1 Yıl Osmanlı Esaretinde Kalan Bizanslı Din Adamı Gregori Palamas'ın Hikayesi
14. yüzyılın ortalarında bizans imparatorluğu'nun en etkin ve en nüfuzlu din adamlarından biridir. 1354 yılında osmanlılara esir düşmüştür. esareti esnasında başından geçenleri, girdiği diyalogları, yaptığı gözlemleri mektup olarak kaleme dökmüştür. yazdıkları, orhan bey devri osmanlı'sını ve anadolu'daki yaşamı tanımamız açısından oldukça önemlidir.
öncelikle kısaca kendisini tanıyalım
soylu bir aileye mensuptu. babası, ikinci andronikos devrinde senatörlük yapan ve imparatora oldukça yakın olan isimlerdendi. fakat kendisi babasının yolundan gitmeyip, münzevi, asketik yaşama yöneldi. athos dağı'na giderek, orada faaliyet gösteren isihazm keşişlerinin arasına katıldı. isihazm'ı benimseyip, bu yaşamı sürdürdüğü sırada athos'u ziyaret eden calabrialı baarlam olarak bilinen bir din adamı, bu akımın bir sapkınlık olduğunu iddia edip, bu akıma mensup kişilerin derhal aforoz edilmesini talep etti. bu da bizans imparatorluğu'ndaki isihazm tartışmalarını başlatan olay oldu. ekşi sözlük yazarlarından, sevgili @ncpzbsn isihazm'ı muntazam bir şekilde özetleyip, tanıtmıştır:
konstantinopolis'te isihazm tartışmalarının yaşandığı dönemde bir yandan da taht savaşları yaşanmaktaydı. üçüncü andronikos'un ölümünden sonra veliaht v. ioannes paleologos küçük yaşta olduğundan naipliğe gelen vi. ioannes kantakuzenos imparatorluğunu ilan edince, kantakuzenus ailesiyle paleologos hanedanı arasında taht savaşı başlamıştı. gregori palamas, elde ettiği saygınlık ve taraftarları sayesinde bizans'taki bu iç savaşta da önemli rol oynayanlardan biri oldu. daha çok kantakuzen ailesini desteklese de (bu sebeple hapse bile girdi) pek çok kez iki aile arasında arabuluculuk yaptı. iktidarı elinde tutmak isteyen her iki aile de palamas'ı ve onun destekçilerini kendi taraflarına çekmek için hamleler yaptı. bu hamlelerin sonucunda da isihazm ortodoks kilisesi tarafından tanınmış oldu.
şimdi de osmanlı esaretine gelelim
bizans'taki iç savaş, gregori palamas'ın osmanlılara esir düşmesine neden olmuştur diyebiliriz. şöyle ki; vi. ioannes kantakuzenos'un ortak imparator olarak tahta oturmasıyla bizans'taki gerginlik biraz olsun azalmıştı. fakat 1353 yılında vi. ioannes oğlunu ortak imparator ilan edince ortalık yine karıştı. paleologoslar patlak veren bu yeni krizi çözmesi için o sırada selanik metropolitliği görevini yürüten gregori palamas'tan arabuluculuk yapmasını istedi. bunun üzerine 1354 senesinde istanbul'a hareket eden palamas, gelibolu taraflarına geldiğinde osmanlı askerleri tarafından esir alındı.
palamas'ın yazdıklarına bakıldığında; türkler aldıkları esirleri önce lapseki'ye, sonra da biga'ya getirdi. yaklaşık 3 ay biga'da kalındı. bu süreçte türkler, palamas'ın bizans içinde önemli şahsiyet olduğunu anladı ve bizans yönetiminden isteyecekleri fidyenin miktarını arttırdılar. daha sonra esirler bursa'ya getirildi. bursa'ya geldiklerinde yaz mevsimiydi, orhan bey yaz aylarını yaylada geçirdiğinden, palamas onunla hemen görüşemedi. fakat bir gün orhan'ın torunu şehzade ismail tarafından yemeğe davet edildi. yemeğe giden palamas, şehzadeyle dini konularda sohbet etti.
sohbetin bir bölümü şöyledir
şehzade ismail: bir ağaç parçası ve haçın karşısında nasıl el pençe divan durabiliyorsunuz?
gregori palamas: (...) dini değer ve ilkelerine saygı duyanları kuşkusuz beğenecek, onları aşağılayanlara da çok sinirleneceksiniz. bu durumda, isa'nın ilkelerini ve çektiklerini gösteren de o haçtır.
şehzade ismail: ama siz tanrının bir oğlu olduğunu ileri sürdüğünüze göre, tanrının bir karısı var diyorsunuz.
gregori palamas: türkler, isa'nın tanrının sözcüsü olduğunu, cennetlik olarak gördüğümüz meryem anadan doğduğunu söylüyorlar. isa'yı doğuran meryem'in bir kocası olmadı, bir erkeğe de ihtiyacı yoktu çünkü doğurduğu tanrının sözcüsü, daha doğrusu tanrının kendisi, etten kemikten bir vücudu olmayan sözcüyü yaratırken de sizin yanlış bir biçimde varsaydığınız gibi, tanrının bir hanımı olmamış, bir hanıma da ihtiyacı olmamıştır.
ismail ile görüşmesinden bir süre sonra orhan'la görüşmesi gerçekleşti. görüşmenin gerçekleştiği dönemde orhan ciğerlerinden rahatsızdı ve taronites isimli bir rum hekim tarafından tedavi edilmekteydi. orhan, taronites'in tercümanlığıyla palamas'ın kim olduğunu öğrendi. onun önemli bir din adamı olduğunu öğrenince de palamas ile ulema arasında bir münazara düzenlenmesini emretti. orhan'ın emrinden sonra osmanlı uleması hazırlandı ve balaban bey'in başkanlığında münazara gerçekleşti. bu münazara orhan'ın hekimi taronites tarafından kaydedilmiştir. taronites'in anlatımına göre; tartışmanın başında palamas hristiyanlığın esaslarını anlattı. ardından isa'ya neden tanrı denildiği ve meryem'in bakireliği konuları uzun uzadıya tartışıldı. tartışma git gide kızışınca da münazara son buldu. münazaradan sonra palamas iznik'e geçti. burada bulunduğu süre boyunca da bazı dini tartışmalara girdiğini belirtmiştir.
gregori palamas'ın osmanlı topraklarındaki esareti uzun sürmüştür. çünkü esir olduğu dönemde paleologos-kantakuzenus kavgası git gide büyümüştü ve bu kavga istenilen fidyenin ödenmesini geciktirmişti. velhasıl bizans'taki iktidar savaşının kazananı paleologoslar oldu. iç savaş noktalanıp, ortalık sakinleşince gregori palamas'ın esareti de son buldu. (1355) esaretten kurtulunca selanik'e dönen palamas, 1359 senesinde hayatını kaybetmiştir. ölümünden 9 sene sonra, 1368 senesinde ise bizans kilisesi tarafından aziz ilan edilmiştir.
gregori palamas'ın ve taronites'in yazdıklarını okumak isteyenler için: orhan gazi ve gregory palamas (yüksek lisans tezi)
kaynaklar:
+ donald m. nicol - bizans'ın son yüzyılları (1261-1453) - çeviren: bilge umar - türkiye iş bankası kültür yayınları.
+ halil inalcık - osmanlı sultanı orhan (1324-1362) avrupa'da yerleşme - belleten, sayı: 266.
+ timothy e. gregory - bizans tarihi - çeviren: esra ermert - yapı kredi yayınları.
+ zehra tokcan - hesychasm mistisizmi geleneği ve gregory palamas (1296-1359) (yüksek lisans tezi)