ABD'nin "Terör Örgütü" Olarak Tanıdığı İran Devrim Muhafızları Tam Olarak Nedir?
devrim muhafızları, iran’da kısaca pasdaran olarak bilinirler
farsça tam adı “sipah-i pasdaran-ı inkilab-ı islami” olan devrim muhafızları, iran islam cumhuriyeti anayasası’na göre, cumhurbaşkanlığı ve bakanlar kurulu ile birlikte yürütme gücüne sahip bir kurumdur. ordu ile birlikte bu gücü paylaşır ve hava, deniz kuvvetleriyle adeta ikinci bir ordudur. yani iran silahlı kuvvetleri devrim muhafızları ve düzenli ordudan oluşur. iki ayrı kol olarak genelkurmay’a bağlıdırlar. ordunun ve devrim muhafızları’nın komutanları dini lider tarafından atanır ve sadece ona karşı sorumludurlar. devrim muhafızları, 1979 devrimiyle birlikte, bir devrim klasiği olarak, ülkeyi, rejimi ve devrim kurumlarını korumak; devrim ideolojisini yaygınlaştırmak için amacıyla kurulmuştur.
devrim muhafızları başta içişleri ve istihbarat örgütü savama olmak üzere çeşitli yapılar üzerinde etkili olmaktadır. besicler yani gönüllü birlikler de devrim muhafızları’na bağlıdır. özellikle iran-ırak savaşı’ndan sonra iyice güçlerini ve kontrollerini arttırdılar ve kara, hava, deniz kuvvetlerine sahip oldular.
Savama: İran İslam Cumhuriyeti İstihbarat Bakanlığı
devrim muhafızları, gücünü biraz da iran devlet yapısındaki zaaflardan almaktadır
iran devlet bürokrasisi, demokratik kurumlar ve teolojik kurumların birlikteliğinden oluşur, her iki yapı da anayasaldır ve fakat egemenliklerinin kaynağı farklı olduğu için çatışırlar ve zaaf meydana gelir. bu da devrim muhafızları gibi kaynağını dini liderden alan kurumların fiilen gücüne güç katar. örneğin adalet bakanlığı’nın yanında “inkılap mahkemeleri” vardır. dışişleri bakanlığı dünya ile ilişki kurmaya çalışırken, “dış tebligat komitesi” mollalara bağlı bir kurum olarak mütemadiyen dünyaya mesaj yollar. içişleri bakanlığı polis teşkilatıyla asayişi sağlamaya çalışırken, mollalara ve devrim muhafızları’na bağlı besicler de asayişe müdahale ederler. iran ordusu’nın yanında bir de işte en az onun kadar etkili pastaran – devrim muhafızları vardır.
bütün bu dualite, son tahlilde devlet başkanına yani seçilmiş olan değil de dini lidere yani atanmış olana bağlı kurumların kamusal alandaki üstünlüğüne yol açar.