1 Yılını Menzil Cemaati'nde Geçirmiş Birinin Gözünden Adıyaman'da Olup Bitenler
yaklaşık 10 yıl önce 1 yılım menzil cemaati'nin içerisinde geçti
her türlü dergaha, oturma evlerine vs. gittim. her etkinliklerine katıldım. saatlerce otobüs yolculuğu yapıp menzil’e de gittim. cami'de uyuyup buz gibi sularda abdest aldım. hizmet nimettir dedim taş taşıdım millete çay dağıttım.
herkesin dediği gibi; hapçı, esrarkeş, hırsız tayfasının tövbe etmiş halidir menzil cemaati. ama tövbe bozanı çok gördüm buralarda. zaten tövbe olayını çok basite indirgemiş durumdalar. ilk tanışma dönemlerimde herkese; menzil’den önce ve menzil’den sonra olarak milat koymuşlardı. şimdi hırsızı, hapçıyı yola getirmişler gibi düşünmeyin. bu tövbe edenlerin bir kısımı ara verip 3-5 ay eski hayatlarını yaşayıp sonrasında işler boka sarınca tekrardan gelen tipler. hepsinin kafasında "allah affeder" anlayışı var. bazıları da her şey bok olduktan sonra gelip ümit arayanlar. zaten başka çareleri de yok. kahveye gidip çaya para vereceklerine burada bedava çay içiyorlar. dini sohbet yapıp içlerini rahatlatıyorlar.
benim yaşadıklarıma gelirsek
kapıdan girer girmez seni “tövbe” dedikleri işleme alıyorlar. "seyit" denilen peygamber soyundan geldiği söylenen kişiler bu konuda yetkilidir.
hristiyan geleneklerinin bir şekilde islam ile sentezi oluyor. yapan rahip değil seyit gibi düşünün. ancak islam'da; hz. muhammed bile allah tarafından “kulum ve elçim” olarak tanıtılılıyor nasıl oluyor da 1500 yıl sonra gelen torunlarına bu yetki verilebiliyor? zaten seyid olanlar nasıl oluyor da soylarının muhammed’e dayandırıldığı şaibeli. bu konuda tam bilgim olmamakla beraber sanırım gavs’ları bu seyitliği terfi olarak kullanıyor "sen müdür oldun yerine sen seyit'sin yavrum ben biliyorum" diyerek olayı kapatıyorlar bence.
sohbetleri var, hatmeleri oluyor. hatme denilen olay; 5-10 kişilik grup gözlerini kapatarak karanlık bir odada oturuyorlar ellerine taş verilerek hala da anlamadığım bir nevi ayin yapılıyor. bunun islamın neresinde var ayetlerle konuşalım demek isterdim ancak ayetlerde geçmeyen başka bir uygulamadır. zaten kuran’da belirtilen “her şey allah ile kul arasındadır” felsefesine ters hareket ediyorlar. kendilerince peygambercilik oynuyorlar. muhammed!e saygıları var ancak ne kadar dillendirmeseler de benim gözlemlediğim menzil tarikatının liderini muhammed’den bile üstün görmektedirler.
bir de koca koca insanlar, şeyhleri abdulbaki erol’un (gavs, seyda hazretleri vs.) üstün yetenekleri olduğuna inanıyorlar. uçtuğuna, aynı anda birkaç yerde bulunduğuna, üzerine yağmur yağmadığına, istediği kişilerin rüyalarına girebildiğine kadar birçok hurafeler vardır. "tehlikenin farkında mısınız" diyoruz ya işte bu tarz düşüneleri olan binlerce insan var. çok kolay gaza getirebilecek kişi maalesef aramızda.
benim içlerinde bulunduğum zaman bile abileri fetö’den fırsat buldukça devletin belirli kısımlarına sızmaya başlamışlardı
şimdi tahminim gümbür gümbür geliyorlar. gümbür gümbür gelen bir cehalet ile karşı karşıyayız. eğer bu konuyu kuran’a göre değerlendirirsek şirk üstüne şirk yapıyorlar farkında bile değiller. son zamanlarımda gerçek islam'ı öğrenmek için kuran okumaya başlamıştım. amacım bu tarikatta yanlış gidenleri görüp gerçek islamı yaşamaktı. gerçek bir mümin olucam diye ateist olmam da bir garip.
kuran’ı okuyup kafamda oluşan soruları gidip gidip seyitlere sormuştum. sürekli öğrenebilmek için onları sıkıştırıyordum. mantıklı cevap alamıyordum. en son işleri abartıp herkese sorular sormaya başladığımda bir seyit abi tarafından kalp gözümün kapandığı ve istiyorsam eğer bir daha gelmemem gerektiği söylendi ve kibarca siktir edildim. buradan alacağımız ders; kuran’ı kendince okuyan 19 yaşında bir velet bile seyit’leri zor duruma sokabiliyor, bu seyitler de millete din anlatıyor.