına alınan ve askerlerin yemek, temizlik vs. işleriyle ilgilinen fatma hasan adındaki türkmen bir kadınla, 2 kürt kadın ve kadınlardan birinin 8 yaşındaki çocuğu ceplerine 10 dolar yol parası(!) konularak salıverilmiş daha sonra. yine o sırada ırak'ta haber alamadığı sevgilisini ve ondan olan kızını arayan michael albert todd adlı bir ingiliz vatandaşı da kürdistan yurtseverler birliği binasının önünden göz altına alınıyor. (daha önce diğer yazar arkadaşlar, todd'un yazdığı kitaptan bahsetmiş zaten.)

- todd'un aktardığına göre; amerikalılar başlarına çuval geçirdikleri tutukluları azadi parkı güzergahından geçirip güç gösterisi yapmışlar. bölge halkı da teröristlerin yakalandığını düşünerek konvoya hoş olmayan tepkiler vermiş diyeyim kibarca.

- baskının yapıldığı 4 temmuz cuma günü ve takip eden haftasonunu da içeren 3 gün boyunca abd'li yetkililere ulaşılamamış. (benzer bir durum olarak kardak krizi sırasında bizim yetkililerin müdahaleye karar verdikten sonra hem abd hem de bm yetkililerinin telefonlarına cevap vermemesi aklıma geldi.) olayın sıcaklığıyla uygulanan ilk yaptırım habur sınır kapısı'nın kapatılarak abd'nin bölgeye malzeme taşımasının engellenmesi oluyor.

devamında yaşananlara epey aşinayız zaten ama amerikalıların yüzsüzlüğüyle ilgili bir noktayı aktarmadan geçmeyeyim; bu gerzekler hiç utanmadan çuval olayı'ndan sadece 2 ay sonra, 3 eylül 2003 günü, orgeneral james jones'u ülkemize gönderip amerikan ordusunun el anbar'daki ''demokrasi getirme'' faaliyetleri sırasında türk özel kuvvetleri'nin koruma gücü olarak refakat etmesini talep etmişler, bir de utanmadan musul, kerkük ve erbil'deki türk özel kuvvetleri'nin geri çekilmesini istemişler.