Amerika Kıtasını Fenikeliler Keşfetmiş Olabilir mi?
amerika'yı fenikeliler keşfetti iddiası, kuvvetli bulgularla desteklenen bir iddia
bir süre önce bolivya'daki puma punku antik yerleşkesi ile ilgili bir yazı yazdım:
burada ilginç bir detaya rastlamıştım; fuente magna kasesi... bu fuenta magna kasesi'nin üzerinde sümer çivi yazıları vardı. üzerinde sümer yazısı bulunan bir nesnenin titicaca gölü kenarında ne işi vardı?
yine puma punku'yu incelerken, puma punku'nun hemen yanıbaşındaki tiwanaku'da tapınak merkezinde meydanda yer alan yüzler meydanı bir o kadar ilginçti. burada amerika kıtsasıyla alakası olmayan ırklara ait yüzler bir duvarda yer alıyordu...
bu antik çağlarda amerika'da yaşayanların, dünyanın geri kalanı ile etkileşim içerisinde olması anlamına geliyordu... amerika kıtası colomb tarafından keşfedildi klişesi uzun süredir tartışma konusudur ve bu konuda tarihin yeniden yazılması gerekmektedir.
kolomb'dan önce amerika kıtasına gidenler, buradaki halklarla etkileşim içinde olanların varlığı belgelerle sabittir. örneğin amerika'nın kuzeydoğu kıyıları colomb'dan çok daha önce vikingler tarafından keşfedilmiş ve burada viking yerleşkeleri kurulmuştur.
yine karayiplere colomb'dan çok daha önce gitmiş denizcilerin varlığı tartışılmaktadır.
öte yandan amerika'nın batı kıyılarınnın da colomb'dan çok daha önce çin'li denizciler tarafından bilindiği amiral zheng he'nin amerika kıtasına 15. yüzyıl'ın hemen başında vardığı konusunda pek çok kaynak vardır. (amiral zheng he, çin'li komutan zhang he ile karıştırılmamalıdır, aralarında 1200 sene var.)
ama bizim konumuz bunlar değil, fenikeliler
18. yy sonlarında kuzey amerika'da massachusetts'teki dighton kayası petroglifleri keşfedildi.
bu petrogliflerin fenike alfabesi ile uyumlu olduğu ve kolombdan iki bin yıl önce kartaca'lı bir grup denizcinin amerika'nın doğu kıyılarına varmış olabileceği tezi ortaya atıldı.
ardından 1872 yılında güney amerika'da brezilya'da, paraiba'da fenike alfabesi ile yazılmış bir yazıt bulundu. paraiba'da bulunan bu kaya yazıtları fırtına nedeniyle mısır'dan afrika'nın etrafında yelken açan bir filodan ayrılan bir fenike gemisinden; aynı zamanda firavun necho i veya necho ii'den de bahseder...
yapılan araştırmalar gösteriyor ki, brezilya'nın kuzeydoğusu fenikelilerin bu topraklardaki varlığını doğrulayan izlerle doludur.
avusturyalı profesör ludwig schwennhagen'in brezilya'da yaptığı incelemeler sonrası, amazon boyunca, sidon ve tyre'nin (sur) birçok kralına (mö 887 ila 856) atıf yapılan fenike yazıtlarını bulduğunu ortaya koymuştur. profesör schwennhagen, fenikelilerin brezilya'yı en azından 800 yıl boyunca bir üs olarak kullandığına ve maddi delillerin yanı sıra yerliler arasında önemli bir dilsel etki bıraktığını söylemektedir.
profesör schwennhagen'in çalışmaları, camocim (ceara eyaleti), parnaiba (piaui eyaleti) ve mearim (maranhao eyaleti) bölgelerinde antik fenikeliler tarafından yapılmış taş ve kireç duvarların varlığından bahseder.
ayrıca fransız bir araştırmacı olan apollinaire frot'un bu konudaki çalışmaları da profesör schwennhagen'in tezlerini destekler.
brezilya'daki fenike varlığının önemli kanıtlarından biri de rio de jeneiro yakınlarındaki pedra da gavea kayasındaki yazıtlardır.
pedra da gavea'daki yazıtlar ilk olarak 16. yy'da hristiyan misyonerler tarafından keşfedildi ve kral pedro'ya sunuldu. bu yazıtların fenike kökenli oldukları ise 300 yıl sonra keşfedildi.
pedra da gavea'daki yazıtlarda "jetbaal'ın en büyük oğlu, tyre kralı bedazir"den bahsedilir.
yukarıda da bahsettiğimiz üzre brezilya, fenikelilerle bağlantılı pek çok yazıt ve bulgu barındırmaktadır. longa ve parnaiba nehirlerinin birleşmesinden biraz uzakta, piaui eyaletinde, fenike gemilerinin bağlanması için bir liman ve yine fenike gemilerinin tamir ve imalatı için tersaneler bulunan bir göl bulunmaktadır. maranhao eyaletinde, mearim nehrini kuzeye, pindare ve grajau nehirlerinin birleştiği yere ulaşırken, maracu olarak bilinen pensiva gölünün sınırlarında yapılan kazılarda kalın tırnaklar ve bronz dübel içeren taşlaşmış ağaçtan yapılmış fenike tersane araçları bulunmuştur.
ayrıca, rio de janeiro ulusal müzesi'nde, brezilya kırsalında fenike, süryani ve sanskrit yazıtlarıyla mezar taşları bulunmaktadır.
bugün carajas olarak bilinen brezilya yerlilerine ait isimlerinde, fenike kökenli bugünkü arapça dilinde bulunabilen kelimelerin etimolojisine rastlanılır. guaranis, tupis, guajajaras, chambicas, anajás, carijos, vb.gibi diğer brezilyalı yerli kabileleri, sözcük dağarcığında kökeni fenike olan binlerce arap kelimesine sahiptir.
keza fenikelilerin ölü gömme ritüeline neredeyse tüm brezilyalı yerli kabilelerde rastlanılabilir.
her şeyden önce şu bilinmelidir ki, fenikeliler topraklarla ilgilenmiyordu. yani istilacı-sömürgeci değillerdi. onlar ticaret yapan insanlardı ve sadece ticaretleri ile ilgileniyorlardı.
fenikeliler bu özellikleri sayesinde mısır, asur, pers hegemonyaları altında yaşamalarına rağmen varlıklarını sürdürebilmişlerdir.
lakin bu tarihlerden sonra gerçekleşen yunan ve roma istilalaları yüzünden fenikelilerin bu çok uzaklardaki kolonileri ile irtibatları kesildi. bu tarihlerden sonra fenike uygarlığı yok oldu.
dolayısıyla fenikeliler bir daha amerika'ya gidemediler, amerika'da kalan fenikeliler de yerli halkın arasında eriyip gitti...
günümüzde sur olarak bilinen fenike şehir devleti tyre'de bulunan fenike yazıtları, moloch boğazı'nın ötesindeki bir bölgeye (bugünkü cebelitarık) bir fenike gezgini seferine, "denizin karaya nüfuz ettiği" yerinden bol miktarda yiyeceğin ve odunların olduğu bir yerden bahsederler.
yine bir fenike şehri olan sidon'da yapılan kazılarda, fransız arkeologlar 1860'ta arkeolojik testlere göre sadece güney amerika'da rastlanabilecek birçok ahşap eser buldular.
bu ahşap eserler brezilya'da balta kırıcı (quebracho/quebra machado) olarak bilinen ağaçtan yapılmışlardı. şüphesiz ki bu bulgular güney amerika'daki fenike varlığını ve fenike gemilerinin dayanıklılığını, brezilya'daki fenike tersaneleri'nin varlığını doğrular nitelikteydi.
seçkin bir lübnan tarihçisi olan edmund bleibel, "lübnan genel tarihi" adlı kitabında şunları söylüyor
fenikeliler afrika'da kurulduğunda ve cebelitarık imparatorluklarının sınırı olduğunda, jbail (byblos) ve karısı harmonia (harmony) büyük bir filo hazırladı ve “ebedi adalar” ı (kanarya adaları) aramak için muazzam denize yöneldiler ama sonsuza dek kayboldular. ruhlarının iki yılan içerdiği söylenirdi, bu da yaşamlarının tanrı baal'ın isteğiyle yenilenmiş olduğu anlamına geliyordu.
daha sonra okyanusu geçtikleri ve bugün güney amerika'nın bulunduğu bölgeyi keşfettikleri doğrulandı. bu, christopher columbus'tan 3000 yıl önce oldu.
ilk keşfettikleri yeni toprakları, "tanrı kıtası" anlamına gelen "barr ılu" adını verdiler.
ulus kurulduğunda ve yönetimi organize edildiğinde, orayı yönetmek için seçilen kraliçe, "savaşçıların kraliçesi" anlamına gelen "amazonların kraliçesi" olarak bilinen mirinieh mirubieh'di. bu kraliçe, kritik bir durumdaki jbail'i (byblos) kurtarmak için lübnan'a gönderildi.
"amazonların kraliçesi", daha önce atlantik okyanusu olan mirubi okyanusu olarak bilinen okyanus "büyük okyanus" olarak adlandırılıyordu.
tyre'nin büyük gezgini olan cadmus, şehrini - cadamiat - brezilya'da konuşulan cuchite dilini incelemek için bilimsel bir göreve bıraktı.
sidon, jbail ve tyre'den ayrılan her filoda brezilya'ya giden 200 veya 300 tekne vardı. en küçük olanı, mürettebat üyelerini destek malzemeleri ve ekipmanlarıyla getirmek için kullanıldı. genellikle dinlenmek ve malzeme almak için tunus'ta ve kanarya adaları'nda durdular.
brezilya'daki fenike uygarlığı anıtları arasında, bugün bu ülkenin takdire şayan büyüklüğünde tamamen kaybolan "airo" adlı bir şehir vardır. eski sakinleri, tıpkı irlandalılar gibi fenike soyuna ait olmaktan gurur duyuyordu. kral hiram'ın zamanında altın almaya gelen tyrelilerin torunları olduklarını söylerlerdi. bu değerli metali, tyre'ye ve kudüs kralı salomon'a, bu mineralin çok bol olduğu ofir topraklarından aldılar. amazon nehri sınırlarında bulunur.
sahi amazon demişken, amazon nehri'ne verilen adın kökeni nedir?
ispanyol conquistador'lar amazon nehri boyunca ilerleyip atlantik kıyısına ulaştıklarında kendilerine saldıran yerliler arasında kadın savaşçılar görmüşlerdi, bu yüzden bu nehre amazon adını vermişlerdir.
fakat yerliler bu nehre solimoes diyorlardı: solimoes yani solomon -> süleyman.
bu orta doğu kökenli bir isimdi ve amazon deltasında, surinam ve guyana'da bile aramice, süryanice ve hatta sanskritçe çivi yazılarının varlığı bu nehir boyunca yerleşen fenikelilerin bu nehre bu ismi verdiğini ve yerel halkla barış içinde yaşayıp ticaret yaptığını bize gösterir.
brezilya kıyılarının, avrupalılar tarafından keşfinden çok önceleri yakın doğudan birçok denizci tarafından zaten bilindiği söylemleri vardır. bu topraklara aşina olan ilk avrupalı denizci, bu gerçekle ilgili belgeleri vatikan arşivlerinde bulunan romalı severus pompeus'tur.
severus pompeus'un bu toprakların varlığından suriyeli kölesi sayesinde haberdar olduğu yazmaktadır.
tıpkı severus pompeus gibi, cristof colomb'da bu toprakların varlığından haberdardı.
colomb'un elinde bu uzak topraklarla ilgili bir güzergah, bir harita ve belgeler vardı.
colomb'un bu belgeleri tesadüfen bir kazı sırasında toprağın altında bulduğundan bahsedilir.
colomb iyi bir denizci olduğundan dolayı bulduğu bu papirüslerin bilinmeyen topraklara ait haritalar olduğunu anlamış ve eline geçen bu bulgular ile yeni topraklar aramak adına kendisine destek verecek kral ve devletler aramıştır.
colomb'un bulduğu bu belgelerin yüzyıllar önce trablus'lu bir denizci tarafından yapılmış haritalar olduğu düşünülmektedir.
daha sonra colomb, bu olağanüstü bulgular hakkında çok önemli bir haritacıdan bir fikir aldı. bölgeyi herkül sütunları'nın (cebelitarık boğazı) ötesinde bulunan büyük bir bölge olarak ilan etti. ayrıca bu bölgeden ele geçecek servetin çok büyük olduğunu ve bu yerde o kadar değerli hazinelerin bulunduğunu ve bu bölgelere hakim olacak kişinin dünyanın efendisi olacağını söyledi...
yani colomb'un amerika'yı keşfi, amerika'ya, daha doğrusu kendi zannınca hindistan'a yaptığı bu yolculuk da, kendisinden 2000 yıl evvel fenikelilerin yaptığı keşifler ve elde ettikleri bulgular sayesinde olmuştur.