Agatha Christie'nin Hayatı Özetleyen Sözü: Dünya Kötü Şeyler Yapan İyi İnsanlarla Dolu
"dünya kötü şeyler yapan iyi insanlarla dolu", agatha christie'nin kurgu karakteri meşhur dedektif hercule poirot'nun tespiti. insanlık tarihi ve dünya tarihinin tek cümlelik mükemmel bir özetidir.
dünyanın tarihi boyunca bitmek bilmeyen, ve insanlar var oldukça asla bitmeyecek acıların, kıyımların, savaşların, cinayetlerin, tecavüzlerin, göz yaşı ve çaresizliklerin sebebini bundan daha mükemmel şekilde açıklanabilir miydi bilmiyorum.
çünkü herkes kendine göre iyi, yaptıklarının kendilerine göre haklı sebepleri var. en azılı katiller de, en yüzsüz hırsızlar da, en acımasız diktatörler de kendinin iyi bir insan olduğunu düşündü tarih boyunca. bir şey yapıyorlarsa "haklı bir sebebi" vardı elbette.
dünya tarihinde "şeytana uyup" nice canlar alındı, nice kadınlar katledildi kanlarıyla "namus temizlemek" için, nice ilaç ve tedavi paraları dolandırıldı "zor durumdaki" insanlar tarafından, kim bilir kaç kez gasp edildi küçücük çocuklarına ekmek götürenlerin son kuruşu "sadece karnı aç olan gariban kader kurbanları" tarafından. kimi zaman engizisyon mahkemelerinde "kötülükle mücadele etmek için" akla hayale gelmeyecek yeni işkence türleri icat etti "tertemiz ruhlu iyi insanlar", kimi zaman işgal ettikleri ülkelerdeki kadın ve çocuklara sistematik olarak tecavüz etti "savaşın stresi yüzünden ne yaptığını bilmeyen" büyük büyük ülkelerin parlak üniformalı askerleri, kimi zaman on milyonlarca genç dünya savaşı siperlerinde cansız yere düştü "kötülüğe karşı mücadele eden" politikacıların korunaklı konutlarından verdikleri kararlarla. "kutsal dava"ları için nice hayatlar yok etti "yüce ruhlu dava adamları". "bir anlık öfke" ile nice canlara kıydı "aslında iyi biri olup asla öyle bir şey yapamayacak" tipler. kaç firma "insanlara daha iyi ürünler sunabilmek için" katletti doğayı, kaç delik açıldı dünyanın kalbine "değerli madenlere ihtiyaç olduğundan". laboratuarlarda kaç hayvan akıl almaz acılara maruz bırakılarak dilsiz isyanlarını haykıramadan öldürüldü "kadınların ciltlerinin hiç olmadığı kadar parlak" olması için "fedakarca çalışan bilim insanları" tarafından.
hep bir "haklı sebep" vardır. birbiriyle savaşan iki ülkeye sorsanız ikisi de kendilerinin iyi düşmanlarının kötü olduğunu söyler, "haklı sebep"lerini sıraladıkça sıralar. iki kişi kavga ediyorsa ikisi de kendini haklı ve iyi karşısındaki haksız ve kötü görür.
kimse de demez ki "hepimiz iyiysek dünya neden bu kadar kötü?". karşısındaki "kötü"yü ortadan kaldırınca dünyanın cennet olacağını düşünür. kendisinin de birilerine kötülüğü dokunmuş olabileceğini, birilerine göre "kötü" olabileceğini aklına getiremez.
halbuki bir "kötülüğü" ortadan kaldırmak için insanı sınırları aştığında, başarılı olunsa bile ortada hala bir kötülük ve kötü kaldığını, bu kötülüğün de kendisi olduğunu idrak edemez "iyi" insanlar.
kısacası bir gezegen dolusu maho (bkz: banker bilo) aklına esen her şeyi yapar da yine kendini haklı görür. "yaptım, yaptım ama hele bi sor niye yaptım" diye sebeplerini sıralar. üstelik bu sebeplere o kadar sorgulanamaz şekilde kendini inandırmıştır ki gözlerinde "tereddütsüz haklı" bakışları görebilirsiniz.
yani yarın bir gün uzaylılar dünyaya gelip "oğlum hem gezegeninize hem de birbirinize niye bunları yaptınız kavat bacanaklar?" dese "yaptık, yaptık ama hele bir sor niye yaptık?" diyerek ne kadar haklı sebeplerle yaptıklarını, aslında ne kadar iyi bir insan olduklarını anlatacak bir gezegen dolusu insan var. hatta bu inanmışlıkla uzaylıları bile "bu kuşkusuz haklı sebebe" ikna edebilirler.
kısacası insanoğlu var oldukça kötülük hiç bitmeyecek.
tabii ki sizi hariç tutuyorum. ben sizin yüreğinizin güzelliğini biliyorum canııııım, neler neler yaşadınız da bir gık bile demediniz, kimseye bir kötülüğünüz dokunmadı, ne kadar iyi bir insan olduğunuzu bilen biliyor.
ben mi? ben zaten melek gibi adamım, hiç kimseye bir kötülük yapmamışımdır. ha yapmışsam da, "yaptım, yaptım ama hele bir sor niye yaptım".