Alman Teknolojisi Överken Arabalardan Önce Gelmesi Gereken Otomatik Tüfek: FG42
Klasik tanım
FG42, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nda üretilmiş otomatik tüfek. Silah özellikle Girit'in İşgali sonrasında yeni silahlara ihtiyaçları açığa çıkan piyadeler için geliştirildi. Bu silah MG 42'nin paraşütçüler için hafifletilmiş bir şeklidir.
öncelikle fg42 tasarlanırken veya üretilirken bütün mauser tüfeklerini bununla değiştirelim alman ordusunun yeni tüfeği bu olsun gibi bir amaçları zaten baştan yoktur. savaş tüm hızıyla sürerken alman hava kuvvetleri luftwaffe paraşütçü birlikleri için "her yola gelen" bir tüfek ısmarlamıştır. nedeni de (bkz: merkür operasyonu) esnasında girit'i havadan istila eden alman paraşütçülerin yaşadığı sıkıntılardır. 1941 şartlarında paraşütçülerin bazıları mauser k98'lerle, bazıları mp40 makineli tabancalarla bazıları mg34 makineli tüfeklerle uçaktan atlayarak yerde konsolide olmaya çalışmakta, özellikle ağır silah taşıyan askerlerin silahları mermileri ayrı bir paraşütle falan atılmakta, asker savaşın ortasında düşman ateşi altında silahının düştüğü yeri aramaktadır. böyle böyle giriti almış da olsalar alman paraşütçüler (bkz: fallschirmjager) çok orantısız kayıplar vermiştir. hava kuvvetleri de bunu kafaya takıp her askere dağıtılabilecek ve her roldeki askerin işini yapacak joker bir silah istemektedir.
ancak istekleri de öyle böyle şeyler değildir
* asker bununla uçaktan atlayacak o yüzden 1 metreden uzun olmasın.
* alman ordusunun hakiki piyade tüfeği mauser k98'den çok da ağır olmasın.
* tek tek atışları kapalı mekanizmadan yapsın.
* seri atışları açık mekanizmadan yapsın (oha).
* 20 mermi taşıyan şarjörü olsun.
* mauser k98 mermisini atsın. 7.92x57mm
* bu dev mermiyi otomatik atarken namlu şahlanıp gitmesin.
* asker mg42 mg34 gibi makinelileri bırakıp sadece bunu taşıyacak. ondan hepsinde çatalayak da olsun.
* nihayetinde piyade tüfeği bu, süngüsü de olsun
* her silahta zeiss ikon 3x dürbün de olsun
* parası mühim değil
şahsen ben mühendis olsam o tasarım kağıdına blueprint'e (taslak) bir göz attıktan sonra ketçap döker ve dürer yerim. öncelikle dönemin şartlarında gerçekçi, yapılabilir bir şey gibi gelmez. kar edilebilir bir şekilde imal edileceğini düşünemem, üstüne tüm elementleri bir mucize olarak aynı platforma koymayı başarsam askerin sevebileceği kulanışlı bir şey olacağının da garantisini asla veremem. hem piyade tüfeği, hem makineli tüfek, hem ağır değil nasıl olacak bu işler?
luftwaffe bunu almanyanın altı baş silah üreticisine yollamış, yalnızca iki tanesi bir tür tasarım ile geri dönebilmiştir. koskoca mauser oberndorf firması falan tasarım aşamasında masada kalmış ve göçmüştür. rheinmetall ise bugün gerekenden çok daha az tanınan ve avrupa'nın yetiştirdiği ateşli silah tasarımının dehalarından ağababalarından bir yüksek makina mühendisini konuya sorumlu müdür olarak atar: louis stange
louis stange tüm dizayn unsurlarını dahiyane bir şekilde toparlayarak ilk model fg42 tüfeğini üretir:
isim olarak paraşütçü tüfeği 1942 lafının kısaltması olarak fg42 (fallschirmjagergewehr) adını verir. fabrikadan 2000 adet çıkartarak paraşütçülere dağıtır. onlardan gelen geri bildirimleri dinleyerek çok daha gelişmiş ikinci modeli de bir başka fabrika eliyle üretir:
bu ikincisinin üretilmesi zaman alır zira artık 1944 yılı geldiğinden ve silah çok üst düzey kalite çelik istediğinden yüksek miktarlarda üretilemez. onun da muadili başka bir çelik alaşımı bulurlar ama o da yokluktan yeterli miktarda gelemez. alman ordusu wehrmacht ise o sırada tasarım olarak çok çok daha modern ve kullanışlı olan stg44 ürettirdiğinden fg42 tüfeğini ve ona ayrılan kaynakları falan da pek onaylamaz.
bu ikinciden de toplam 5000 tane üretilebilir. nihayetinde fg42 savaşın seyri üzerinde etkisiz ancak mühendislik ve tasarım olarak unutulmaz bir eser olarak tarihte yerini alır. almanlar bununla normandiya ve italya'da savaş verirler:
otto skorzeny ise mussolini'yi gran sasso'dan kurtarırken askerlerine fg42 tüfeğini seçmiştir:
teknik olarak incelersek fg42 gaz geri tepmeli bir otomatik tüfektir
dizayn taleplerinin en hayvanı olan kapalı mekanizmadan tek tek atışlar ile açık mekanizmadan seri atışlara olan geçişin çok zarif bir şekilde sağlanmıştır. açık mekanizma nedir derseniz de, kurma kolu ve mekanizma tamamen geride takılı olarak duruyor, tetiğe basıldığı anda bunlar yerlerinden zıplayarak şarjörden bir mermi alıyor, namluya yerleştiriyor atıyor ve silahı tekrar kuruyor. kapalı pozisyonda kalmayarak da silahın ısınmasına mani oluyor. tek tek atışlarda ise ısınma problem olmadığından silah farklı bir angajman uygulayarak kapalı mekanizmadan daha isabetli atış yapabiliyor. bu ikisini aynı anda yapabilen başka bir tasarım yoktur (bildiğim kadarıyla). louis stange bunu gaz portunu namlunun kundakla birleştiği yere koyarak çözmüştür.
günümüz silahlarında kalaşnikof ve m16'larda gaz namlunun en başından tedarik edilir. gaz port ve mekanizma arasında mesafe çok kısa olunca sistem çok yüksek basınç sağlamış, stange bu basıncın da mekanizmaya zarar vermemesi için fişek yatağını dört yerinden delmiş ve tüm basıncı boş kovanı tutan mandala iletmiştir. gaz basıncı da öyle yüksektir ki boş kovanı şişirerek silindir haline sokarak ejekte eder. ancak silah bu sayede de büyük basınç yükleri ve tutukluk yaşamaz. zamanının da çok ilerisinde bir dipçik yaylandırma sistemi sayesinde o hayvan mauser 7.92 mermisiyle ayakta seri atışlar yapmayı mümkün kılmıştır. bugünün teknolojisiyle karbonfiberlerle falan bile kolayca yapabileceğiniz bir şey değil. alman 1941'de yapmış.
bakınız ayakta gayet rahat seri atılıyor
silahın bir diğer pek bilinmeyen özelliği ise amerikalıların bunlara çok özel bir ilgi göstermiş olduğudur. alman bilim adamlarını, roket yapımcılarını, jet uçaklarını toplayıp amerika'ya transfer eden amerikalılar fg42'den çok hoşlanacak, konseptin üzerine de bir koskoca departman ayıracak ve bu silahın şeritle mayonla beslenen bir makineli tüfek haline getirilmesi emrini vereceklerdir. vietnam savaşının meşhur m60 makineli tüfeği de ortaya böyle çıkacaktır. bugün hala da kullanılmaktadır.
sonra filmlerde büyük filozof ve düşünür john rambo'nun meskün mahalde şerifin ofisine bu silahla giriştiğini gördüğünüzde işte bir saniye durup o imkansız sistemi saat gibi dizayn eden alman mühendisi de hatırlayın. hakkı kalmasın.