ABD Tarihinin Az Bilinen Gizli Kahramanı Florence Finch’in Casusluk Hikayesi

Florence Finch, Japon işgali altındaki Filipinler’de Amerikan ve Filipinli direnişçilere gizlice yardım ederek hayatını riske atan bir casus.
ABD Tarihinin Az Bilinen Gizli Kahramanı Florence Finch’in Casusluk Hikayesi

abd tarihinde adı çok bilinmeyen ama james bond’u bile çırak çıkaracak bir kadından bahsedeceğim: florence ebersole smith finch. adı uzun, hikayesi daha da uzun ama kendisi az bilinen bir efsane.

kendisi 1915 yılında filipinler’de doğuyor. annesi filipinli, babası amerikalı. dolayısıyla hem filipinli gibi davranabiliyor, hem de gerektiğinde “ben amerikan vatandaşıyım” diyerek ülkede artistlik kasabiliyor.

gençliğinde manila'da istihbarat sekreterliği yapıyor. ama öyle word’de tab yapıp geçmek gibi değil bu. abd donanmasında istihbaratla ilgili binlerce belgeyle ilgileniyor, dolayısıyla hiç boş biri değil.

pearl harbour sonrası 1941’de japonlar filipinler’i işgal ediyor. amerikalılar patır patır esir alınıyor. florence’ın eşi charles smith, o sıralarda bir denizci. adam esir düşüyor ve japon kampında hayatını kaybediyor. işte bu sebepten dolayı florence filmlere konu olacak kadar büyük bir intikam hırsı ile doluyor.

romalılar bakın, burada çoğu kişi “vay be dramatikmiş” diyebilir ama asıl bomba bundan sonra başlıyor.

japonlar filipinler’i yönetirken florence, yeri gelince ben amerikalıyım, yeri gelince de flipinliyim çekiyor. istemediği tarafını saklıyor ve kendini kamufle ediyor. belgelerle oynayarak soyadını kocasının soyadı olan smith'den finch'e geçiriyor. japon ofislerinde çevirmenlik ve sekreterlik yapmaya başlıyor. burada nazik, saygılı, hanım hanımcık bir kadın profili çiziyor. japonlar da “ne kadar ciddi ve uyumlu bu kız” diyorlar.

tabii bizim florence, japon belgelerinden gizli bilgiler sızdırıyor, amerikalılara ve filipinli direnişçilere yardım ediyor, tutsakların kaçmasına yardım ediyor, hatta bir ara benzin bile kaçırıyor. düşünsenize: bu kızın eline normalde 5 litre benzin versen “aman dökülmesin” diye tutarsın. florence bu benzini japonlara rağmen çatır çatır kaçırıyor. bir noktada "benzin kaçırmak" onun için "sigara kaçırmak" kadar sıradan oluyor.

öyle sinsice çalışıyor ki japonlar yıllarca kadının ne yaptığını anlamıyor. ama her casusun bir “eyvah yakalandım” anı vardır. florence da 1944 yılında japonlar tarafından tutuklanıyor. düşün, 3 sene boyunca düşmanın kalbinde ajanlık yapmışsın ve yakalanıyorsun.

tabii japonlar onu fena işkenceye çekiyor. ama florence “konuşursam birey değilim” kafasında. işkenceye rağmen tek kelime etmiyor. kadın chuck norris gibi.

1945’te macarthur söz verdiği gibi filipinler’i japonlardan geri alıyor. florence işkenceden perişan halde ama hayatta. ama hikaye burada bitmiyor, çünkü kadın “ben ülkeye döneyim, biraz dinlenirim artık” demiyor. abd’ye dönüyor, tekrar askere yazılıyor. evet evet, tekrar. abd sahil güvenliği'nde memur olarak çalışıyor. çünkü hala ülkesine hizmet etmek istiyor. kendisine de "abla biraz çay iç, kek ye" falan diyen yok.

abd hükümeti, florence’a “medal of freedom” ödülünü veriyor. bu ödül sıradan bir şey değil. ikinci dünya savaşı sırasında bu ödülü alan ilk kadın oluyor.

yetmiyor, sahil güvenliği de kendisine ödüller veriyor. ama florence ne yapıyor? birkaç röportaj dışında ortadan kayboluyor. yani kahramanlık hikayelerini anlatıp, zamanının influencerı olabilirdi, casus dizilerinin danışmanı olabilirdi, ama “yaptım oldu” deyip sessizce yaşıyor.

florence, 2016 yılında 101 yaşında hayatını kaybediyor ve cenazesi askeri törenle defnediliyor. mezar taşında sadece adı değil, unvanı da yazıyor: "florence finch — coast guard, world war ii hero"

düşünün, 101 yaşına kadar yaşamış, savaş görmüş, casusluk yapmış, tutsak olmuş, tekrar devlet memuru olmuş bir kadın var karşında.

bu kadıncağızın amerika’da bile adı fazla bilinmiyor. çünkü florence finch kendini pazarlamayı hiç istememiştir. bir gün bile “ben kahramanım” dememiştir. başka biri aynı hikâyeyi yaşasa, en az 4 netflix belgeseli, 3 podcast serisi, 1 tiktok dansı çıkarırdı.

ama florence finch, olabilecek en sade kahramanlardan biri.