2-0 Kaybettiğimiz Türkiye - Hırvatistan Maçının Teknik Analizi

EURO 2024 Avrupa Şampiyonası Elemeleri C Grubu'nda Türkiye, Hırvatistan'a 2-0 mağlup oldu. Fena oynamadığımız bu maçta Hırvatlar bizi nasıl yendi?
2-0 Kaybettiğimiz Türkiye - Hırvatistan Maçının Teknik Analizi
Fotoğraf: TFF

s.kuntz'un hırvatistan'ın 2022 dünya kupasında verdiği şifrelerin bir kısmını iyi çözdüğü, ama z.dalic'in yıllardır oturttuğu düzene karşı sadece bir maçlığına hazırlanan bu taktik planların doğru sonuç vermesi için haliyle futbol şansına ihtiyaç duyulan bir maçtı.

milli takım'ın önceliği hırvatistan'ın merkezden çıkacak pas kanallarını tıkamaktı. göbekteki salih-hakan-orkun üçlüsünün topsuz oyundaki eforuyla bu mümkün oldu; onlara önden desteği pres gücüyle zaman zaman enes verirken, kerem ve cengiz kanatlarda çoğunlukla geride temkinli durup rakibin kenar bağlantılarını kapattı. 4-5-1 diyebileceğimiz bu düzende hakan çalhanoğlu orta sahanın merkezindeki joker; toplu oyunda regista / topsuz oyunda hat arası süpürücüsü rolündeydi ve zaman zaman -özellikle en az 3 kişiyle oyun kuran rakiplere karşı- ileriye şok pres çıkışları yaparak bu sezon s.inzaghi'nin inter'de ona verdiği görevlerin (bkz: #147300109) aynısını icra etti (hırvatistan da merkezdeki üçlüsünden birini sürekli stoperlerin yanına atarak oyun kurduğu için hakan bu şok çıkışları daha sık yaptı).

milli takım'ın ana amacı, beklerini öne çıkartarak oyun kuran hırvatistan'ın merkezini kapatıp, kapılan toplarla bek arkasına sarkmaktı. top sürüklemekten ziyade al-ver stilinde olan merkez üçlüsü modric-brozovic-kovacic üzerine uygulanan yoğun baskı istediğimizi çabuk verdi (5.dk'da cengiz'in pozisyonu).

kabaca: 


ama geri kalanında cengiz ünder yine merkezde kaptığımız toplarda birkaç kez bu koşuları atsa da istediği topları alamadı; bir tanesinde hakan yeterince ince pas atamadı (26.dk), bir tanesinde de kerem sağda boş durumdaki cengiz'in yerine, sola deplase olan ama stoper kontrolünde olan enes'e oynadı (28.dk).

(aynısını top bizdeyken de bir kez yaptık: hakan, ferdi'ye baskıya giden sağ bek stanisic'in arkasına sarkan kerem'e uzun top attı, sağ stoper sutalo'nun kontrol ettiği topa pres yapan enes topu yeniden kaptı ve pozisyona girdik. 10.dk'daki bu şutu livakovic tırnağıyla çıkardı, kazandığımız kornerde golü bulduk ama ofsayttı)

baskıyı iyice hissettirdiğimiz hırvatistan bizim bu anlayışımıza -bir pozisyon hariç- anca uzun toplarla karşılık verebildi; ki bunun için orta sahamızı öne çeken paslaşmalar yaptılar ve savunma hattımızdan kopardıkları an ileriye uzun attılar. ilk denemeyi 14'te yaptılar: salih'in çağlar'la anlaşmazlık yaşayıp arkaya sektirdiği topu santrfor kramaric kontrol etti ve ters kanada çıktılar. ikinci denemeyi ise 20.dk'da yaptılar ve sağ kanada uzun attıkları topta golü buldular.

hakan'ı geçen toplar hırvatistan için milli takımımızı kırma şifresi oldu. çağlar söyüncü'nün yarattığı problemler iki kez sinyal verdi:

demin bahsettiğim 14. dk:


bu da demin uzun top haricinde bir kez dediğim o pozisyon; 16.dk'da kovacic'in direkt pasında çağlar, topla buluşan pasalic'i rahatsız edemiyor ve ters kanada dönüyorlar, açılan ortayı ferdi'nin kötü karşılamasıyla tehlikeli pozisyon oluyor:


biz bu pozisyondan doğan kale vuruşunu uzun atıyoruz, top hırvatistan kalecisine uzanıyor ve yeniden önde kurulup, maçın başından beriki merkezden pres + kenar yolları kapatan savunmamızla topu kapıyoruz ve orkun'un şutu geliyor. ama bundan 2 dk sonra golü yiyoruz.

2022 dünya kupası'nda arjantin'in hırvatistan'ı nasıl yendiğine şurada kabaca değinmiştim (bkz: #146486732), hırvatistan dün akşam 8'i aynı 11'le + ve bire bir aynı kurguyla çıktı maça. özetle arjantin hocası l.scaloni savunma kaymalarını daima merkezi en az 3 kişiyle kapatacak şekilde kurgulamıştı; hem orta saha hem de defans hattında gereken kaymalar doğru yapılmıştı.

bizim ise dün akşam yediğimiz ilk golde, hakan'ın pres için öne çıktığı + savunmayla arada boşluğun doğduğu yerde, defans hattımızın pozisyonuna bakacak olursak:

gerekli kayma yapılmadı ve stanisic boşta kaldı:


olay bu kadar basit aslında, ama anlık gaflet.

golden sonra hırvatistan aynı oyuna biraz devam etti, yukarda bahsettiğim cengiz'li pozisyonları bulmaya devam ettik ve 33.dk'da topu kapıp yine cengiz'i kaçırdığımız bir pozisyonun ardından z.dalic topu bize bırakıp önde bastırmaya başladı. bu planı hemen 35'te hakan'ın sakatlanması + ismail'in oyuna girmesi takip etti ve 2. gole giden yol böyle başladı: milli takım hırvatistan'ın önde baskısına karşı topu mert'e gönderip ileriye uzun atıp sekenleri toplamak istedi. beklerimizi öne çıkarttığımız bu anların birinde mert yine ileri uzun attı, hırvatistan savunmasının karşıladığı topu ismail yüksek kötü kontrol etti ve devamında golü yedik.

ismail, ferdi, çağlar, cengiz... gibi maç içinde suçlanabilecek oyuncularımız mevcut, ama karşımızdaki takımın kalitesi belli. bu kalitede bir takımı defalarca hataya zorladık ama sonuca çeviremedik. buna karşılık biz 2 kritik hata yaptık -biri komple defans hattı biri de bireysel- ikisinde de gelip attılar.

uzun lafın kısası; yine, tıpkı playofftaki portekiz maçı gibi, veya italya'yla oynadığımız hazırlık maçı gibi, burun farkıyla da olsa iyi işaretler verdik bence.

stefan kuntz tarzı biri eğer eski dönemlerde, en azından 2002 sonrası bir dönemde hocamız olsaydı bugün başka bir futbol tarihimiz olabilirdi. bu s.kuntz'un mükemmel bir hoca olmasından değil, sadece rakibe bu denli çalışan ve doğru planlar kurgulayan bir teknik direktör olmasından. çünkü; ermenistan maçıyla birlikte tekrar gördük ki şu anki oyuncularımız evet kaliteli, ama milli takım oyuncusu değiller, belki sonra olurlar bilemeyiz, ama şu an değiller. ve olmaları için çekirdek bir grubun oluşması, bu grubun da doğru kişiler olması ve klişe tabirle sabır gerekiyor.

s.kuntz elindeki malzemelerden iyi yemekler çıkarmaya çalışıyor, özellikle önemli rakiplere karşı beklenmedik performanslar çıkarttıracak kadar güçlü planlar kuruyor. ama kapı en başta dediğim o milli takım kimliğinden uzak oyunculara + daha yolun çok başında olduğumuz gerçeğine çıkıyor.

son 3-4 yıldaki milli takıma eklenen oyunculara göz ucuyla bakalım:

ferdi - 23 yaş
orkun - 22
salih özcan - 25
kerem - 23
ismail - 24
arda güler - 18
barış alper - 22

buna yakın gelecekte eklenebilecek ravil tagir, emirhan, doğan, kenan yıldız, bertuğ vb. gençler var.

ama bu sabır büyük ihtimalle gösterilmeyecek ve s.kuntz - hamit altıntop ikilisi yüzeysel fikirlerle eleştirilmeye devam edip çalışmaz hale getirilecektir, yine de inşallah olmaz böyle bir şey diyelim.