TARİH 29 Mayıs 2025
4,4b OKUNMA     137 PAYLAŞIM

19. Yüzyılın En Büyük İnsanlık Suçlarından Biri: Çerkes Soykırımı

Çarlık Rusyası'nın 19. yüzyılda yürüttüğü asimilasyon ve tehcir politikalarının en acı sonuçlarından biri: Çerkes Soykırımı.

çerkes soykırımı, diğer bir adıyla çerkes sürgünü (adı bile insanın içini acıtıyor), 19. yüzyılın en büyük insanlık suçlarından biri ama nedense dünya tarih kitaplarında “ufak bir göç” olarak geçiyor. olayların arkasında yine çarlık rusyası var. evet evet, tolstoy'un da içinde bulunduğu o dönem rusyası.

çerkeslerin %80 ila %97'si ya katledilmiş ya da sürgün edilmiş. bu da yaklaşık 1.5 milyon insan yapıyor. öyle “hadi bakalım göç ettiriyoruz sizi” tarzı bir sürgün değil bu. köyler yakılmış, insanlar aç bırakılmış, hamile kadınların karınları deşilmiş, kadınlara tecavüz serbest bırakılmış, bilimsel deney için insan gönderilmiş. yani içinde her türlü iğrençlik olan “full paket zulüm”.

rus generallerden grigori zass denen zat-ı muhterem, insanları denek olarak kullanmayı önermiş. kendisinin büstü hala bazı yerlerde gururla duruyor bu arada. askerlerine “kadınları boş bırakmayın” demiş. ne tatlı değil mi?

rus-çerkes savaşı sırasında "ya rus olursun ya ölürsün" kafasındalarmış. ruslaştırmayı kabul eden az bir kısım kurtulmuş ama çoğu insan ya zorla din değiştirmiş ya da direkt “lootbox” gibi açılmış. köyler sistematik şekilde yok edilmiş, insanlar açlıktan kırılmış ya da doğrudan kesilmiş. sadece çerkesler değil, kafkasya'daki diğer müslüman halklar da nasibini almış.

ingiliz diplomat william palgrave, “tek suçları rus olmamaktı” diyor. tolstoy da askerlik yaptığı dönemde “biz gece ev basıyoruz, çocuk kadın demeden indiriyoruz” şeklinde yazmış mektuplarında. yıl 1864'e geldiğinde artık bu iş sistematik sürgün boyutuna geçmiş. insanlar günlerce bekletilmiş, yolda hastalıktan kırılmış, gemilerde boğulmuş, kazanç hırsıyla gemilere tıka basa doldurulup denizin dibini boylamış. o kadar feci ki, karadeniz'de kol bacak yüzer hale gelmiş.

hayatta kalanların çoğu osmanlı'ya sığınmış. osmanlı arşivleri, 1 milyon kişinin geldiğini ama neredeyse yarısının daha kıyıya adım atmadan öldüğünü söylüyor. rusların 1897 nüfus sayımıysa geriye sadece 150 bin çerkes kaldığını yazıyor. yani 1.5 milyondan 150 bine düşmek, tam bir soykırım tanımı.

1929'da kafkasya'ya araştırma için giden bir gürcü tarihçiye bir çerkes dedesi şöyle diyor: “karadeniz, karpuz gibi yüzen insan parçalarıyla doluydu. kargalar kadın saçlarından, erkek sakallarından yuva yapmıştı.”

peki kimler tanımış bu soykırımı? gürcistan 2011'de, ukrayna ise 2025'te resmen tanımış. wayne (abd'de bir şehir) ve doğu türkistan sürgün hükümeti de aynı şekilde tanıyanlar arasında. bazı rusya içi cumhuriyetler (kabardey-balkarya, adige) de duma'ya tanınması için başvurmuş. ama rusya hala “yok ya, bunlar bizden kendi istekleriyle gittiler” kafasında. hatta soykırımı dile getirenleri terörist, ajan, aşırılıkçı diye fişliyor. kulağa ne kadar tanıdık geliyor di mi? :)

çerkesler ise bugün olduğu gibi her 21 mayıs'ta yas tutuyor. istanbul, kayseri, amman gibi yerlerde anma törenleri, yürüyüşler düzenliyor. rus hükümeti protesto ediliyor ama dünya yine sağır, yine kör.