20. Yüzyılın Vicdanını ve Eleştirel Bakışını Ortaya Koyan Efsane Bilim Yuvası: Frankfurt Okulu
Nedir, ne değildir?
bu okulun esası 1923'de frankfurt’ta kurulan, 1933'te almanya'dan sürgün edilen, bundan kısa bir süre sonra amerika'ya yerleşen ve 1950'li yılların başlarında frankfurt'ta yeniden kurulan "toplumsal araştırma enstititüsü" şeklindedir.
enstitünün önemli üyeleri, max horkheimer (felsefeci, sosyolog ve sosyal psikolog), friedrich pollock (iktisatçı ve ulusal planlama sorunları konusunda uzman), theodor adorno (felsefeci, sosyolog müzikolog), erich fromm (psikanalist, sosyolog), herbert marcuse (felsefeci), franz neuman (siyaset bilimci, özellikle hukuk alanında uzman), leo lowenthal (popüler kültür ve edebiyat konularında uzman), henryk grossman (siyasal iktisatçı), arkadij gurlarland (iktisatçı, sosyolog) ve enstitünün "dış çevresinin bir üyesi olarak walter benjamin (denemeci ve edebiyat eleştirmeni). enstitünün üyelerine sık sık “frankfurt okulu” olarak hitap edilir. ancak bu, enstitü üyelerinin çalışmaları her zaman birbirine sıkıca bağlı ya da tamamlayıcı bir projeler dizisinden oluşmadığı için, yanıltıcı bir adlandırmadır. bir “okul” dan meşru bir biçimde söz edilebilmesi, yalnızca horkheimer, adorno, marcuse, lowenthal, pollock ve (enstitünün ilk dönemleri için) fromm'un çalışmalarına referansla mümkündür ki, bu kişiler arasında da oldukça temel görüş ayrılıkları bulunmaktadır.
okul, ilk kurulduğu andan beri ortodoks marksizme eleştirel bir açıdan yaklaşmış, iktisadı temel alan geleneksel açıklama biçimlerinden vazgeçerek ideolojik ve siyasal analizlere girişmişti. frankfurt okulu'nun kurucularının klasik eleştirel kuramına göre, incelenmesi gereken asıl alanlar "araçsal akıl" denilen ve özel olarak modern sanayi toplumunun gelişmesi sürecinde gözlemledikleri totaliter tahakküm biçimleriydi. araçsal akıl, dünyaya ve kuşkusuz başka insanlara, onları nasıl sömürebileceğimiz temelinde bakmakta, olgu ile değeri birbirinden ayırmakta ve değerleri, bilgi ve yaşam açısından önemsiz bir role indirmektedir. bu düşünce tarzı sanayi toplumunun tipik bir özelliğidir ve (eleştirel kuramcılara göre) tahakküm yapılarıyla doğrudan bağıntılıdır.
frankfurt okulu'nun eleştirel kuramı kötümserliğiyle ün yapmıştır
okulun başlıca argümanı, kapitalizmin kendi çelişkilerinden pek çoğunu çözmenin yollarını bulduğu ve işçi sınıfının sistemle bütünleştiği yönündedir.
eleştirel kuramın ikinci kolu, jürgen habermas'ın felsefe ve sosyoloji alanlarındaki, eleştirel kuram kavramını yeniden şekillendiren yakın dönem çalışmalarından kaynaklanmaktadır. bu yeniden şekillendirilme girişimine katkıda bulunanlar arasında, albrecht wellmer (felsefeci), claus offe (siyaset bilimcisi, toplumbilimci) ve klaus eder (antropolog) bulunmaktadır.
okulun düşünsel gelişim eksenini kavramak için, bu eksenin bağlamını oluşturan çalkantılı olayların yerli yerine oturtulması gereklidir: i.dünya savaşı’nın ardından batı avrupa’daki sol kanat işçi sınıfı hareketlerinin yenilgisi, almanya’daki kitlesel sol kanat partilerinin reformist ya da moskova denetimindeki hareketler şeklinde çöküşü, rus devrimi’ni stanilizme dönüşerek yozlaşması nazizm ve faşizmin yükselişi. bu olaylar, marksizmden esinlenen ama ya sosyalizm planının tarihin kaçınılmaz bir parçası olduğu ya da "doğru" toplumsal eylemin yalnızca, parti çizgisinin resmi duyurusunu takip edeceği görüşlerinin ne kadar yanıltıcı ve tehlikeli olduğunu anlamaya hazır olanlar açısından temel sorunların sorulmasını sağladı.
frankfurt okulunun başlıca ilgilerinden bir tanesi, marx'ın düşündüğü gibi devrimin neden batı'da gerçekleşmediğini açıklamaktı. devrimin olmaması durumunu yorumlamaya çalışırken, siyasal olayların karmaşıklığını gözardı ettiler. değişmenin mevcut düzenle kat'i bir kopuş onucu gerçekleşmesi gerektiğine dair var- sayımlan, toplumu dengede tutmak üzere çalışan güçlerin kudretine gereksiz bir önem vermelerine neden oldu. umduklarının neden gerçekleşmediğini açıklamaya çalışırken, “sistem”in muhalefeti emme kapasitesini abarttılar. bunun sonucu olarak, eleştirel kuram, batı'da ve batı dışındaki önemli toplumsal ve siyasal mücadeleler -siyasetin yüzünü değiştiren ve hâlâ da değiştirmekte olan mücadeleler- alanının önemini kavramakta yetersiz kaldı.
frankfurt okulunun düşünceleri genel olarak “eleştirel kuram” başlığı altında adlandırılmaktadır.
kuruluşundan bugüne 4 döneme ayrılır
1923-1933: hitler bağlantılı faşist eğilimlerin artması ve hitler iktidarı.
1933-1950: amerika'ya kaçış dönemi. faşizm almanya'sı okula tehlike oluşturmaktadır.
1950-1970: frankfurt'a dönüş dönemidir. ancak herbert marcus amerika'da kalmıştır. okul adorno'nun katılımıyla psikanalize yönelmiştir.
1970 ve sonrası: jurgen habermas'ın öne çıktığı ve halen devam eden dönemdir. marksizm'le ilgili bağların koptuğu dönemdir.
okulun ilk beşi aşağıdaki gibidir
(bkz: jurgen habermas)
(bkz: walter benjamin)
(bkz: theodor adorno)
(bkz: max horkheimer)
(bkz: herbert marcuse)