ABD'yi Sarsan Ukrayna Göçmeni Iryna Zarutska Cinayetinin Düşündürdüğü Şeyler

22 Ağustos'ta Charlotte, Kuzey Carolina, ABD'de Ukraynalı göçmen Iryna Zarutska, iş çıkışı metroda, arka koltukta oturan DeCarlos Brown tarafından katledildi. Basına biraz geç çıkan bu haberin insanlarda yarattığı duyguları derledik.

zarutska'nın, çaresizliğin, kimsesizliğin ızdırabını iliklerine kadar hissederek kırgın bakışlarıyla bu dünyadan kayıp gitmesi aklımdan çıkmıyor

en çok da yan tarafında oturan kırmızı tişörtlü domuza attığı, "gerçekten yardım etmeyecek mi?" bakışını hiç unutmayacağım. eder mi be kızcağız? katil kendi klanından biri ve az sonra eve gidip mikrodalgada ısıttığı yemeğini yumuk parmaklarıyla ağzına sokarken bu vahşeti birine telefonda "gurll, hommie got da white shit fo’ real, i'ma shockeddd" diye anlatacak. katılsanız da katılmasanız da gerçek bu.

bunlar birkaç sene evvel torbacının biri öldü diye ortalığı yakıp yıktı, o bahaneyle dükkan mağaza camı indirip güzel bi yağma da yaptı, cukkasına baktı. bunların yağmacılığı arsızlığı kabak gibi belli olmasın diye kamala belli bir meblağ altındaki hırsızlığın suç sayılmaması için kıçını yırtıyordu en son. ama gerçek, temmuz güneşi gibi tepede; yüzyıllarca bunları ezen sömüren kodaman, patron, ağa, toprak sahibi şimdi bu grubu kendi halinde yaşayan, çalışan orta sınıfa musallat edip, "hadi size yapılanların acısını bu insanlardan çıkarın, ben kafamı öteye çevirdim bile" diyerek günah çıkarma seanslarına başladı. dünyanın her yerinde birileri günah çıkaracak, sevimlileşecek diye alt kültür şımarıklığı, vandallığı arşa çıkarıldı. yaşamını idame ettirmeye çalışırken çocuk büyüten, düzgün bir insan olmaya çabalayan herkesin ağzına sıçılıyor.

beklediğim bir şeydi ve geldi; katil decarlos brown için hemen akıl hastalığı kartı oynanmaya başlamış. zaten böyleleri ya akıl hastasıdır, ya suça sürüklenmiştir, ya merkür retrosundan etkilenmiştir, lolll. bahaneler hiç şaşmaz fakat velev ki akıl hastası; bu neyi değiştirir? akıl hastalığının müsebbibi öldürülen kızcağız mı? sağlıklı birey sağlığından bir fazlalıkmış gibi utanıp neden deliye sonsuz hoşgörü ile yaklaşmalı? delinin sağlıklıyı katletmesinin hoşgörülebilir değil, deliden onu toplum içine salanına kadar topyekün cezalandırılma gerektiren bir şey. delilik ne zamandan beri açık havada tedavi edilmesi mümkün bir şey oldu da sokaklarda her an "şu bana yan baktı, demek ki suikastçi ve beni öldürmek istiyor" düşüncesine kapılarak boynumuza bıçağı takabilecek kapasitede insanlarla yan yana yürümeye mecbur bırakıldık biz? bu "ama akıl hastası o" arsızlığı öyle bir noktaya geldi ki philippe pinel bile keşke kilit altından çıkarmasaydım diye mezarında ters dönüyor. teşhisi ne olursa olsun, normal insan bir akıl hastasının her an ve çok ani gelişebilecek şiddet eğilimiyle yaşamak zorunda değil. yeter artık, delinizi kapatın.

şimdilerde tam tersi pompalansa da özellikle yaşı çok genç olan arkadaşlara bir iki şey söylemek istiyorum; sağlıklı bir insan olmak, sağlıklı ve sevgi dolu bir aileye mensup olmak, sınavlarda başarı kazanmak, meslek sahibi olmak, gerçek bir işin ucundan tutup hayatını idame ettirmek, bazı kişi ve gruplardan uzak durmak, herkesle kaynaşmayı reddetmek, sınırlarını korumak, hayır diyebilmek, utanılması gereken bir lütuf değil çocuklar. sınırınız net olsun, önyargılar dün geceden bu sabaha mı oluşmuş bi durup düşünün. kabul görmek, linçlenmemek, yaftalanmamak, övülmek için kendi aklınıza, içgüdülerinize ve kişiliğinize ters gelen hiçbir şeyi istençsizce kabul etmeyin. buna mecbur değilsiniz. kabul görmek isteği önce kişiliğinizi ve kim bilir bir gün bedeninizi öldürür. bırakın linçlesinler, size ne? üç gün linçler beş gün sonra nefret kusacakları başka birine koşarlar. keşke iryna da abd'ye gelirken duyduklarını tamamen gözardı etmeseydi de biz onu ölümüyle değil, x'te libtard hesapların paylaşacağı "beyaz göçmen kız siyahi yoğunluğunu görünce vagona binmekten vazgeçiyor!!!" videolarında peronda sessizce ve sağ salim uzaklaşırken tanısaydık.

dr. todd grande, metrodaki güvenlik önlemlerinin eksikliğinden ve şizofreni gibi bir hastalığın abd'de yeterince ciddiye alınmadığından söz ediyor

Todd Grande: YouTube kanalında psikolojik analizler yapan popüler bir psikiyatrist.

abd medyası, bu haberi ırkçılığı tetikleyeceğini düşündüğünden pek vermemiş. bizde bile ırkçılığı tetiklemiş, baksanıza. ki bizde siyah-beyaz muhabbeti bile yok. mesela ben de ülkemde suriyeli, afgan, pakistanlı istemiyorum ve böyle erkekleri tehlikeli olarak görüyorum. ama bu herifler o milletten oldukları için değil, din bataklığında doğru dürüst eğitilmeden, insan gibi yetiştirilmeden, ağır bir yoksulluk, cehalet, şiddet sarmalında ve emperyalizm tarafından sömürüle sömürüle büyüdüğü için tehlikeli oluyor. mesela afganistan dediğin ülkeyi yüzyıllardır sömürmeyen ülke kalmadı. savaşın ve yoksulluğun hiç bitmedigi coğrafyada sen bu adamlardan aristokrat mı çıkaracaksın? zencilerin suç oranının yüksekliği ırksal değil, sınıfsaldır. amerikan kapitalizmi, pis amerikan kültürü ve sosyal devlet anlayışının olmayışı abd'deki suç oranının yüksekliğinin temel nedenidir. hesabı, o boku yiyenlere keseceksin. 2. dünya savaşından sonra 22 milyon sivil öldüren abd'li yetkililer siyah mı, beyaz mı? dünyanın ...na koyan ingilizler siyah mıydı? israilliler siyah mı? insanlığın düşmanı emperyalizm ve kapitalizmdir. her ikisi de hem bireysel, hem kitlesel olarak cinayetlere ön ayak olur. sonuçları da hep insanlığın zararınadır.

mesela yok yere, yine hiçbir provokasyon olmadan onlarca kadını öldüren ted bundy ya da yüzlerce kadını öldüren gary ridgway de mi siyahtı? ruh hastalığı ya da suça eğilim, bozuk ailelerden, istismardan, eğitimsizlikten ve yoksulluktan çıkar. daha yoksul ve yoksun büyüyen ırkların ve milletlerin sorunu siyasal bir sorundur, ırksal değil. bu cinayeti işleyen piç de öyle bir aileden çıkmış çünkü zenciler genelde öyle ailelerde yetişiyor. zenci oldukları için değil; fakir, eğitimsiz ve denetimsiz oldukları için suç işliyorlar. sorun temelde siyasal ve ekonomik. bir de herif şizofren. sanrılar görüyor. 14 suç kaydı var ve şiddete meyilli. bu herifi dışarıda tutan sorumlulara kesin hesabı. yanlış sebeplere odaklanırsanız, gerçek suçlular cezasını çekmez ve adalet yerini bulmaz. (bkz: just mercy) bu herifin dışarıda olmasına neden olanlar da en az bunun kadar katil. gencecik bir kız öldü gitti ya.

o kadar büyük bir trajedi ki bu. düşünün: 23 yaşındasınız, hayalleriniz ve yaşanacak uzun yıllarınız var. fakat şizofreniyi yeterince ciddiye almayan vasıfsız sorumlular yüzünden dışarıda her an patlamaya hazır bir bomba dolanıyor. siz de abd'nin başlattığı bir savaş yüzünden abd'ye göçmüşsünüz. sonra siz daha metroya girmeden önce sanrılar gören bir manyak tarafından canınız çalınıyor. bu kızın ölümle yüzleşmek zorunda kalması o kadar acı ki... insanı hıçkıra hıçkıra ağlatacak bir dehşet. durup dururken, hiçbir şey yokken ve sırf birileri işini düzgün yapmadığı için hiç yaşlanamayacak ya da çocuk sahibi olamayacaksınız. belki hiç aşk yaşamadınız ve sizden bu hak bile çalındı. yok yere...

bunların aynısını ahmet minguzzi için de düşünmüştüm ve kahrolmuştum. bir insan hiç de kolay yetişmiyor. insanların şu dünyada yaşanacak tek bir hayatı var. bunu çalmak ne demek ya? biz niye bu olayları kabulleniyoruz? tek bir kişi bile bir daha cinayete kurban gitmesin diye niye devrim gibi düzenlemeler yapmıyoruz? herkes sırasını bekliyor herhalde. boşuna susma sustukça sıra sana gelecek denmiyor.

dr. todd grande'nin yorumu


"ortada sistemsel bir başarısızlık var"

ağır mental sorunları olan, muhtemel uyuşturucu müptezeli, bir sürü suç kaydı olan bir hasta bir insanı öldürdüğü zaman suçu öldürende arayıp ağzına geleni saymak gerçekten çok anlamsız geliyor bana. ağır hasta bir insan sizin ona ne sövdüğünüzden anlar ne de bu tip şeylerle caydırılır. konuyu woke'luk, ırkçılık, zenciler bağlamında ele almak zaten apayrı bir saçmalık.

insanların bu kadar sığ olmasını hala çözebilmiş değilim. ortada sistemsel bir başarısızlık var. suçu zencilere woke'lara atınca ne elde ediyorsunuz olm? ne yapalım gidip afrika kıtasına gördüğümüz afrikalıyı vuralım mı?

kız ülkesi savaşa girdiği için yurdunu bırakıp gelmiş. eleman muhtemelen yıkık dökük bir mahalleye uyuştucular içinde doğmuş ve akıl hastalıklarıyla bu güne kadar gelmiş. bu saatten sonra bu adama yaptığından dolayı atar yapsan ne yazar? arkadaşlar, mental sorunları olan insanlarda empati, suçluluk duygusu vs gibi şeyler zaten düzgün işlemez. bunları "ceza"landıramazsın. bunların klasmanı ayrı zaten. ama toplum woke moke vahşi zenciler diye ayrışmaya bayılıyor, bu işten haz alıyor.