90'lardan İtibaren Atağa Kalkan Güney Kore Sinemasının En İyi Korku Filmleri
son yirmi sene içerisinde pek çok türde harika filmler çıkaran koreliler, korku sinemasına da bu süre zarfında harika filmler armağan etti. genelde insan faktörünü korkunun merkezine koysalar da; korku türünün birçok öğesine kore sinemasında denk gelmeniz mümkün. kore sinemasının en büyük avantajı ellerinde güçlü senaryo yazarlarının olması. söz konusu senaryo yazarlarının yaratıcı tarafları oldukça yüksek; yazarlar, kaleme aldıkları türe fazlasıyla hâkim ve en önemlisi yerel fikirlerini evrensel öğelerle birleştirebiliyorlar. korku sinemasında da kullandıkları formül benzer ve başarı oranları bu sebeple çok yüksek. bizim sinema tarihimiz onlardan daha eski olmasına rağmen dünya standartlarında henüz bir korku filmimiz ne yazık ki yok. koreliler ise çektikleri filmlerle korku türüne yön vermeye bile başladılar. sermaye birikimini böylesine yaratıcı alanlara aktarabilirseniz başarabilecekleriniz işte kore örneği ile gözler önünde duruyor. filmlere geçmeden önce güney kore korku sinemasını birkaç kelimeyle özetlemek istiyorum: korku türüne sadık, yeniliğe açık ve oldukça cesur…
whispering corridors (1998)
listedeki 2000'ler öncesi tek film. aslında beş filmlik uzun bir seri... serinin beşinci filmi dışında diğer filmlerini de seyrettim. serinin ilk filmine nazaran devam filmleri daha iyi aslında. modern zaman korku filmleriyle kıyaslandığında zayıf kalan; ancak izlenmeyi hak eden, lise koridorlarında geçen, nostaljik bir hayalet hikayesi…
a tale of two sisters (2003)
dramatik yönü kuvvetli, gizem öğesini sonuna kadar elinden bırakmayan bir gerilim efsanesi… filmin tüm dünyada yakaladığı başarıdan sonra amerikalılar, filme karşı koyamadılar ve filmi yeniden çektiler. elbette yeniden çekimi orijinalin yanına bile yaklaşamadı. kore korku sinemasına başlamak için müthiş bir başlangıç filmi. bundan elli yıl sonra, korku klasikleri arasında anılacak bir film.
three... extremes (2004)
çin, japonya ve güney kore ortak yapımı tam bir uzak doğu tarzı korku antolojisi… üç filmden oluşuyor. mantılı bölüm favorim olsa da, ahlaki açıdan ortaya attığı tezleri beğendiğim ve üçlemedeki en vahşi bölümü çeken chan-wook park’a olan saygımdan ötürü bu filmi güney kore sineması altında incelemeye karar verdim. park, yine kendisine has dokunuşlarıyla kırk dakika içerisinde bile döktürmeyi başarmış.
the host (2006)
koreliler her türde film çekmeye ant içmişler sanırım. sadece ant içmekle yetinmeyip bu türe bambaşka bir soluk getireceğiz de demişler. kore sinemasının en yaratıcı yönetmenlerinden joon-ho bong’un canavar türüne kendi imzasını attığı başka bir şaheseri. kendisi son filmi parasite (2019) ile oscar heykelciğini kore’ye götürmeyi başardı. 2006 yılında da canavar türünde bir şahesere imza atmıştı. ilk dakikasından son dakikasına kadar soluk soluğa izleyeceğiniz muazzam bir film.
hansel & gretel (2007)
hansel ile gretel’in korku dolu hikâyelerini hepimiz küçükken en azından bir kere olsun okumuşuzdur. bu film de korku dolu masalın kore versiyonu. fakat masalı birebir takip etmeyi tercih etmeyip masala kendilerince farklı bir yorum getirmişler. filmin ilk yarım saati müthiş bir gerilim içerse de film, sonlara doğru sıkmaya başlıyor. zaten listedeki en az beğendiğim film bu oldu. fakat filmin sonlarında vermeye çalıştığı mesajı beğenenlerin de olduğunu düşünerek filmi listeye eklemeye karar verdim. filmin sonlarındaki bana göre gereksiz duran dramatik yapıyı beğenirseniz filmi seveceğinize emin olabilirsiniz.
thirst (2009)
oldeuboi (2003) filmiyle adını tüm dünyaya duyuran, korelilerin dahi yönetmeni chan-wook park’ın vampir türüne bambaşka bir soluk getirdiği, türün klişelerini zekice kullandığı ve kendine has dokunuşlarını ihmal etmediği, ahlak kavramını sorgulatan bir korku şaheseri. hatta vampir filmleri arasında kesinlikle en iyi filmlerden biri diyebilirim kendisi için. komik, rahatsız edici ve heyecan verici…
i saw the devil (2010)
polisiye türüne yakın duran; ancak gerilim açısından değerlendirildiğinde bu türün şaheserlerini çıkaran ispanyollarla bile yarışabilecek düzeyde, vahşet seviyesi oldukça yüksek, etkileyici bir intikam soslu gerilim filmi. bu filmi listeye koymak konusunda emin değildim. sebebi ise korku olarak değerlendirip değerlendiremeyeceğime karar verememiştim. fakat bir korku filminde olması gereken tüm ögeler bu filmde mevcuttu. o yüzden bu muhteşem filmi son anda eklemeye karar verdim.
train to busan (2016)
her sene birkaç tane zombi temalı korku filmi vizyona giriyor. sayının az olmasının sebebi diğer korku türlerine göre zombi filmlerinin maliyetinin görece yüksek olması. makyajı olsun, çok sayıda figürana ihtiyaç duyulması olsun, zombilerin yol açtığı yıkımın resmedilmesi olsun, zombi filmleri ciddi bütçe gerektiren filmlerdir. sermaye birikimini yıllar önce halleden korelilerden de böylesi sağlam bütçeli ve kaliteli bir zombi filmi beklenirdi. zombi türüne yeni filmler eklemek artık çok zor dediğimiz bir dönemde bu film ilaç gibi geldi. özellikle tünel sahnesi için bile tüm övgüleri hak ediyor.
the wailing (2016)
korku türüne farklı bir dokunuş... yerel korku öğelerini evrensel korku klişeleriyle zekice harmanlayıp böyle kaliteli işler ortaya çıkarabilirsiniz işte. her izleyişinizde ayrı bir tat alacağınıza eminim. korku türünün birçok unsurunu bu filmde bulabilmeniz mümkün. aslında bu tarz bir karıştırma film için dezavantaj olabilecekken korelilerin elinde modern zaman şaheserine dönüşmüş. heyecanın bir an bile düşmediği gözünüzü ekrandan ayıramadan izleyeceğiniz fevkalade bir korku filmi.
gonjiam haunted asylum (2018)
gelelim son filmimize. buluntu film mantığıyla çekilmiş ortalama bir korku filmi. amerikan yapımı grave encounters (2011) filmini izleyenlere bu film hiç yabancı gelmeyecektir. zaten korelilerin çektiği aslında grave encounters filminin bir nevi yeniden çekilmiş hali. ben grave encounters filmini çok beğenmemiştim; fakat sevenleri çoktur. nedense kore yapımını daha çok tuttuğumu söyleyebilirim. bana göre amerikan yapımına göre daha korkutucuydu. özellikle son yarım saati bir korku severi fazlasıyla tatmin edecektir.