84 Yaşında Hala Film Çekmeye Devam Eden Harrison Ford'un Dev Kariyer Özeti
harrison ford... 13 temmuz 1942 doğumlu, amerikan sinemasının taş gibi aktörlerinden. öyle böyle değil, adam resmen hollywood'un temel taşlarından biri. “sinema ikonu” lafı boşa değil yani.
ilk figüranlık işine 1966'da the big steal (büyük soygun) gibi adı bile hatırlanmayan bir filmde bulaşmış ama asıl parlaması 70'lerin ortası. önce american graffiti (1973) ve the conversation (1974) gibi kült filmlerde takılıyor, sonra 1977'de star wars ile olay bambaşka bir seviyeye çıkıyor. han solo karakteriyle bir gecede dünya starı oldu desek yalan olmaz. yetmedi, bir de indiana jones'la ikinci kült karakteri yarattı. bu adam hem uzayda hem ormanda ikon oldu, öyle düşünün.
bilim kurgunun dibine vurduğu blade runner (1982) ve 2017'deki devam filmi blade runner 2049'da da rick deckard olarak karşımıza çıkıyor. ajan filmlerini sevenler için patriot games (1992) ve clear and present danger (1994) filmlerinde jack ryan'ı oynadığı da not düşülsün. çok yönlü herif.
kariyerinde bolca ödül var: afi yaşam boyu başarı ödülü, cecil b. demille ödülü, onursal césar, onursal altın palmiye falan ama en önemlisi 1985'te witness filmindeki dedektif rolüyle oscar adaylığı almışlığı da var.
90'lar ve 2000'lerde de boş durmamış; the fugitive (kaçak), air force one, what lies beneath, six days seven nights, k-19, cowboys & aliens gibi filmlerle “aksiyon yaş tanımaz” mottosunun vücut bulmuş hali oldu.
1997'de empire dergisi tarafından tüm zamanların en büyük film yıldızı seçildi. aynı dergiye göre en seksi 15. yıldız. people da 1998'de “yaşayan en seksi adam” seçmişti. hem karizma hem de cool'luk seviyesinde rakipsiz.
oyunculuğun dışında da ilginç bir adam: lisanslı pilot. wyoming'deki dağlarda kaybolan insanları kendi helikopteriyle kurtardığı falan var. ayrıca çevrecilik konusunda da aktif; conservation international'da yıllardır başkan yardımcısı olarak çalışıyor.
harrison ford'un hayatının erken dönemi ve gençliği
1942'nin 13 temmuz'unda illinois, chicago'da doğuyor. annesi dorothy nidelman radyo oyuncusu, babası christopher ford ise oyunculuk da yapan reklamcı ve yönetici. baba tarafından alman ve irlanda kökenli katolik, anne tarafından ise belaruslu aşkenazi yahudi ailesi. küçüklüğünde izciymiş, yani boy scouts of america'da takılmış.
okul yıllarında pek popüler değilmiş, maine east high school'da kızlar tarafından pasif ve başarısız bulunmuş. radyoda çalışmış, wmth-fm diye bir yer. liseyi 1960'ta bitirmiş. üniversite için wisconsin'deki ripon college'a gitmiş ama o dönem bir folk müzik grubuna (brothers gross) takılıp, kızlarla muhabbet için drama derslerine katılıyormuş. okuldan erken ayrılmış, eğitimini tamamlamadan şehri terk etmiş.
harrison ford'un sinema kariyerinin inişli çıkışlı yolculuğu ve ikonlaşması
1964'te los angeles'a gelip, columbia pictures'ın “genç yetenekler” programında küçük rollerle başladı, haftalık 150 dolar kazanıyordu. o dönem ilk eşi mary marquardt'la evlendi, sonra ilk sinema filmi dead heat on a merry-go-round'da rol aldı. devamında luv ve a time for killing gibi filmler geldi. bu arada ilk oğlu benjamin doğdu. universal studios'un çeşitli tv dizilerinde oynasa da sinema filmlerinde pek şansı yoktu, sıkılıp marangozluğa yöneldi; the doors konserlerinde bile çalıştı.
şans eseri george lucas evinin tamiri için çağırınca, harrison'ın yolu açıldı. american graffiti filminde rol aldı, bu da onu tekrar sinemaya döndürdü. 1974'te francis ford coppola ile the conversation'da başrollerden birini kaptı.
en çok sevdiği film the mosquito coast, en sevdiği karakter ise indiana jones.
önemli roller
bob falfa (american graffiti): lucas'la tanıştı, sonrasında star wars'a giden kapı açıldı.
han solo (star wars): aslında lucas, nick nolte, al pacino, christopher walken gibi isimleri düşünüyordu bu rol için ama harrison diyalogları alaycı okuyunca rolü kaptı. karakter o kadar tuttu ki devam filmlerinde de oynadı. hatta ikinci filmde karakterini öldürmek istedi ama lucas reddetti.
indiana jones: başta tom selleck seçilecekti ama magnum p.i. nedeniyle olamadı. spielberg rolü vermek istedi, lucas tereddüt etti ama sonunda harrison'a verdi. toplam 5 film çekti.
rick deckard (blade runner): gişede kötü başladı ama sonra kült oldu. harrison filmi karanlık buluyormuş.
dr. richard kimble (the fugitive): karısını öldürmekle suçlanan karakter. tommy lee jones da ona eşlik etti.
diğer işler: 1985'te witness ile oscar adayı oldu, working girl, frantic, k-19, presumed innocent, sabrina, gizli gerçekler gibi önemli filmlerde oynadı.
reddettiği roller de var: syriana (2004)'yı geri çevirdi, rolü alan george clooney ödül aldı. ayrıca trafik, şiddetin tarihçesi ve vatansever filmlerini de reddetti.
aşklar, kazalar ve kahramanlıklar
babası 1999'da, annesi ise 2004'te vefat etti. 1964'te mary marquardt ile evlendi, 1979'da yolları ayrıldı. 1983'te e.t. senaristi melissa mathison'la evlendi. mathison'un yazdığı kundun yüzünden tibet'e giriş yasağı yedi, burası ayrı dert. 1987'de üçüncü oğlu malcolm, 1990'da kızı georgia doğdu. sonra mathison'dan yüksek tazminatla ayrıldı. 2004'ten beri calista flockhart'la beraber, 2010'da evlendiler. wyoming'de kendi yaptığı çiftlikte takılıyorlar.
sinema kariyerinin başında geçirdiği kaza nedeniyle çenesinde yara izi, ayrıca takma diş takıyor (efsane detay). tam bir demokrat, bill clinton ile yakın arkadaşlığı var, abd'de silah kontrolünü destekliyor.
kahramanlık: 2000'de dağda susuz kalmak üzere olan 20 yaşındaki sarah george'u helikopteriyle kurtardı. 2001'de en zengin oyuncu olarak guinness'e girdi.
profesyonel arkeologlara yardım ediyor, çevrecilikte de aktif. hayvan koruma alanında prestijli indianapolis prize ödülünü aldı. boş zamanlarında ustabaşılık yaparak kafa dağıtıyor.
2015'te ise ii. dünya savaşı'ndan kalma tek pervaneli uçağıyla santa monica havaalanı'ndan kalktı, 1 km sonra golf sahasına düştü. ağır yaralandı ama hayati tehlikesi yoktu. kaza mekanik arızadan kaynaklandı.