reich'in ikinci adamı, reichsmarschall.

goering birinci harpte hayatta kalmayı başaran savaş kahramanlarındandı. aynı savaşın bir diğer kahramanı kızıl baron'un filosunda avcı pilottu. pour le merite gibi alman ordusunda alınabilecek en yüksek nişana sahip sıradışı bir adam goering. birinci harbin sonunda boşluğa düşen pek çok alman savaş gazisi gibi o da uzun bir süre boşluğa düşmüş ve neticede hitler ile tanışıp ondan fazlasıyla etkilenmiştir.

hitler, goering gibi bir fırsatı elinden kaçırmadı. bizdeki demokrat parti nasıl fevzi çakmak'ın ismini propaganda amaçlı kullandıysa hitler de goering ve general ludendorff'un ismini ustaca kullanmayı bildi. 

çünkü bu iki isim belki de hitleri geniş çaplı bir şöhrete ulaştırmıştı.

goering farklı bir naziydi. rahatına fazlasıyla düşkün fakat çalıştığı zamanda işini iyi yapan bir adamdı. hitler artık reich'in başına geçtiğinde goering'in katkılarını unutmadı ve ona önemli görevler verdi.

bunlardan en önemlisi luftwaffe'nin kurulmasıydı. bilindiği gibi versay antlaşması almanya'nın ağır silah ve hava kuvvetleri sahibi olmasını engelliyordu. goering hava kulübü adı altında görünürde bir kulüp oluşturdu. müttefiklerden gizlice luftwaffe'yi kurmuş ve yine aynı gizlilikte bu kulübü kullanarak pilotlar yetiştiriyor ve hava kuvvetlerini organize ediyordu. hitler versay antlaşmasını tanımadığını açıkladığında luftwaffe dönemin en iyisi olmuştu bile.

savaş başladığında goering'in luftwaffe'si polonya'da ve batı seferinde harikalar yaratıyordu. ancak britanya savaşı olarak bilinen hava muharebelerindeki alman başarısızlığı ve dunkerque tahliyesindeki kendine olan güveni yüzünden ingiliz ordusu imha edilememiş, kraliyet ordusu başarıyla ingiltereye tahliye edilmişti. bu, savaşın kaderini değiştiren önemli ayrıntılardandı. çünkü aynı ordu ilerleyen zamanlarda almanyanın karşısına yeniden dikilecekti. ancak bu bile, hitlerin gözündeki değerini küçültmemişti.

goering hitler için özel bir adamdı. onun için orduda yeni bir rütbe oluşturdu. reichsmarschall rütbesi sadece ona özeldi.

doğu cephesinin ilk zamanları luftwaffe'nin en görkemli günleriydi. alman ordusu kuzeyden leningrad, merkezden moskova, güneyde stalingrad ve kafkaslara kadar ulaşmıştı. ancak bu cephenin kaderini belirleyen iki kritik savaşta luftwaffe oldukça etkisizdi. stalingrad'da kuşatılan 6. orduya ikmal yapılamıyordu. burada iş goering'e düşüyordu. ancak soğuk ve kötü hava şartları uçuşa el verişli değildi. 6. ordu stalingrad'da teslim olmuş, sovyetler birliği yeniden canlanmıştı. ülkenin sanayi gücü neredeyse on katına çıkmış, sovyetler sayı bakımından almanlar karşısında her alanda üstün duruma gelmişti. bu durum hava kuvvetlerine de yansıdı ve luftwaffe uçaklarını ve deneyimli pilotlarını kaybetmeye devam ediyordu.

 doğu cephesinin bir diğer kritik mücadelesi kursk'ta yaşandı. tarihin gördüğü en büyük tank savaşında uçaklar ve özellikle pike bombardıman uçakları kritik önem taşıyordu. ne yazık ki luftwaffe burada etkili olamadı ve almanya için her şey bir anda altüst oldu.

bunlar olurken müttefikler kuzey afrikada ilk galibetini almış, sicilyaya çıkartma yapmışlardı. artık abd ve ingiliz bombacıları almanyanın batısını bombalayabiliyorlardı.

bu almanya'nın sonu anlamına gelirken, sayı bakımından üstün olan müttefik ve sovyet hava güçleri karşısında kayıplar luftwaffe'nin yok oluşuna kadar devam ediyordu. luftwaffe o kadar zayıflamışlardı ki, müttefik uçaklarına zar zor kayıplar veriyordu artık. müttefik bombacılarını ve özellikle dört motorlu b17 uçan kaleleri düşürmek neredeyse imkansız hale gelmiş, alman pilotları mecburen mahmuzlama saldırılarına girişiyordu. 44'ün sonları ve 45'te luftwaffe'nin neredeyse hiç uçağı ve deneyimli pilotu kalmamıştı. savaşın kaybedildiğini anlayan goering'e daha önceden hitler bir vekalet vermişti.

bu vekalette, hitler akıl sağlığını yitirirse ya da ölürse yerine goering'in geçmesini emrediyordu. 

ancak savaşın son günlerinde bir toplantı sonrası (goering katılmamıştı) alman subaylarından biri, goering'e hitler'in aklını kaçırdığını ve devleti yönetemeyecek duruma geldiğini söylüyordu.

goering derhal fuhrer sığınağıyla yazılı olarak iletişime geçti. vekaletin onaylanması ve devletin başına geçmesi için istiyordu. ancak hitler bunu duyunca çıldırdı ve goering'in idam edilmesini istedi.

almanya savaşı kaybetmiş, goering abd güçlerine kendi ayaklarıyla teslim olmuştu. goering o kadar popüler biri haline gelmişti ki, abd askerleri ona saygıda kusur etmiyorlardı. tarihi nurnberg mahkemelerinde çok akıllıca cevaplar veriyor, diğer nazileri de etkiliyordu. 

mahkeme boyunca goering hitler'e olan sadakatini sürdürüyordu. en sonunda mahkeme goering'in idam edilmesine karar verdi. goering infaz edileceği gün nereden bulunduğu belli olmayan (büyük ihtimalle başındaki amerikalı inzibat subayı verdi) bir siyanürü ısırarak intihar etti. doğruluğu bilinmemekle birlikte müttefikler intihar eden goering'in cansız bedenini asmıştır.

munich putsch sırasında ağır biçimde yaralandığı için doktorlar acısını dindirmek için morfin tedavesine başlamış, ama göring kısa zamanda bu maddenin müptelası olmuştur. isveç'teki langbro asylum'una iki kez kendi isteği dışında kapatılmıştır. ve görünen o ki bir süre narkotik alışkanlığından kurtulmuştur.

taa ki 1928'e kadar. bu sefer ise bir diş ağrısı nedeniyle aldığı dihydrocodeine adlı narkotiğe bağımlı olmuş, ve bu noktada kendisi reichstag'ın bir üyesi olduğu için politik gücü sayesinde narkotik maddelere çok kolay bir erişim sağlayabiliyordu. bu son bağımlılığı mütteffik devletler tarafından yakalanana kadar da devam etmiştir. yakalandığı sırada bir bavul dolusu (takriben 40,000 adet hap) adı geçen narkotikle yakalanmıştır. o sırada günde 300 hap aldığı tahmin edilmektedir, ki bu takriben 60 mg iv morfine eşittir.

müteffik devletler göring'i nürnberg mahkemelerine çıkarmadan önce adamı bu bağımlılıktan kurtarmayı başarmış, üstüne üstlük bir de diyet programına sokup 30 kilo kaybetmesini sağlamışlardır.