6 Yıl Suudi Arabistan'da Yaşayan Bir Sözlük Yazarının Gözünden Ülkeye Genel Bakış
suudi arabistan, 6 yıl yaşadığım efsunlu memleket.
ülkenin garip bir havası var. yaşadığım şehir olan cidde ülkenin en kozmopolit şehri. yerli halkından çok yabancı yaşıyor. bundan dolayı da ülkenin genelinde hüküm süren şeriat tarzı yaşam şekli burda pek görülmüyor. yabancılar için yapılmış özel plajlarda kendi ülkenizdeki gibi rahatça hareket edebilirsiniz. suudi vatandaşları ve mutavva denilen din polisleri buralara giremiyor. compound adı verilen ve yine tamamen dış dünyaya kapalı, özel korunan villa tarzı sitelerde de yabancılar o sitenin sınırları dahilinde özgürce yaşayabiliyor. (sınır ve özgürlüğü aynı cümlede kullanmak abes belki ama bu ülke için değil!)
mutavvalar tam bir baş belası. kendilerine verilen yetkiye dayanarak sizi sınır dışı etme hakkına bile sahipler. namaz saatlerinde sizi çalışırken, yemek yerken, boş boş otururken görürlerse hiç şansınız yok. polis eşliğinde sizi kendi merkezlerine götürüp bir ton vaazdan sonra namaz kıldırıp ve tabi imzanızı alıp bir nevi fişleme sürecinden sonra keyiflerine göre sizi serbest bırakma veya nezarete atma seçenekleri var.
dünyada en fazla fuhuş yapılan ülkelerden biri. endonezya, filipinler, mısır, fas gibi ülkelerden hizmetçi, hemşire, çocuk bakıcısı sıfatıyla gelen kadınlar ek olarak fuhuş yapıyorlar. tabii ki yasak olduğu için tamamen amatör bir şekilde ve kişisel düzeyde yapılıyor. özellikle endonezyalı kızların büyük bir kısmı fuhuş yapıyor. şahsi kanaatim onlar da bu işten oldukça zevk alıyor ve yatacakları erkekleri seçiyorlar. bir süre sonra size aşık olup işler tersine dönmeye; onlar size para vermeye başlayabiliyor.
en büyük gelir kaynağı petrol. ancak bunun yanında hac turizmi ve ülkede çalışan yabancılardan alınan oturma-çalışma izni ve yenileme ücreti, yabancıların izin yapmak amacıyla kendi ülkelerine gidip gelmek için ödedikleri ücretler de hesaba katılınca çok ciddi rakamlar çıkıyor ortaya.
suudi halkı çok tembel. kolay kolay kendi işini yapan suudili yoktur. ya bir devlet dairesinde kıç büyütür, ya da oraya çalışmak için giden yabancıların sırtından kazanırlar. insan gücü gerektiren işleri zaten hindistan, bangladeş, pakistan gibi daha alt ülkelerden gelen insanlar karşılamakta. oraya kendi işini kurmak için giden türk, suriyeli, lübnanlı girişimciler ise bir suudi vatandaşının kefaleti ile bir işyeri kurabilir ve kurulan işyerinin tüm hakları suudili kefile aittir. size sormadan iş yerinizi kapatabilir, sizi sınır dışı edebilir veya pasaportunuza el koyup sizi o ülkede tutsak edebilir. genelde bu tür şeylere pek rastlanmaz çünkü zaten onun için siz altın yumurtlayan tavuksunuz. kazancınızın belli bir kısmını ona vermek zorundasınız. bu şekilde 3-4 tane iş yeri olan yabancıların kefaletini alan bir suudili hatırı sayılır bir parayı cukkalamakta. bu şekilde bir gelir kapısı oluşturulan vatandaş da petrolün %80'ini hortumlayan kraliyet ailesine isyanı aklına getirmemekte. win-win olayı...
temel gıda, benzin, elektrik çok ucuz. lüks tüketim ürünleri vergi olmadığı için zaten ucuz. aslında para biriktirmek için biçilmiş bir ülke. burdan çulsuz gidip milyoner olarak dönen çok. tabii kendi işini kuran türklerden bahsediyorum. restoran, berber, mobilya-koltuk işini genelde türkler üstlenmiş durumda. türklerin el işçiliğini, temizliğini ve kalitesini seviyor bu araplar. bize karşı çok saygılılar. hele ki onların dilini çok iyi konuşabiliyorsanız onlarla her türlü mecrada baş edebilirsiniz. farklı bir karizmamız var orada.
son olarak yöresel yemekleri et üzerine kurulu. ekmek pek yemezler. daha çok küçükbaş hayvanları tercih ederler. mendi, kepse, madgut meşhur yemekleridir. etin yanında genelde uzun bir pirinçle yapılan buhari pilavı tercih ederler. fast food olarak al baik broast efsanedir.