ABD'de Köleliğin 1960'lara Kadar Gayriresmi Olarak Devam Etmesine Neden Olan Yasa

Amerikan İç Savaşı ile birlikte köleliğin 1865'te sona erdiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İzahı mümkün olmayan bir yasal boşluk sonucunda, kölelik uzun bir süre daha devam etmiş dönemin Amerika'sında.
ABD'de Köleliğin 1960'lara Kadar Gayriresmi Olarak Devam Etmesine Neden Olan Yasa

tarih kitaplarına göre abd'nin güney eyaletlerinde uygulanan kölelik kağıt üzerinde 1865'te biten iç savaşla son bulmuştur ama gerçekte 1960'lara kadar yani neredeyse 100 sene daha devam etmiştir.

önce köleliği yasaklayan anayasa maddesine bakalım: "neither slavery nor involuntary servitude, except as a punishment for crime whereof the party shall have been duly convicted, shall exist within the united states, or any place subject to their jurisdiction."

bu anayasa maddesi amerika'daki tüm eyaletlerde köleliği veya bir insanın zorla çalıştırılmasını yasaklıyor ama bir istisna sunuyor. suça ceza olarak verilen kölelik. işte güney eyaletleri iç savaştan sonraki yıllarda bu istisnayı sonuna kadar sömüreceklerdi. western filmlerini izleyenler, bu filmlerde hapishanelerdeki suçluların zincirlenip demiryolu inşaatında veya diğer ağır işlerde çalıştırıldığı sahneleri az çok bilirler. bu uygulama aslında sanıldığı kadar masum değildi.

ilk olarak kölelik kalkar kalkmaz alabama, georgia, mississippi gibi eskiden köleliğin yasal olduğu birçok eyalette, suç ceza kanununda yapılan değişikliklerle birçok suça çalışma cezası getirildi. üstelik bunun için yargılanmanın bitip suçun sabit görülmesine gerek duyulmamıştı. polis tarafından şüpheli olarak görülüp göz altına alınmanız bunun için yeterliydi. hapishanelere kapatılan suçlular çeşitli şirketlere para karşılığı kiralanarak ağır şartlar altında, günde 15-16 saat, yağmur-çamur demeden, her türlü şart altında, bazen aç-susuz çalışmaya zorlanıyordu. çalışmayı kabul etmeyen veya belli bir üretim kotasının altına düşen suçlular kırbaçlanıyor, işkenceye tabi tutuluyor, aç bırakılıyor veya çeşitli disiplin cezalarına vuruluyordu.


dahası, orijinal hapis cezası 6 ay olan bir suçlu çeşitli disiplin cezaları ve bahanelerle 5-6 sene hapiste tutulabiliyor ve bu süreçte köle olarak çalıştırılabiliyordu. polisler sokaklarda başıboş gezen zencileri çeşitli bahanelerle topluyordu ve onlara çeşitli suçlar isnat ederek hapse atıyordu. bundan sonraki aylar boyunca o kişiler suçsuz olduklarını kanıtlayana kadar zaten defalarca disiplin cezası almış oluyorlardı. gece sokakta başıboş gezmek bile tutuklanıp hapse atılmaya ve aylarca kölelik şartları altında zorla çalıştırılmaya yeterliydi.

çalışma şartları aynı dönemde sovyetlerdeki gulag kamplarını andırıyordu ve kamplarda ölenlerin oranı yine gulag kamplarıyla yarışan seviyedeydi. mahkumlar kendi aralarında 6 yıldan fazla ceza alan arkadaşlarına "sana idam vermişler" diyordu çünkü ortalamada ağır şartlar altında 6 yıl çalışanlardan çok azı hayatta kalabiliyordu. bazı mahkumlar çalışma şartlarının kölelik zamanından bile ağır olduğunu söylüyordu ve intihar oranları oldukça yüksekti. bazı mahkumlar sırf ağır şartlar altında çalıştırılmamak için kollarını, bacaklarını kesiyordu veya kendilerini sakat bırakmaya çalışıyordu.

bazı cezaevleri, masrafları o kadar kısmıştı ki gardiyan ve cezaevi çalışanlarına para vermemek için bu işi de mahkumlar içinde güvendikleri kişilere yaptırmaya başladılar. her koğuşta o koğuştan sorumlu olan 2-3 mahkum seçilmişti ve bu mahkumlar diğer mahkumları disipline edip köle gibi çalışmalarını sağlamakla yükümlüydü. bu uygulama bazı eyaletlerde 1960'lara kadar devam etti. "garibanın garibana yaptığı zulmü kimse yapmaz" derler. gerçekten de bu dönemde mahkumlar arasından seçilen bu görevliler diğer mahkumlara kan kusturmuşlar ve bunun karşılığında kendi özgürlüklerini kazanmışlar. bu dönem için anlatılan bazı hikayeler insanın kanını donduracak derecede korkunçtur.

birçok eyalette 1960'lara kadar tarlada çalışmak istemeyen veya işini aksatan mahkumların kırbaçlama, aç bırakma, tabuta kilitleme gibi cezalara tabi tutulması yasaldı. gardiyanlar çalışmak istemeyen mahkumları aç bırakıp bayıltıncaya kadar kırbaçlıyordu. bu dönemde kölelik devrini bile aratacak kadar ağır şartlar mevcuttu, zira kölelik döneminde köle sahipleri kölelerini sermaye olarak görüyordu ve en azından sermayelerine zarar gelmemesi için can güvenliklerini sağlamaya çalışıyordu çünkü kölelerin fiyatı oldukça yüksekti (sağlıklı ve güçlü bir köle bugünkü sıfır bir araba parasına gidiyordu, fazladan yeteneği veya zanaati olan kölelerin fiyatı daha da yüksekti). hapishanelerde böyle bir durum yoktu. ölen mahkumlar her zaman yenileriyle değiştirilebilirdi. birçok hapishanede hafif suçlardan 2-3 yıl ceza alan mahkumların cesedi çıkıyordu. mahkum sayısı azalmaya başladığında da mevcut suçların cezası arttırılacaktı ve yakalanan mahkumların içeride daha uzun süre kalması sağlanacaktı. polis zencilerin çoğunlukta olduğu muhitlerde adeta bir köle avcısı gibi devriye geziyor, en ufak bir şüphede kolundan tuttuğunu hapse götürüyor ve çoğu zaman getirdiği mahkum başına komisyon alıyordu.


birçok cezaevinin kendi ürettiği ürünleri sattığı marketleri vardı ve mahkumların çalıştığı fabrikalarda üretilen ürünler piyasadaki ürünlere göre çok daha ucuzdu. bu yüzden halk ucuzluk için buralardan alışveriş ediyordu. bu da sermaye sahiplerini ve bölge esnafını isyana sevketti çünkü kendi işleri hiç iyi gitmiyordu. zaten cezaevlerindeki kölelik şartlarının düzeltilmesi de bu şekilde başladı.

1940'lardan itibaren esnafın kar marjını korumak için cezaevlerinin üretip piyasaya sürebileceği ürünlere sınırlandırma getirildi. böylece cezaevlerinin ucuz köle işgücüyle piyasaya ucuz ürün sürmesinin önüne geçilmişti. daha sonra kanunlarda bazı iyileştirmeler yapıldı ve çalışmak istemeyen mahkumların aç bırakılması ve işkenceye tabi tutulması aşamalar halinde yasaklandı. en son florida'da beyaz bir mahkumun çalışmayı reddetmesi sonrası öldürülünceye kadar işkenceden geçirilmesi bardağı taşıran son damla oldu. artık cezaevlerinde reform yapma zamanı gelmişti. cezaevlerinde yüzlerce zenci mahkum işkenceler altında veya ağır çalışma şartları altında yaşamını yitirirken bir şey olmamıştı ama bir beyaz mahkumun ölümü bardağı taşırmaya yetmişti...

kaynak

Atiye Dizisi Üzerinden Kendini Aramak Üzerine Yola Çıkanlara Tavsiyeler

Amerika Birleşik Devletleri'nde Köleliğin Tarihçesi