SİYASET 1 Temmuz 2019
26b OKUNMA     1709 PAYLAŞIM

1 Temmuz 1926'dan Beri Kutladığımız Kabotaj Bayramı Nedir?

1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı Nedir? Kabotaj Bayramı neden kutlanır? 1926'dan beri her 1 Temmuz'da kutladığımız Kabotaj Bayramı'nın hikayesi.
iStock

Öncelikle "Kabotaj" nereden geliyor?

kabotaj kelimesi dilimize fransızcadan girmiş bir kelimedir. fransızcadaki hali "cabotage" olup, fransızcaya da ispanyolca "cabo" kelime kökünden geçmiştir. "cabo" ispanyolcada "baş" ve coğrafi terim olarak kullanılan "burun" manalarını taşımaktadır. aynı kelime latincede "caput" ve "capit" olarak geçer. fransızlar bu kelimeye "+age" (nesil, yaş, devir) sonekini ekleyerek "cabotage" kelimesini türetmişlerdir. kapital ve kapitülasyon kelimeleri de bu kelime kökünden türemiş sözcüklerdir. zaten bu üç dil de roman dilleri ailesinden akraba diller. fransızlar bu akrabalık ilişkisinden faydalanıp kendilerine filolojik bir kapitülasyon devşirmiş, cabotage kelimesini kavramsallaştırarak dünya dilleri literatürüne kazandırmışlardır.

Kabotaj Bayramı nedir?

avrupalıların reform ve rönesans hareketleriyle şaha kalkıp özgürleşmesi bağlamında kendi ticari ve ekonomik kültürünü pozitif anlamda değiştirip geliştirmesi, aynı zamanda osmanlı'nın elinde olan ticaret yollarına (baharat ve ipek) alternatif ticaret yollarını oluşturması sonucu, osmanlı imparatorluğu ekonomisi ve ticari faaliyetleri, durgunlaşmaya, gün be gün gerilemeye başladı. avrupalıları ve yabancı yatırımcıyı yeniden iç piyasasına çekip, ekonomisini hareketlendirebilmek için, onlara "kapitülasyonlar" adı altında bazı ekonomik, adli, idari vb ayrıcalıklar vermesiyle birlikte zamanla kendi limanları arasındaki ticarette, kontrolü tamamen kaybeden osmanlı'nın, 19. yy başlarına gelindiğinde, kendi limanları arasında ticaret yapan, hiç denilecek kadar az yerli ticaret adamı kalmıştı. denizcilik tamamen bitmiş, ülke bu alanda dışa bağımlı bir konuma düşmüştü.  

1923 lozan antlaşması'yla kaldırılan kapitülasyonlarla beraber, yeni kurulan türkiye cumhuriyeti, kendi limanlarındaki ticaret hakkını, tamamen kendi yurttaşlarına vererek, yabancı yatırımcının bu alandaki hegemonyasına son vermiştir. 1 temmuz 1926 yılında yürürlüğe giren 815 sayılı kabotaj kanunu ile bu hak türkiye cumhuriyeti'ni oluşturan tüm bireylerin hakkı olarak hukuki olarak tescillenmiştir. bu günün yıldönümleri "kabotaj bayramı" olarak kutlanmaktadır.

kutlu olsun!

Kabotaj Bayramı nasıl kutlanır?

denizciliğin geçim kaynağı olduğu yerlerde daha coşkulu ve renkli kutlanan bayramdır kabotaj bayramı. yağlı direkten bayrak alma yarışı vardır. 5 derece kadar yukarı eğim verilmiş bir tahta direğin üzerine gres yağı ve jel bulaşık deterjanı kaplanır. delikanlılar koşup direğin üzerinden uca kadar giderek bayrağı almaya çalışır. tabii ilk gidenler hep yağı ve deterjanı temizlediği için arkadan gelenler daha şanslıdır. esasen direğin üzerinde koşmaya çalışanların cinsiyet değiştirmesi işten bile değildir. önce direğe oturup ardından denize düşenlere gülmek için toplanan bir grup izleyici bile vardır burada. ayaklar yan tutularak, sanki kaykay kayıyormuş gibi direğin üzerinden kayılır, bayrak alınıp suya düşülür.

ördek yakalama yarışması vardır bir de. bir ördek suya bırakılır. bu, uçamayan, pekin ördeği tarzında hımbıl bir kümes hayvanıdır tabii. herkes peşinden yüzer, ördeği yakalamaya çalışırlar. ben iki kişinin ördeği yakalayıp bir çekişme esnasında eğitim zayiatı olduğuna tanık olmuştum bir seferinde.

daha az vahşi olan bir diğer etkinlik de denizden tabak çıkartma yarışıdır. 10 kadar tabak denize atılır. start verilir. herkes suya atlar. dipten tabakları çıkartıp kıyıya getirir. en çok tabağı getiren kazanır.

yüzme yarışı da yapılır. bu diğerlerinin yanında çok sönük kalır. tanıdık falan birileri varsa onu desteklersiniz. duymaz da zaten. öyle bağırırsınız işte.

bir de tekne yarışları vardır. bir hedef belirlenir. mesela bir duba ya da bozcaada'daki gibi körfezin dışında bulunan bir kayalık idealdir. tekneler motorlarını en yüksek devire getirir ve beklerler. start verilince herkes kavramayı indirir, balıkçı teknesi görünümlü hız motorları olurlar. normalde ekmek teknesi denir de eziyet edilmez bu araçlara. ama o gün başkadır. gaz sonuna kadar açılır, motor bağırtılır. günün heyecanı içinde arada kaynar gider.

büyük şehirlerde çok daha resmi oluyor kutlamalar. neredeyse yüzme yarışına takım elbiseyle katılacaklar. etkinlik sayısı da daha az oluyor o resmiyet arasında.

Atatürk'ün Ünlü "Türk, Öğün, Çalış, Güven" Deyişindeki "Öğün" Ne Anlama Geliyor?